~27~

847 25 6
                                    

İyi okumalar..
18+ sahne var....

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Aralık. Hamileliğin 8ci ayı.

2 ay önce yaşadıklarım ve duyduğum gerçekler dünyamın dönmesini durdurmaya yetecek olaylardı, ama insan yaşamaya devam ediyor işte. Çocuğum için, ailem için yaşamaya devam ettim ben de. Peki, unutdum mu? Asla!

Alevin psikolojik sorunları nedeniyle bana yaşattığı olaydan sonra kendimi toparlamam zaman aldı. Geceler kabuslar görüyordum ve banyoya yalnız giremiyordum. Bu yüzden Hakan banyomuzu yeniden yaptırdı. İşe yarayacağına inanım olmasa da farklı renkler farklı mobilyalarla gerçekten de kendime geldim. Artık banyoyu yalnız kullanmakda sorun yaşamıyorum. Hatta bu aralar daha çok orada zaman geçiriyorum diye bilirim. Hamilelik nedeniyle her dakika başı çişim geldiği için koştuğum yer orasıydı. Psikolojimi toparlıyordum, ama Alevin yapabileceğini düşünmüyordum. Fransaya gider gitmez annesi ve kayınvalidem onu hastaneye yatırtmışlar tedavi görmesi için. Başka da bilgim yok onunla ilgili. Bu olayda en çok Emreye üzüldüm. Kardeşinin yaptığı şey yüzünden yüzümüze bakamaz olmuşdu ve o da olaydan bir kaç gün sonra evden ayrıldı. Ben sık sık akşam yemeklerine çağırıyordum ama kendisini dışlanmış hiss etmesini istemem.
Emre çok iyi çocukdu ve onu abim gibi seviyordum, onu hiç bir zaman suçlamam.

Ama hayatım boyu suçlayacağım birileri vardı tabikide. Selimin ölümünden haberleri oldu mu, olmadı mı bilmiyorum. Hakan Ömeri bulmak için izlerini sürdüyordu. Avrupada iki ülkede görünmüşlerdi ama hâlâ bir haber yokdu. Burada da başka aile bireyleri yokdu. Zehra ve abisi yetimhanede büyümüş, sonra kendilerine bir hayat kurmaya çalışmışlar. Tabi bu hayat orospulukdan geçiyordu. Zehra babamın annem olduğu zamanlarda da görüşdüğü sürtükdü. İlk kocasından olan Diana ile kendilerine yer bulmaya çalışıyorlardı. Ve sonunda buldular da.. Annemin ölümüyle buldular. Zehranın abisinin ailesinden kalan yalnız Selimdi. Artık o da yokdu. Cehennem ateşinde yansınlar İnşAllah. Elime geçerlerse onları yaşatmam. İçimdeki yangının sözlerle ifadesi yokdu. Onlar annemin yarım kalmış hayatını yaşadılar. Annemin nefesini kestikleri gibi nefeslerini keseceğim. Annemin yaşayamadığı her dakikanı onlara cehennem edeceğim.

Bu süreçde Hakan hiç yanımdan ayrılmadı, ve bana da sonuna kadar hep hak verdi. Hakan hayatımda aldığım en güzel hediyyemdi. Onun için her an Allahıma şükür ediyorum ve edeceğimi de biliyorum. Bana olan ilgisi, isteklerimi hep yapması, yaptıklarımı sorgulamaması ve bana her adımda güvenmesi ona olan sevgimi ve saygımı her geçen gün daha da çoğaltıyordu. Hayatımdı, aldığım nefesdi, yaşam anlamımdı..

"Ah" oğlumun sabahdan attığı sayını unuttuğum yeni bir tekme ile inledim. Hemen elindeki giysileri bırakıp yanıma geldi ve önümde eğilip karnıma kaşlarını çatarak kötü kötü baktı.

"Ama yeter sen de ha, karımı sabahdan beri tekmeliyorsun, sen bi çık o bacaklarını nasıl ısıracak baba görürsün." Demesine kıkırdadım. Küçük şeytana da sinirleniyorduk ama sinirlendiğimizde bile komik konuşma yapıyorduk.

"Hi yapma babası, yapmıycak daha. Değil mi oğlum? Akıllı oğlum benim." Diye ben de karnımı okşadım. Hakan kıkırtılarla karnıma sonra da şişmiş yanaklarıma öpücükler kondurdu.
"Hakan bırakkk.." her iki yanağımı da durmadan öpüp mıncırıyordu. Yumuşak ve şişko olan şeyler Hakanın vazgeçilmezidi. Bir kez daha öpüp sırıtarak işinin başına döndü. Bavulları topluyordu. Yılbaşını dağ evinde geçirecek, yeni yılı orda karşılayacakdık. Ben görmemişdim dağevini ama Ayşenin söyledikleriyle güzel ve büyük bir yer olduğunu biliyordum. Saraylar gibiymiş diyordu. Öğlen yola çıkıp akşama orda olucakdık. Bavullarımızı Hakan topluyordu. Çünkü ben bir kiyafeti dolapdan alıp bavula taşıyana kadar artık yoruluyordum. Bu yüzden beni oturtmuş, kendisi yapıyordu. Çişimin gelmesi ile banyoya gittim koşar adım. Bir saattir bavullar için giysi seçip söhbet ediyorduk ve bu bir saatde bir dakika rahat oturamıyordum tuvaletim yüzünden.

I'm fineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin