"Hala gücünü kontrol edemiyor"
"Biliyorum... bunu onunla konuşucam"
"Eğer tekrar yaşanırsa öğrenciler için tehlike yarata bilir"
Aizawa sensei ile Recovery girl arasında geçen bu gergin konuşma muhtemelen benimle ilgiliydi.
Ne yapmıştım ki ben?... tek istediğim hocamı kurtarmaktı...başara'bilmişmiydim acaba? yoksa başarısız olup kurtarılmaya muhtaçmı olmuşdum?
Ben bunları düşünürken Kapı açıldı ve tüm sınıf içeri girdi.
"Ah Sofya-chan uyanmışsın"
"İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun"
"Senin için çok endişelendik"
" Sizi endişelendirmek istemezdim. Merak etmeyin iyiyim"
"Şükürler olsun" dedi Yaoyorozu
"Ne zamandır uyuyorum?"
"Dünden beri" Hagakure belirtti
"Annem kesin çok endişelenmiştir" dedim avuç içimi alnıma dayayıp.
"Ben haber verdim ama telefonunu biraz karıştırmak zorunda kaldım üzgünüm" dedi Jirou biraz çekingen bir tavırla.
"Sorun değil ayrıca teşekkür ederim. Aklıma gelmişken dün neler oldu?"
"He? Hatırlamıyormusun?" Mina şaşınca sordu
"Duvara çarptıktan sonrasını hatırlamıyorum"
"Çok güçlüydün O yatarığı küle çevirdin" dedi Kaminari heyecanla
Bu da demekki... ahh olamaz
"Ama gücünü kontrol edemiyor gibiydin... birde göz bebeklerin kaybolmuştu.. bunun hakkında bir fikrin varmı?" Deku merakla defterini açmış bana bakıyordu.
"sanırım size anlatabilirim... gücümü asıl tetikleyen duygu yani öfke gereğinden fazla olunca kontrolden çıkıyorum"
"O yüzden Midnight sensei seni uyuttu demek"
"muhtemelen"
"Sofya-chan bu yara ne? savaş sırasındamı oldu?" Uraraka bacağımı işaret edip konuştu.
O söylediğinde gördüm ayağımda ki örtü açılmıştı ve yara izlerim görünüyordu. Hemen örtüyü çektim biraz afallamıştım
"ah herhalde savaşta oldu, boşver sen"
Sonra Aizawa sensei gelerek hepsini dışarı çıkardı ardından yanımdaki sandalyeye oturdu.
Kendisi sargılar içindeydi, dün onu kurtardığım için teşekkür etti. Gücüm ile ilgili ise okul sınırlarında %40 tan fazlasını kullanmamın artık yasak olduğunu söyledi ve gitti. Haklıydı öğrencilere zarar verebilirdim.
15 Dakika sonra Recovery girl gelip taburcu olabileceğimi söyledi.
Bunun üzerine üstümü değişip eve gittim.
Evde:
Annem beni görünce sıkıca sarıldı. Salona geçtiğimizde Ren'in de koltukta oturup telefonla uğraştığını gördüm."Hoşgeldin demeyecekmisim?"
"Ah selam" ayağa kalkıp yanıma geldi ve o da sarıldı bende karşılık verdim
"Ee nasılsın?"
"İyiyim" dedim tekli koltuğa yayılırken
Ona okulda olanlardan ve sinir hastası arkadaşımdan bahsettim.
Yarın onunla tanıştırmamı istedi.
"Sen kafayımı yedin? Çocukla konuştuğum tek zaman kavga ettiğim zamandır diyorum sen gelmiş tanıştır diyorsun. Söylesene amacın nedir?"
"Sadece kimin seni bu kadar sinirlendirdiğini merak ettim"
"Çok istiyorsan sınıfa gelir görürsün"
"Tamam"
Akşam yemeği yedikten sonra odama çıktım. Saat daha 21:00 yatmak için erkendi. Biraz rahatlamak için duş aldım ve pijamalarımı giyindim saçımıda kuruttuktan sonra yatağıma oturdum ve 2 güdür okumaya fırsatım olmayan mangayı okumaya başladım
biraz sonra uykumun geldiğini farkettim kitabı komidi'nin üstüne bırakırken ışığı kapattım ve mor renkli gece lambasını açtım.
Sabah için alarm kurduktan hemen sonra başımı yumuşak yastığıma koydum ve uyudum.Evvet Bir bölüm daha yazdım bu hikayeyi gerçekten bitirmek istiyorum. Mangayı okuyorum ve evet ağlamak istiyorum daha 302 bölümde olmama rağmen çok fazla spoiler yedim. Umarım Bakugou ölmez neyse hikaye ile ilgili fikirlerinizi yorumlara bekliyorum eğer bölümü beğenirseniz oy verebilirsiniz.
290 Okumaya ulaşmışız.
HİKAYEYİ OKUYAN HERKESE
TEŞEKKÜR EDERİM!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İkiz Alevler~
De TodoAnnesinin benliğini yani akıl okuma gücünü miras aldığı için arkadaşları tarafından dışlanan bir kız, 15 yaşına girdiği gün aniden ölen babasının benliğini kontrol dışı kullanır ve yanlışlıkla önce üvey kardeşini sonra ise üvey babasını öldürür. Kı...