Uyandığımda yalnız olduğumu farkettim gözlerimi bir kaç kez kırpıp tam ayılmaya çalıştım ve yerimde doğrulup etrafıma baktım.
"Shinso erken kalkmış olmalı" dedim kendi kendime ardından üstümü değişip banyoya girdim elimi yüzümü yıkadıktan hemen sonra aşağı indim.
Annem kahvaltı hazırlıyordu beni görüp gülümsedi ve "Günaydın tatlım" dedi aynı şekilde karşılık verdim bu sırada arkamda duran Ren kulağıma doğru fısıldadı.
"Shinso ile çıktığını bilmiyordum"
Korkup tüm gücümle çığlık attım ve ona dönerek geri birkaç adım attım.
"Gerizekalı ödüm koptu"
Ren verdiğim tepkiye gülerken cevap bekliyordu
"Ayrıca Shinso ile çıkmıyorum.. bunu da nerden uydurdun?"
Bir kaşını kaldırıp inanmamış gibi baktı "Sabah geldiğimde sarmaş dolaş uyuyordunuz ondan dedim"
"Oh.. öyle mi?... Neyse çıkmıyoruz.. bu arada Shinso nerde?"
"O erkenden çıktı sana da antrenmanı olduğunu söylememi istedi"
"Antrenman mı? Bundan haberim yoktu.. herneyse çok açım" mutfaktan çıkıp salona gittim ve herzaman ki yerime oturarak annemin gelmesini bekledim. Biraz sonra annem ve Ren de masaya oturunca kahvaltıya başladık.
3 saat sonra:
Hava sıcak olduğundan dışarı çıkmak istemiyordum salonda klima altında serinlerken kapı çaldı. Annem ve Ren'le bakışıp kimin açacağına karar vermeye çalışıyorduk sonunda annem fedakarlık yaparak ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi biraz sonra All might ve Aizawa senseinin salona girdiğini gördüm hemen yaylandığım koltuktan kalkıp üstümü düzelttim. Selam verdikten sonra ikiside koltuğa oturdu ve birşey konuşacaklarını söylediler. Annemle beraber karşılarına oturduk ve dinlemeye başladık.
Kısaca öğrencileri okul yurduna yerleştireceklerdi annem bana bakıp sonra onlara döndü.
"Tabii eğer böyle uygun görmüşseniz size güveniyorum eminim orada daha güvende olacaktır"
"Ama anne-"
"Sofya! Böylesi daha iyi olacak"
Annemin tınısından karşı çıkma gibi bir şansım olmadığını anladım ve bakışlarımı önüme çektim.
Onlar gittikten sonra odama çıkıp eşyalarımı toplayama başladım ailemden çok ayrı kalıyorum en azından hafta sonları eve gelicektim.
3 bavul ve 6 çanta hazırladım ardından odamda ki boks torbasını nasıl taşıyacağımı düşündüm onu tavandan ayırıp dikkatlice aşağı indirdim çantalarımı da yanına getirip kapıyı açtım karşımda kocaman taşıma aracı vardı 4 çalışan inip odamda ki gardırop ve yatağı alacaklarını söylediler onlara içeri girmesini söyleyip odaya götürdüm böylece herşey daha kolay oldu boks torbamı da onlara verdim ve herşeyi alıp yurda götürdüler.
bende ertesi gün hazırlandım akşam üstü gitmeden önce anneme ve Ren'e sarıldım vedalaştıktan sonra okulun gönderdiği başka bir araca bindim ve yurda gittim.
Bir süre sonra:
Yurda vardığımda gün batımına az kalmıştı içeri girip 1-A sınıfının kaldığı yere gittim biraz çekingen adımlarla salona girip çocuklara baktım beni farkedince gülümseyerek selamladılar.
"Sofya-chan hoş geldin" dedi Mina neşeli gülümsemesi herzaman ki gibi yine yüzündeydi ardından diğerleri ile konuşup Aizawa senseinin verdiği anahtarla odama girdim her heri dekore ettikten sonra eşyalarımı, boks torbasını ve ağırlık taşların yerleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İkiz Alevler~
De TodoAnnesinin benliğini yani akıl okuma gücünü miras aldığı için arkadaşları tarafından dışlanan bir kız, 15 yaşına girdiği gün aniden ölen babasının benliğini kontrol dışı kullanır ve yanlışlıkla önce üvey kardeşini sonra ise üvey babasını öldürür. Kı...