ep.10

2.3K 237 188
                                    


oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3
(bol bol yorum)

bu bölümün gerilimi (cinsel olanı veya olmayanı) çok keyifli.

smut var.
artık biliyorsunuz zaten.

okurken nefes almayı unutmayın (rica ederim)

***

Evden içeri girdiğim zaman özellikle kirli davranmaya çalıştığım doğruydu. Bir miktar,çok az bir miktar, gergindim. Yol boyunca sıkıntıdan patladığım için Kiyoomi'ye dokunmaya başlamıştım. (Söylediğim gibi sadece sıkıntıdandı, azmış olmamla bir alakası yoktu kesinlikle.)

Normal bir zamanda ve normal bir insanla bu yaptığım kesinlikle keyifli olurdu. Yani kim bana hayır diyebilirdi ki? (Sakusa Kiyoomi dışında)

"Atsumu, elin ayağın rahat dursun." Bu cevap beni durdurmaya yetmezdi. Önceden de söylemiş olmalıydım, o bana dokunmadığı sürece kontrolümü sağlayabiliyordum. Heyecanlanmadığım (sadece basit cinsel istekler nedeniyle) sürece onu alt edebilirdim.

"Bağlayabilirsin?" Keyifli bir şekilde konuşurken sırıttığım sesimin tonundan bile belli oluyordu. Kafasını bana doğru çevirip ciddi olup olmadığımı ölçer gibi bir süre yüzüme bakmıştı, ardından yola döndü.

"Sıkıştırdığım zaman süt dökmüş kedi gibiydin, bağlasam ne hâle gelirsin kim bilir." Tamam, bu işte neredeyse benim kadar iyiydi. Neredeyse diyorum çünkü beni yenmek kolay değildi. Sonuçta ben aynaya bakmasam bile kendimi gördüğüm bir kardeşle büyümüştüm. Banyo aynasında kendi kendine taş kâğıt makas oynamak gibiydi. Ondan daha iyi olduğuma emindim. Sonuçta aynı zamanda en iyi ikiz bendim.

"Kim bilir işte, deneyelim en iyisi." Ve buna bir cevap vermemişti. Hem gerçek hayatta bile bana görüldü attığı için kızmıştım hem de beni bağlaması gibi güzel bir teklifi reddettiği için. Üstelik reddetme sebebi benim kedi gibi olmamdı. Bundan daha saçma bir sebep olabilir miydi? Sanmam.

Sakusa Kiyoomi'den nefret etme sebebi listem neredeyse 100 madde olacaktı.

Belki de yüz olduğunda bunu kutlamalı, onu keskin bir bıçakla parçalara ayırdıktan sonra kendisine ait temizlik malzemeleriyle etrafı temizlemeli ve tekneyle denize açılıp kalan parçaları körfez sularına dağıtmalıydım.

Ya da sadece öpebilirdim. Bundan nefret edeceğini varsayarsak mantıklı bir fikirdi.

Ayakkabıyla içeri girmeye çalıştığımda Kiyoomi kafamı ittirmişti, bu hamlesi dönüp burnuna yumruk atmam için beni fazlasıyla karıştırmıştı. Ancak düşününce eğer onunla yatmaya devam edersem kötü gözükmesini istemezdim. (Tamamen kendi zevklerimle alakalıydı. Diğer insanlar her halleriyle güzel olsalar bile Kiyoomi'nin ekstra bir çaba harcaması gerekiyordu bana kalırsa.)

Bazen konuşurken kendime bile yalan söylüyorum, yalan ağzıma yuva yapmış.

"Bu taraftan." Kiyoomi önden yürümeye başladığında birkaç saniye durup arkasından baktım. Kalçası, güzeldi. Peşine takılırken istemsizce elimi kaldırarak avucuma baktım. Sığar mıydı ki acaba? "Atsumu salak saçma hareketler yapma." Göz devirirken elimi indirdim. Her yerde gözü vardı şerefsizin, nasıl görüyordu anlamıyordum.

Koridorda bir kapıyı açıp girdiğinde peşinden girdim. Banyo? Neden buradaydık? Aklıma gelen şeyle gözlerim kocaman oldu.

"Haa, küvet fantezisi anladım."

"Geç şuraya."

"Bak bana bir kez daha emir verirsen kafanı lavaboya vura vura beynini akıtırım." Kafasını yana yatırarak yüzüme bakmaya devam ettiğinde seslice nefesimi üfledim. Birden bire çok mu asabileşmişti yoksa azgınlıktan mı böyleydi merak ediyordum doğrusu. İşaret ettiği gibi küvetin içine girdiğimde yaklaştı. Yakasından tutup kendime çekmek için uzandığım sırada öne doğru eğildi. Hafifçe kaşlarım çatılırken duş başlığını eline aldığını fark ettim, ne olduğunu anca şimdi anlayabilmiştim. "Seni öldürürüm Kiyoomi, sakın öyle bir şey yapma."

Kiss or Kill ❦ sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin