Kiss or Kill ❦ sakuatsu

ep.11

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

***

"İkidir prezervoş kullanmıyor, gerçekten beni hamile bırakmaya mı çalışıyor acaba?" Kendi kendime mırıldandığım sırada arkamda kalan odanın kapısının açıldığını duydum.

"Atsumu, mal mısın? Kalksana yerden." Kiyoomi üzerine giydiği gri eşofmanla odasından çıkarken konuştuğunda kafamı geriye doğru yaslayarak ona baktım. Az önce beni bırakıp duşa girerken ve duştan çıkıp havluyla yanımdan geçerken de aynısını söylemişti. Onu iki seferinde de tınlamamış, sadece havlusunun altına bakmaya çalışmıştım. Yine umursamayacaktım, çünkü bu sefer havlusu bile yoktu. Hoş üstü hâlâ çıplaktı, dövmeleri kol kaslarında çok güzel duruyordu doğrusu. Karın kasları da güzeldi şimdi.

"Kalkamam." Üşüdüğüm, aslında çıplak kalmak istemediğim, için Kiyoomi'nin tişörtünü üzerime geçirmiştim. Onun tişörtünü giymem için sebeplerim vardı elbette. İlk olarak kendi tişörtüm bu piç yüzünden ıslaktı, ikinci olarak onun tişörtü oversizedı ve götümü başımı kapatıyordu sağ olsun, üçüncü olarak kıyafetlerinin giyilmesinden hoşlanmayacağını düşünmüştüm, dördüncü ve son olarak ise; sadece canım istemişti, bir bahaneye ihtiyacım yoktu.

"Abartıyorsun." Yanıma doğru gelerek tepeden bana bakmaya başladı. Hafifçe dikleşerek ona baktım.

"Gel bir kere yer değiştirelim, bak bakalım abartıyor muyum." Yüz ifadesinde bir değişim olmadı ancak ben heyecanlanmıştım. "Değişelim mi? Lütfen."

"Hayır."

"Korktun kesin." Ayağıyla hafifçe bacağımı ittirdi.

"Boş konuşma, kalk."

"Senin bir dediğin bir dediğini tutmadığı için, hayır demeni ciddiye almayacağım." Kaşları hafifçe çatıldı.

"Ne demek tutmuyor?"

"Sana bir daha dokunmam için beni öldürmen gerek Atsumu, sana kalkmıyor Atsumu...Devam etmemi ister misin?" Göz devirirken yere doğru eğildi. Haklıydım ama değil mi? Ne dese tam tersini yapıyordu, değiştirmeyeceğiz dediğine göre bu yakında üstte olacağım anlamına geliyordu.

"Arkasında duracağım üçüncü sözüm olarak algıla bunu, yer değiştirmeyeceğiz."

"İlk ikisi neydi? Dinlemiyordum pek." Bakışları beni yattığım yerde öldürebilecekmiş gibi keskinleştiğinde sırıttım, çok üstüne gitmemek lazımdı.

"Senin sözlerine ne oldu? Beni hâlâ yalvartamadın mesela?"

"Bir kere ağzımı kapatıp Kiyoomi diye inlemem görürsün yalvarmayı." Omuz silkerek ayağa kalktı.

"Dövmene bakım yapıyor musun?" Bakışları bacağımdaki ismine kaydığında anlık sırıttığını fark etmiştim. Konuyu değiştirmesine izin verirken yattığım yerde dikleşerek sırtımı duvara yasladım.

"Hayır dedecim, bir de onunla mı uğraşacaktım?"

"Paketini açıp temizlemiştim ben o gece ama seninde krem sürmen gerekiyor, yara olur yoksa."

"Bekle, sen mi temizlemiştim dövmeyi? Bende nasıl oldu diye düşünüyordum." Bana geri zekalıymışım gibi baktı bir süre.

"Başka kim yapacaktı Atsumu?"

"Cazibemden etkilenmiş bir dövme salonu hayaleti?"

"Sen salaksın."

"Sende bana aşıksın!" Yüzündeki aşağılayıcı ifade anında dehşete düşmüş bir hâl aldı.

"Saçma sapan şeyler söyleme, tüylerim ürperiyor."

"Kalktı mı?"

"A-" İç çekerken kafasını iki yana sakladı. "Seninle uğraşmayacağım, kalk artık yerden."

"Öp, öldür, evlen oynuyoruz."

"Ne?"

"Hızlı cevap vermen lazım!"

"Saçmalama Atsumu."

"Oynamazsak kalkmam."

"Seni sürükleyebilirim?"

"Hızlı cevap ver! Ushiwaka, yattığın ilk kişi ve Pirene Dağ Keçisi."

"Siktir git, bu çok saçma."

"Cevap veer, Kiyoomi-kuun." Sesli bir şekilde nefesini üfledi, bir süre sorumu kafasında tarttı.

"Ushijima'yla evlenirdim sanırım."

"Sen ciddi misin?"

"Onu öpmek istemiyorum."

"Evlenmeye razısın ama?"

"Mantık evliliği diye bir şey var." Teslim olurcasına ellerimi havaya kaldırdım. Yattığı ilk kişiyle evlenmiyordu yani. "Yattığım ilk erkeği öperdim ve pirene dağ keçisini öldürürdüm, şimdi kalk hadi." Tam arkasını döndüğü zaman hızlıca ayağa kalktım.

"Biliyordum, orospu çocuğu." Bana dönme fırsatı bulamadan sırtına atladığımda sendeledi, düşmemek için duvara tutundu. "Son Pirene Dağ Keçisini senin öldürdüğünü biliyordum."

"Atsumu, salak salak davranma in üstümden." Beni sırtından atmak için çırpındığı sırada boynuna daha sıkı sarılarak omzunu ısırdım. "Siktir, Atsumu, siktir git." Bir elimi saçına atıp çektiğimde geriye giderek sırtımı duvara vurdu.

"Puşt rahat dur, dövemiyorum böyle."

"Başka isteğin var mı?"

"Yer değiştirelim!"

"Siktir git!" Kollarımı sıkarak çektiği zaman boynunu bırakmak zorunda kalmıştım, aşağı doğru kaydığım zaman beline sardığım bacaklarımı da çözerek yere indim.

"Çok ikna edici konuştun." Bana doğru dönerken eliyle omzunu tuttu, ısırma işini biraz abartmış gibiydim.

"Atsumu seni-" Cümlesini yarıda kesen şey kapının çalması olmuştu. Kiyoomi bu gece evden atılmazsa iyidir. Kafasıyla kapıyı işaret ettiğinde onu ardımda bırakarak kapıya ilerledim. (Götüme bakabilmesi içindi elbette)

"Sa-" Hızlıca kapıyı açtığım zaman karşımda duran adam hızla konuşmaya girmişti. Ancak sözlerini karşısında beni görmesiyle yuttu. Bakışları üzerimde gezindikçe hem gözleri hem ağzı açılıyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken Kiyoomi'nin ensemden tutarak geri çekmesiyle bocaladım. Adamın bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıyı yüzüne kapattığında gülmeye başladım.

"Kapıyı neden açıyorsun Atsumu?"

"Aç demedin mi? O kapıya bak bakışı değil miydi?

"Senin yüzünden yine geldiler bakışıydı."

"Nereden anlayabilirim lan?"

"Bu şekilde kapıyı açmanı ister miyim sence?"

"Ne? Gayet güzel ve seksi gözüktüğüme eminim." Gözlerini kapatıp birkaç saniye bekledi. Sakinleşmeye çalışır gibi bir hâli vardı.

"Atsumu siktir git evimden." Alt dudağımı sarkıttım.

"Beni buraya kadar getirdin, eve de sen götüreceksin."

"Şaka mısın sen?"

"Sence?" Sinir hastası olmasından korksam bile ona acımam yoktu. Delirmesine çok az bir miktar kalmışken elini omzuma koyarak koridora doğru ittirdi.

"Git duş al Atsumu, sana daha fazla katlanamyacağım."

"Öyle diyorsan öyle olsun Omi-kuun."

***

çok gereksiz bir ara bölümdü
ama eğleniyorum o yüzden umrumda değil bir ara yine sevişecekler diye korktum

farkında olmadan fb olmaya başladı bunlar
(sanki ben yazmıyormuşum gibi)