Kiss or Kill ❦ sakuatsu

ep.29

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

siz farkında olmasanız bile bu bölümü bekliyordunuz. o yüzden keyfini çıkaran çıkara okuyun, hemen bitirmeyin ve bol bol yorum yapın. tesekkurler

Nsfw.
(en önemlisi nefes almayı unutmayın)

oy: 112

***

"Mürekkep balıkları var ya bu yanar döner olanlar. Bunlar bir süredir çiftleşemiyor, küresel ısınma falan filan; hep bahane bunlar tabii yapmak isteyen yapar. Neyse son zamanlarda deniz suyu biraz soğuyunca bunlar hemen hadi sevişelim diyorlar, okyanusun böyle en karanlık yerlerine çekiliyorlar ve çiftleşiyorlar. Tabii grup halinde takılıyorlar, tamamen zevk meselesi ama nasıl vahşiler anlatamam, böyle erkek dişiyi sıkıca tutup döllüyor. Ee onca zaman küresel ısınma diye beklerseniz böyle olur. Neyse sonra bu dişiler gidip suyun dibine bırakıyor yavruları, e çiftler de bu grup seks işinden birkaç gün sonra ölüyorlar. Bu yüzden diyorum düzenli seks hayatı çok önemli diye."

İlaçlarımı getiren hemşire boş gözlerle bana bakmaya devam etti. Dehşet içerisinde olduğu belliydi. Kucağımdaki ince örtüyle oynarken dudaklarımı büzerek bakışlarımı kaçırdım.

"Genelde üç bin yumurta bırakıyor olmalılar, yanlış hatırlamıyorsam tabii." Tepki alamadığım için konuşmaya devam ettiğimde yavaşça elindeki küçük tepsiyi uzattı.

"Ben ilaçlarınızı getirmiştim aslında." Sakince mırıldandı, gülümseyerek ilaçları ve bardağı aldım.

"Teşekkür ederim." İlacı içtiğim sırada kapı açıldı. Bakışlarım o tarafa döndüğünde içeriye giren Kiyoomi'yle gülümsemem büyüdü. "O benim sevgilim." Hemşireye doğru fısıldadığım zaman gülümseyerek kafasını salladı.

"Tüm klinik biliyor zaten." E tabii hayatımda ilk defa sevgilim olduğu için biraz fazla şımarıyordum. Bence hak ediyordum, yani bu dönemde kimin sevgilisi Sakusa Kiyoomi olabiliyordu ki?

"Bilsinler zaten, akli yerim dengemde değil olay çıkarırım." Kaşlarını çatarken ağzından bir 'ha' nidası döküldü.

"Akli dengem yerinde değil demek istedi." Kiyoomi beni açıklarken elindeki çantayı koltuğa bıraktı. Kız kafasını onaylar anlamda salladı.

"Size iyi günler, yarın doktor hanım görüşmeye gelecek." Gülümseyerek el salladığımda bana aynı şekilde karşılık verdi. O odadan çıktığında derince nefes aldım.

"Mürekkep balığı çiftleşmesi ilgisini çekmedi."

"Onun adına üzüldüm, ne kaybettiğini bilmiyor." Yatağa yaklaşarak saçlarımın üzerini öptü. "Yürüyüşe çıkmak ister misin?"

"Çok üşeniyorum," bileğini tutarak yanıma doğru çektiğimde oturdu. "Burada kalalım." Arkasına yaslanırken kolunu omzuma atarak beni göğsüne doğru çekti. "Osamu gelecek mi?"

"Dersle ilgili bir şeyi varmış ama yarın geleceğini söyledi." Yalan yok, üzülmemiştim. Onlara minnettardım, her gün kliniğe ziyarete geliyor ve beni yalnız bırakmıyorlardı. (Sadece belirli kişiler girebildiği için en yakınlarımı alıyorlardı.) Ama Kiyoomi'yle hiç yalnız kalamamıştık, Osamu inadına yapar gibi özellikle bizi yalnız bırakmıyordu.

"Tamam güzel." Kiyoomi gözlerini kıstı. "Bana öyle bakma ne zaman sana yanaşsam dini duygularımı sömürmek için bildiği tüm dinlerden bir şeyler okuyor."

"Hangi dine inandığını kimse bilmiyor."

"Herhangi bir dine inanmadığımı anlamak bu kadar zor olmamalı."