ep.22

1.8K 245 408
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

oy sınırı: 100?

***

"Günaydın Seul!" Gerinerek mutfağa girdiğim zaman Kiyoomi elindeki kahve bardağını masaya bırakıyordu. Bana doğru döndü ve kaşlarını çattı.

"Biz Tokyo'da yaşıyoruz." Japonya'da yaşadığımı hiç fark edememiştim, Omi de olmasa ne yapardım kim bilir.

"Tamam ama ben Seul'a günaydın demek istedim, bir sorunun mu var?" Kafasını iki yana salladı.

"Kahvaltı hazırladım." Ellerimi uzatarak ona yaklaşmaya başladığımda kahve bardağına havaya kaldırdı. "Kahve yok, kahvaltı var."

"Sen kahve içiyorsun."

"Atsumu çocuk musun?"

"Hayır." Duraksadım. "Keşke?" Bana tepki vermeden masayı işaret etti.

"Kahvaltı et, benim evim benim kurallarım."

"Bana çocuk musun diyene bak sen." Kaşlarını çattığında sırıttım. "Boşver Omi her insan çabuk olgunlaşmıyor."

"Evet, senin olgunlaşman için biraz daha beklemem gerekecek." Beklemem. Beni bekleyecek miydi yani? Çok sevimli. Ama ben yeterince olgun bir insan olduğuma inanıyorum yani, buna gerek yok. Ona cevap vermek için hazırlanmam omuzlarımdan tutarak sandalyeye doğru ittirmesiyle engellendi. "Hadi yemeğini ye, bir daha kalkıp hazırlamayacağım çünkü."

"Bir Sumatra Kaplanına önce bolca ilgi verip o ilgiyi kesersen ne olur Kiyoomi?"

"Ne olur Atsumu?"

"Bilmem daha önce hiç yapmadım." Bana baygınca baktığı zaman işaret parmağımı ona doğru uzattım. "Ama yemek vermeyi kesersen seni yer." Ardından elimi indirdim. "Neyse ki Sumatra Kaplanı değilim."

"Sumatra Kaplanları nerede yaşıyor?" Kaşlarım çatılırken omuz silktim.

"Sumatra Adası, Endonezya." Beni onaylarken karşımdaki sandalyeye oturdu. Önümdeki yiyeceklere baktıktan sonra kafamı kaldırıp Kiyoomi'ye baktım. Kahvesini içerken tabletinden bir şeyler okuyordu. Ergenlik çağında çocuğu olan kırk beş yaşındaki şirket müdürlerine benziyordu. Acımasız olanlardan. Ve yakışıklı.

"Kahvaltı iyi güzel ama..." Bakışları bana döndüğünde gülümsedim. "Bunun yerine poponu yemeyi tercih ederdim Omi-kun." Tabletini masaya bırakırken öne doğru eğildi ve gülümsememi taklit etti.

"Üzgünüm, menümüzde yer almıyor."

"Çok üzücü..." Elimi kaldırıp havada yarım daire çizerek poposunu tarif etmeye çalıştım. "Şekli mükemmeldi, en azından bir ısırık alsam olmaz mı?"

"Sapık gibi konuşma Atsumu." Gülümsemesi hiç öyle demiyordu, kesinlikle hoşuna gitti. Popo iltifatları önemlidir, insanın özgüvenini arttırır. Önemli olan büyük bir popo değil, önemli olan o poponun nasıl ısırılacağıdır.

"Sapık gibi konuşmuyorum, zaten öyleyim. Tabii endişelenme, sana özel."

"Beni korkutmaya devam edersen seni camdan aşağı atacağım."

"O zaman bu korkunç kahvaltıyı yemesi için başka birini bulmalısın."

"Kahvaltı gayet güzel Atsumu."

"Ben Samu'yla yaşıyorum, onun yemeklerinin yanında seninkileri Çizgili Sırtlanlar bile yemez. Ki yememeliler çünkü zaten nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya, yani geriye kalacak son Çizgili Sırtlanı da öldürmek mi istiyorsun?" Bir süre yüzüme baktı, ciddi bakışmamız yarım dakika kadar sürdüğünde oflayarak ayağa kalktı.

Kiss or Kill ❦ sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin