ep.19

1.9K 271 358
                                    


oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

sınır: 90

***

Sakusa Kiyoomi

"Teşekkür ederim."

"Önemi yok." Önüme uzatılan son belgeyi de imzaladıktan sonra Atsumu'ya doğru döndüm. Yüzündeki yaralara bakındım. "Sen iyi misin?" Kafasını onaylar anlamda salladı.

"Yirmi iki yaşındayım, neden birinin beni alması gerektiğini anlayamadım doğrusu." Elimi sırtına koyarak onu çıkışa doğru yönlendirdim ve yürümeye başladık. "Annem ve Osamu'nun telaşıyla uğraşmak istemedim, arkadaşlarıma söyleseydim de sır tutabileceklerini sanmıyordum."

"Sorun yok Atsumu, beni çağırmak için nedene ihtiyacın yok." Doğrusu onu çok kolay bir şekilde bulduğum için mutluydum bile. "Ama neden çocuğı dövdüğünü merak ediyorum."

Dışarı çıktığımız zaman sırıtarak öne doğru eğildi. Gözleri fıldır fıldır etrafını tararken tekrardan dikleşerek gerindi.

"Tamamen keyfi."

"Atsumu."

"Şimdi de sen mi beni sorguya çekeceksin Omi-kun? Bana da yazık öyle değil mi?" Alaycı sesiyle göz devirmeden edemedim.

"Neden dövdün?"

"Kurtları savundu." Bu Atsumu'ya göre birini dövmek için yeterli bir sebepti. O çocuğun yerinde olmadığım için kendimi şanslı saymalıydım.

"Pekala."

"Neyse ben eve gideyim artık." Bana arkasını dönüp ilerleyeceği sırada ensesinden tutarak kendime doğru çektim. "Ne oluyor ya?"

"Yine ev diye gidip iki gün ortadan kaybolmana izin vermiyorum."

"Sen biraz bipolar olabilir misin? Umrunda değildi hani?" Onu öne doğru yönlendirirken elimle arabayı işaret ettim.

"Bak arabam servisten geldi, sen bineceksin diye ön koltuğu poşetledim." Bana küfür etmeye başlarken ensesindeki elimi ittirdi.

"Arabana işersem görürsün poşeti, piçe bak ya." Montumun cebinden anahtarımı çıkardım, kilidi açarken gülerek kafamı iki yana salladım.

"Sende kesersem görürsün." Kaşları hafifçe çatıldı, bana doğru döndü. Neyi kesmekten bahsettiğimi anladığında gözlerini kocaman açtı.

"Ne olur kesme! O bana lazım!"

"Bin hadi arabaya, önce hastaneye gideceğiz." Aniden gülmeyi keserek kaşlarını çattı.

"Hastane ne için?"

"Yaralarına bakılsın Atsumu, mikrop kapacaksın yoksa."

"İyi böyle, ciddi bir şey yok bile." Kaşlarımı kaldırarak ona baktığımda homurdandı. "Orada güzel hemşireler var mıdır?"

"Vardır tabii, bin arabaya."

Hastaneye gidip yaralarına baktırdıktan sonra evime dönmüştük. Atsumu'yu duş almaya ikna ettikten ve yaralarına su değdirmemesi konusunda bolca uyardıktan sonra kahve yapmak için mutfağa dönmüştüm. Başımdan bela eksik olmadığı için düşünmek için bile zamanım olmuyordu. Ve belamın ismi Atsumu Miya'ydı.

Kahvenin olmasını beklerken Osamu'ya Atsumu'nun benimle olduğuna dair mesaj atma gereği duydum. Atsumu ona yalan söylerdi belki ama benim yalan söylemek gibi bir derdim yoktu. Bu yüzden en azından içi rahatlar diye düşünmüştüm.

Bir süre sonra Atsumu duştan çıkmış ve yine bir kıyafetimi giyerek yanıma gelmişti. Dolabımdaki kıyafetler gittikçe azalıyordu ve bunun tek sebebi bendim. Ama yapabileceğim bir şeyde yoktu, kirliydi ve duş almadan evimde oturmasını istemiyordum.

Kiss or Kill ❦ sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin