11.Bölüm

1.8K 49 4
                                    

Tanıdık sesi duymamla ellerini tutup arkamı döndüm ve Ozan'ı gördüm. Kollarımı boynuna dolayıp sıkı sıkı sarıldım ona. Gideli çok olmamıştı ama çok özlemiştim onu. Ondan ayrılınca yanında 32 diş sırıtan Melodi'yi gördüm. Benimde ondan aşağı kalır yanım yoktu.

Kendime gelince Süveyda'yı hatırladım.

"Tanıştırayım en yakın arkadaşlarım Ozan ve Melodi, bölümden arkadaşım Süveyda." dedim Melodi ve Ozan'la el sıkıştı. Ozan'la el sıkışırken göz göze gelmeleri dikkatimi çekmişti. Aralarında ki garip elektriği hissedebiliyordum.

"Biz Süveyda ile kahveye içmeye gidiyoruz geliyor musunuz?" dedim

"Ben sizinle oturamam ama bir kahve çok iyi olur." dedi Melodi

"Hadi gidelim o zaman." dedim ve onları Melodi ile sürekli oturduğumuz kafeye yönlendirdim. Beraber kafeye girdik self servis olduğu için kahveleri sipariş verip beklemeye başladık. Ozan'a baktığımda çaktırmadan Süveyda'yı izliyordu. Etkilenmişti, Süveyda'dan ama kim olsa etkilenirdi çok doğal bir güzelliği vardı.

Kahvelerimizi aldıktan sonra Melodi kahvesini aldı ve bize el sallayıp çıktı kafeden. Biz de cam kenarında bir masaya geçip oturduk Süveyda ile Ozan karşı karşıya gelmişti ve Ozan büyülenmiş gibiydi konuşmuyordu öylece etrafa bakıyordu arada Süveyda'ya bakıyordu.

"Ozan, nasılsın ne yaptın projeyi?" dedim konuya girerek.

"Okuldan bir arkadaşla hallettik sonra da bir şekilde geldim buraya." dedi

"Bizim okulda mısın artık?" dedi Süveyda

"Evet." dedi Ozan

"Niye geldin peki?" dedi Süveyda

"Bazı şartlar öyle gerektirdi yapamadım İzmir'de." dedi Ozan

Onlar sohbet ederken ben de etrafa bakıyordum dersime bir saat vardı daha. Etrafa bakarken gözlerim onu buldu. Ne işi vardı burada?

"Eh lafınızı bölüyorum ama akşama kutlama var Ozan sen kesin geliyorsun Süveyda sende gel lütfen konumu atarım ikinize de." dedim ve kafeden çıkıp ona doğru yürümeye başladım.

Yanına gidince karşı karşıya geldik ve birbirimize bakmaya başladık.

"Ne işin var burada Yiğit abi?" dedim

"Dayanamadım geldim, sabah arabasına bindiğin kucağına atladığın çocuk kimdi Naz?" dedi

Kıskanmıştı belli ki ona daha tamam dememiştim ama tutamıyordu kendini alıkoyamıyordu. Anlamaya çalışıyordum onu fakat biraz oynamaktan zarar gelmezdi. Kaşınıyordum biliyordum, istemiyorum diyordum ama beynim de mantığımla oynuyordu.

"Seni ne kadar alakadar eder Yiğit abi?" dedim

Burnundan nefes aldı ve bir anda kolumdan tutup beni kendine çekti yüzlerimiz birbirine çok yakındı. Gözleri gözlerime bakıyor burnundan aldığı aksi nefes yüzüme vuruyordu. Gözlerinin dudaklarıma kaydığını hissettim sonra yutkunma sesi geldi.

"Oynama benimle Naz oynama." dedi ve arkadan hiç duyulmaması gereken bir ses duyuldu.

"Buda sabah başka biriyle öğlen başka biriyle akşama da farklı birini bulur herhalde, kaşar." dedi beyin yoksunluğu çeken bir vasıf.

"Ne diyorsun lan sen?" diye üç yandan bir ses duyuldu. Daha o üç sesi algılayamadan çocuğun üstüne atlamışlardı bile. Bu üç ayının elinde kalırdı bu çocuk.

"Ozan." diye bağırdı Süveyda.

"Yiğit, Ozan, Ulaş!" dedim kafalar bana döndü. Çocuğun arkadaşları bu boşluktan yararlanıp arkadaşlarını kurtardılar.

ADA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin