20.Bölüm

426 8 4
                                    


Sabah uyandığımda Yiğit'in yatağındaydım ama Yiğit yoktu banyosundan su sesi geliyordu, yataktan kalktım ve banyonun kapısını tıklattım.
"Gel, gel tıraş oluyorum." Dedi
İçeriye girdim jilet elinde tıraş oluyordu yanına gittim.
"Ben tıraş edebilir miyim?" Dedim hala sesin açılmamış uykulu uykulu çıkıyordu.
"Edebilirsin tabiki." Dedi önüne geçtim ve elinden jileti aldım ama çenesinin altında olduğum için ters kalıyordum.

Beni kollarımın altından tutup banyo tezgahına oturttu ve bacak arama girdi yavaşça jileti suratına sürttüm ve tıraş etmeye başladım.

"Ne yapacaksın bugün?" Dedim
"İşe gideceğim toplantılarım var sonrada Mert'leyim." Dedi
"Yandık bugün göremeyeceğim yani seni." Dedim
"Evet abin kaptı beni." Dedi
Aklıma Yiğit'e atacağım trip geldi.

"Abim daha gelir gelmez kaptı ki kapı da görmeyi unuttun beni." Dedim ve burun kıvırdım.

"Ama güzelim özlemiştim kardomu." Dedi çıplak omzuna vurdum.

"Özlemişmiş iki dakika selam verince kaçıyor çünkü kardon." Dedim

"Özür dilerim fark etmemişim." Dedi ve yüzüme gelen saçlarımı ittirdi ve yüzümü okşadı. Son jilet darbesini de atıp bitirdim traşı.

"Hadi yıka suratını." Dedim

Yiğit lavaboya eğildi bende onun hareket ettikçe kasılan kaslarını izledim. Yüzünü kaldırınca havlu uzattım.

"Dişlerini fırçalamak istersen diş fırçan var." Dedi
"Ay çok iyi olur." Dedim

Banyo dolabını açtı ve diş fırçasıyla diş macunu uzattı bana.

Elinden aldım ve oturduğum yerden indim lavabonun başına geçip fırçamı hazırladım ve dişlerimi fırçaladım. Yiğit elinde telefonla beni çekiyordu.

"Ya çekmesene." Dedim boğuk bir şekilde

"Sus bakim ağzının köpükleri akıyor" dedi ve kamerayı ters çevirip bizi çekmeye başladı. Sırtımı göğsüne yaslayıp kocaman yanağımı öptü tabi ben o sırada kızgın kızgın bakmakla meşguldüm.

Dişlerimi adam akıllı fırçalayıp ağzımı temizledim ve kurulayıp Yiğit'in yanına odaya gittim dolabının önünde ne giyeceğine bakıyordu.

"Ben seçebilir miyim?" dedim

"Seç bakalım." Dedi

Ön tarafa geçtim arkamda beni izliyordu çok koyu olmayan lacivert bir takım vardı onu aldım içine beyaz bir gömlek çıkardım. Kravatlarının arasından da takımdan bir tık açık olan mavi bir kravat aldım.

Ayakkabılarının arasından beyaz Air 1 leri aldım ve saat çekmecesine gittim. Çekmeyip açtım ben seçerken Yiğit giyiniyordu.

Saatlerin arasından geçen sene doğum gününde aldığım saati çıkardım onun dışında baş harflerinin yazılı olduğu kol düğmelerini aldım ve masaya bırakıp parfüm seçmeye başladım hepsini tek tek koklayıp en çok beğendiğimi seçtim. Hafif bir parfümdü çünkü yoğun parfümlere alerjim vardı.

Arkamı döndüğümde sevgilim yine çok yakışıklıydı kravatı boynunda duruyordu ama bağlamamıştı. Karşısına geçtim ve yakalarını kaldırdım kravatı ayarladım ve boynuna çekip yakalarını indirdim.

"Nefret ediyorum şundan." Dedi

"Lise de takmadıklarına say." Dedim

"Sen okula mı gideceksin?" dedi

"Evet." Dedim

"Tamam hazırlan ben bırakırım." Dedi

"EE çok güzel diyorsun da sevgilim ben nasıl çıkacağım?" dedim

ADA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin