8.bölüm "hastane koridorları"

50 38 0
                                    

Ölmek nasıl hissettirirdi.
Şu an ki kadar acıtır mıydı canımı?
Belkide gidiyordum bu dünyadan.

Yere yığıldığımı hissediyordum fakat tüm sesler yok olmuştu.

Sanki gözlerim kapanmadan önce sağır olacak gibi hissederken şimdi ne ses vardı ne de bir uğultu.

Belki de yığılmadan önce sağır olacağım hissini bana yaşatan şey kalbimin gürültüsüydü.

İçimde ufak bir kötü his yoktu fakat şu an ne oluyordu çözmüş değilim.

Gözlerim kapalıydı her yer zifiri karanlıktı.

Ufacık kalan bilinciminde yavaş yavaş beni terk ettiğini söyleyebilirdim.

Hayat bir çizgi üzerine inşa edilmişti ve bizler yaşamla ölüm arasında o çizginin üzerinde mücadele ediyorduk.

Kimimiz zor şeylerle sınanıyor kimimiz de çok sıradan bir hayat sürdüğü için halinden memnun değildi.

İşte o çizgiyi dengeleyemezsek yaşayacağımız şeyler pek hoş olmazdı.

Ufak bir hançer sırtımızdan ya da kalbimizden orasını deşen bir hançer hayatımızı alt üst edebilirdi.

~Yaprağın anlatımıyla~

Şu an ne oluyordu en ufak bir fikrim yoktu.

O gözlerimin önünde çok fena bir halde yere yığılmış gözlerini kapamıştı.

Hayır hayır o iyi değildi.
Yanına çökmüştüm ve elime bir ıslaklık geldi.

Elimi havaya kaldırıp bakmamla ağlamam ve çığlıklarım daha da çoğaldı.

Kan.

Şu an o yerde kanlar içinde yatarken hiç iyi görünmüyordu rengi solmuş ve bitik bir haldeyken bende ondan farksız sayılmazdım.

Eğer ona birşey olursa ne yapardım?

Üstelik bu yanyanayken olmuştu en azından bir şeyleri fark edip onu koruyabilirdim ama olmadı.

Korkuyordum.

Çok korkuyordum.

Yavru ceylan annesini beklerken başıma birşey gelirse diye korkup tedirgin olurdu ya en az onun kadar korkuyordum.

Ona birşey olmasından.
Bunu kaldıramazdım.

Ambulansı bekliyordum.

"Gel artık gel!" diye bağırdım.

Sokaklar karanlıktı ve etrafta kimse yoktu.

Kafamı arka tarafa çevirdiğimde bir silüet gördüm.

Sadece silüet görmemle kalmadı elinde bıçak gördüm.

Evet bu Buğra'ya zarar veren şerefsizin ta kendisiydi elindeki bıçak bunun başka açıklaması olamazdı.

Buğra'ya zarar verdi diyorum ama belkide zarardan daha da fazlası olacaktı ,oluyordu...

"Sen.
Sen yaptın bunu.
Bunu senin yanına bırakmayacağım." diye bağırdım.

Kaçıp gitmişti muhtemelen.
Onunla hesabımı daha sonra görecektim.

Önceliğim ve düşündüğüm tek şey dizlerimin üzerinde kafası duran kumral saçlı meleğim Buğramdı.

Kahroluyordum.

"Hanımefendi" diye bir ses işittim bu tarafa doğru geliyordu.

Hemen eğilip Buğra'ya baktı.

"Her An Her Şey"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin