Erkenden uyanmış,Yaprağın dairesine geçmiştik.
Bugün bizi oldukça yoğun bir gün bekliyordu.
Benim birkaç işim vardı Yaprak da işlerini halletmeye zaten akşam üzeri olmuştu sonrasında odasına girip üzerini değiştirdi.Yanıma geldiğin de, ilk gördüğümde yeşiller içinde olan güzelim şimdi ise bembeyazdı.
Beyaz elbisesinin içinde yüzünde çok hafif makyajı vardı, ah çilleri belliydi genellikle heyecanlı olduğunda daha da belirirdi.
Saçını yarım toplamış arka kısmınada beyaz kurdele takmıştı.Gözleri beni bulduğunda yanına yaklaşıp belinden kavradım,
"beyaz güzelii,"deyip burnunun ucunu öpücük kondurdum.
"Biliyor musun sana bütün renkler yakışıyor, aslında o renkleri canlandıran sensin.""Ayy çok heyecanlıyım Buğraa!"
Saçlarını uzun uzun okşarken
"aslında bakarsan ben de öyle ama şöyle düşün senin ailen sana yabancı değil benim ailem de bana""Hıhım"
Bende iki dakika kendi daireme geçip beyaz kısa kollu gömlek ve bej renginde pantolonumu giymiştim.
Ha bu arada size güzel bir haberim var artık benimde bir arabam vardı.
Birlikte binmiş ve belirlediğimiz konuma varmıştık.
İndiğimiz de kola kola girerek restoranta giriş yaptık hemen karşı masada annemle babamı görmüştüm.
Masaya varınca babamın elini öpüp anneme sarıldım.
Annem sevecen tavrıyla"hoşgeldiniz" dedi.
Yaprak utanarak saçını kulağının arkasına sıkıştırarak
"hoşbulduk" demeyi ihmal etmedi.Babam bir bana bir Yaprağa bakıyordu ama bakışları tip tipti bu ise iyi şeylerin habercisi değildi zaten aramız limoniydi.
"Baba nasılsın" diyerek masada duran elinin üzerine elimi koydum.
"Eşşek herif bide soruyorsun,ne oldu buraya gelip okudun mu üniversiteni"
Ona baygın bir bakış attım annemde babamı dürtmüştü.
Sonrasında masaya yaklaşan tahminen annem ve babamla yaşıt çift geliyordu Yaprak da onlara bakarak gözlerini parlatınca onların, ailesi olduğunu anlamıştım.
Ayağa kalkarak önce babasıyla tokalaştım sonrasında annesine sarılmak için hamle yaptığım da kadın geri çekilmişti.
Durumu önemsemedim ancak yanımda ki Yaprağın annesini uyardığını duymuştum.
"Maşallah yavrularıma" diyerek bize bakmıştı annem,Yaprağın babası Tuğrul amca da annemin bu söylediğine katılırcasına gülümsemiş ve bize bakmıştı.
Bi babama baktım,bir de Mehtap teyzeye ikisi de bizim birlikteliğimizden hoşnut olmamışlardı anlaşılan.
Tuğrul amca konuşmaya başlamış konudan konuya atlıyordu.
"En güzel anılarım güzel kızımla,bir keresinde deniz kenarında birlikte pamuk şeker yiyorduk e tabi o zamanlar küçüktü Yaprağım beş,altı yaşlarında çıkan rüzgar fırtınasıyla pamuk şekeri uçup denizin içinde erimesin mi bana bakıp baba 'gitti pamuk şekerim deniz onu yedi' demişti hiç unutmam"diyerek ufak kahkaha attı.
Aklıma hemen beraber pamuk şeker yediğimiz gün geldi o zaman da bahsetmişti.
Yaprak babasına bakarak"ya baba utandırdın ama beni" diye homurdandı.
Kulağına fısıldadım"sana dair dinlenebilecek,yaşanılabilicek her şey güzel" gülümserken masanın altından ellerimi okşadı.
Konuşma sırası sezgilerime göre annemdeydi çünkü babam ve mehtap teyze somurtmaktan konuşmuyordu bile.
"Buğra da küçüktü bir gün bizim eski komşuyla karşılaştık onunda kedisi vardı Buğra kediyo gördü saatlerce oynadı sonrasında bende kedi istiyorum diye tutturdu susmak bilmeden ağlamaya başladı ben itiraz edincede, Allahtan babası oyuncağını alınca susmuştu"
"Kedi sever birisi olduğunu o zamandan belliymiş baksana"dediğinde sırıttım.
Dakikalar geçerken bir yandan konuşmuş bir yandan yemeğimizi yemiştik bile Mehtap teyze dakikalardır birşey söylüycekmişde konuşamıyormuş gibi gelmişti bana.
Ayağa kalkıp Yaprağı kaldırdı sanki benden kaçırırmışcasına
"Kızım bak sizin aklınız beş karış havada böyle bir ilişki olamaz başta siz denk dahi değilsiniz!"
Yaprak iri gözleriyle annesinin kolunda olan ellerini ittirdi
"Anne ne diyosun!"Babam da hışımla ayağa kalkıp
"Bende tam diyecektim Mehtap hanım sonuna kadar haklı" diyerek kasıldı.Oldukça sinirlenmiştim sevdiğim kızın annesine değil kendi babama.
"Bi kere ya bi kere,bir kere desteklemedin beni hiç bir anlamda bravo her şey tamam şimdi de sevdiğime yeter!"
Yaprağın bana uzanan elini tuttum hızla mekanı terk ettik.
Yaprağa baktığım da gözlerinin dolu olduğunu gördüm.
"Güzelim" derken çenesini tutup kaldırdım
"Ya bizi ayırırlarsa" dedi ailemizdeki onaysızlığı kasdederek"Hayır yeşilli kızım öyle bişey olmayacak hem onlar da görücek birbirimize karşı olan bağımızı"
Saçlarını okşayıp kafasını göğüsüme bastırdım.
Gülümseyerek baktı bana aşağıdan aşağıdan.O sırada yağmur atıştırmaya başlamıştı arabayı umursamadan yürümüştük.
Dakikalarca yağmurun altında sırılsıklam olmak ruhumuza o kadar iyi gelmişti ki bunu ancak yaşarsanır bilirdiniz.
Zihnimde ki olumsuz düşünceleri silip bir anda durup Yaprağın elini bırakıp ona doğru döndüm.
Elini bıraktığım için neden bunu yaptığımı sorgulamaya başladığı esnada dudaklarıma dudakların da hayat verdim.
Birbirimizden ayrıldığımız da büyülenmiş gibiydi gözlerinin içi daha fazla parlamaya başlamıştı burukluğu o an olsun silinmişti.
Dudakları yukarı havalandı elimi tutup avuç içimi tutarak
"İyi ki varsın" dediğinde bende gülümsedim.Sonrasında birlikte gökyüzüne baktık.
İnsanlar yağmur yağsın istiyordu ancak şemsiye açıyordu.Hayat da bazen böyle saçma anlar yaşanabiliyordu, önemli olan güçlü durup her ne olursa olsun birlikte olmaktı...
~
Yazar:ayşe akbaharer
Yeni bölüm Selamm
Yaprağın annesi Buğranın babası herşeyin içine mi etmeye çabalıyor 🤔
Ah üzümlü keklerim
Hadi yorum ve yıldıza 💃
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Her An Her Şey"
JugendliteraturHani derler hayat bazen ummadığın yerde güler yüzüne bazende hiç ummadığın bir zamanda tıpkı bir hançer gibi iner sırtına ama sen yinede herşeye rağmen güçlü olmalısın bunun için çabalamalısın. "biz altı yabancı aslında bizi bir araya getiren şey bi...