İnsanlar aslında doğduğu andan itibaren dertlerini anlatmaya çalışır ya da dertlerini anlatacak yollar ararlar tabi kendini anlayacak kişilere.
Bıçaklanmam,iftira atılması evet bu aralar hayatım bir garipti.
Ama bu garipliğin yanı sıra güzel giden şeylerde vardı.
"Ya nereye gidiyoruz?"
Elini tutuyordum aslında gideceğimiz yer uzak bir yer değildi fakat onu biraz heyecanlandırmak istedim.
"Ne sabırsız çıktın Yeşilli kız"
Dairenin koridorunda asansörün olduğu tarafa yürüttüm onu.
Sonra etrafinda dönderip tekrar benim dairemin karşısındaki dairenin olduğu tarafa yürüttüm onu.
Gözlerinde anlamamış bir ifade vardı.
"Hazırmıyız?"
"Ya bak Buğra kalbim yerinden fırlayacak şimdi"
"Fırlamasın lazım o kalp bana
O zaman üç,ik-""Acunluk yapma uzatıp duruyorsun"
Söylediğine ufak bir kahkaha attıktan sonra
Pantolonumun arka cebindeki anahtara uzandı elim.
Karşımdaki dairenin kapısının önündeydim ve anahtarı deliğe götürdüm.
Yaprak iki elini ağzına kapatmış iri gözlerle beni seyrediyordu.
Şok halinde beklerken ellerini ağızından indirdim tutarak kapısını açtığım daireye girdirdim.
"Hayırlı olsun burası artık senin"diyerek göz kırptım.
Dili tutulmuştu.
"Ama bu çok fazla"
"Ya bak ben sıkıldım artık bunlardan para mevzusunu dert edecek birisi değilim lütfen açma bu konuyu"
Eve bakarak gülümsedi.
Duvarları mavi ve mor tonlarında boyalıydı ve gökyüzünü anımsatmıştı.
Bir kısmını ben çizmiştim.
"Boyalar aşırı güzel"dedi.
Benim boyadığım yere dokunarak
"Burayı sen boyadın dimi""Yaptık bir şeyler"
"Gelsene odaya girelim"diyerek birlikte odaya gittik.
Yatağının baş tarafında boş kalan yere yeşil tulumlu kız figürü çizmiştim.
"Ağlamak istiyorum neden bu kadar zarifsin"
Gözleri dolmuştu.Evet bu kadarıyla da kalmamış bir de çalışma masasının olduğu yere küçük yeşil bir araba daha çizmiştim.
Onu görüncede şaşırdı ve gülümsedi.
Burnunu çekerek
"Hayatım da hiç kimse bana bu kadar değer vermedi,kimse benim için bu kadar ince düşünmedi teşekkür etmek istiyorum ama çok zayıf kalır""Sevindim ilk olmayı severim.
Teşekkür konusuna gelirsen bir öpücük alırım"diyerek büzdüm dudaklarımı.Napıyorum oğlum.
"Yanaktan yani"
Elini yanağıma koydu ve diğer yanağıma ince ama içimi sarhoş eden o öpücüğü bıraktı.
Bir müddet evi inceledik.
Sonra balkonda duran ikili kanepeye oturduk.
Yaprak kafasını omzuma koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Her An Her Şey"
Teen FictionHani derler hayat bazen ummadığın yerde güler yüzüne bazende hiç ummadığın bir zamanda tıpkı bir hançer gibi iner sırtına ama sen yinede herşeye rağmen güçlü olmalısın bunun için çabalamalısın. "biz altı yabancı aslında bizi bir araya getiren şey bi...