10.bölüm"biz altı yabancı"

60 38 38
                                    

Kendimi kos koca bir boşluğun içinde buldum.

Ürkütücü bir yerdi burası ileriden kurt uğuldama sesleri geliyordu.

İşin garip yanı bu karanlıkta görebildiğim tek şey ve beynimden vurulmuşa döndüğüm o görüntü.

Kalın tahtadan bir direğe halat iplerle bağlanmış Yaprak.

Benim Yaprağım.

Burada ne işim var,ne işimiz var hiç bir fikrim yok.

Üstelik minik elleri ve narin bedeni ile o kalın ve sert direkte bağlıydı.

Kim yaptı bunu onun ben belasını...

Arkamda bir hareketlilik sezdim.

"Sevdiceğinin sevdiceğide buradaymış"

Evet bu Tolga piçi.

Derdin ne amına koyayım.

"Bırak lan çöz çabuk"

"Biraz eğlenelim istedim dostum"

"Dostuna sokturma yavşak"

"O gün gördüm kızı baya korktu sana bir şey olacak diye mert kızmış"

"Benimle derdin ne,rahat bırak onu diyorum sana derdin neyse benimle çöz işin içine onu katma"

Arkasında gelirken getirdiği sandalyeyi çekti önüne doğru ve ittirdi beni oturmam için.

Kendimi kurtarmak için harekete ederken sert bir darbe geçirdi karnıma.

Acıyla kıvranırken sandelyeye bağladı beni ve bırak kıvışlamayı haraket edeçek şekilde değildim.

"Şerefsiz"diye haykırdım.

"Dur şu seninkinede bakalım"

"Bırak adını ağzına almayı ondan bahsetme bile adi köpek"

"Buğra dur iki dakika daha eğlence yeni başlayacak"diyerek Yaprağa doğru yürüdü.

Bu öyle pis biriydi ki bırak Yaprağın yanında bulunması aynı evrende olması sinirimi bozuyordu beni bıçaklayan birinden herşey beklenirdi.

Eğer Yaprağa bir şey yapmaya kalkarsa katil olurum lan ben.

Yaprağın gözleri ne açık ne kapalıydı ağzında bant vardı ama gözleri benimkinin içinden hiç ayrılmıyordu.

Sana güveniyorum kurtulacağız demek istiyordu sanki.

Ağzındaki bantı cart diye çekti şerefsiz.

O hızla çekilen bantın acısını ben hissettim.

"Bırak beni!"diye bağırmaya başladı Yeşilli kızım.

"Çok güzel hatunsun" dedi ve bir adım daha yaklaştı.

Tahammülüm kalmıyordu.

"Aslında çok yakışıyorsunuz fovori çiftim sizsiniz"

"Sikerim seni lan yaklaşma çık kızın önünden"

"Düğününüzde altınlar benden"

"Tabi aksi bir durum olmaz ve bu güzelim kız başka birisi ile evlenmek zorunda kalmazsa"

Ne diyordu bu yavşak?

Yaprağa yaklaştı ve saçlarına dokundu.

Gözlerimden alev fışkırıyordu.

Ben ona dokunmaya kıyamazken bu adi hangi cürretle dokunuyordu saçlarına.

"Dokunma!"

"Artık çok geç bu kız senin değil benim olacak ve yaptıklarımdan sonra sana gelemeyecek çünkü onu öyle bir hale getireceğim ki herkes tarafından ayıplacak üstelik ikiniz de birbirinizi çok severken ve henüz birbirinize itiraf bile etmemişken"dedi ve zorla dokunmaya çalıştı.

"Her An Her Şey"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin