Minik bir trafik yoğunluğu,ileriye baktığımda insanlar gördüm kimisi sıcaktan şikayet edip homurdanıyor, kimisi işe yetişmek için hareket eden otobüse koşturuyor.
Aslında bugün için herhangi bir planım yoktu ama yinede dışarı çıkıp dolaşmak istemişdim.
Dışarısı sanki nefesimi kesip damağımı kurutmak ister gibi sıcaktı.
Daha yürümeye başlayalı belki iki dakika olmuştur,şimdiden yanmaya başladıysam ilerleyen saatleri düşünemiyordum.Evet bir planı olmamasına rağmen bu sıcak havada dışarı çıkıp dolaşmak isteyen deli kimdir sizce ben.
Bakın görüyorsunuz harika birisiyim."hey Allahım neyse artık çıktık dışarı yapacağız bir şeyler"diyerek söylendim.
Kenardaki her zaman geldiğim bir büfeye doğru ilerledim.
Mor kucağımda keyfinden memnun bir şekilde gidiyordu.
E tabi beni de taşısalar ekmek elden su gölden keyifli keyifli hayatıma bakardım.Ama çok tatlı bir şeydi bu ya nasıl sevmezsiniz siz kediyi sevmeyen insanlar!
anlamış değilim hala neyse
minik tüylü kafasına bir öpücük kondurdum.Tabi fırsattan istifade şımardı.
"Ah seni seni" dedim.
Büfeye girdim.
Kenarlarda bir masa aradım gözümün ucuyla sessiz sakin olsun istiyordum.
Bir yer bulup oturdum.
Garsonlara baktım hepsi bir işle meşguldü yani diğer müşterilerle.
Biraz beklemek istedim ve çantamdan kitabımı çıkartıp okumaya başladım. Yaklaşık beş dakika sonra masaya bir garson geldi.
"Hoşgeldiniz beyefendi.
Ne alırsınız"Gülümseyerek "hoşbuldum" dedim.
"Herzamankinden" dedim.
Erkek garsonun kaşları çatıldı.
"Anlamadım efendim"
Haa tabi ben bu garsonu ilk defa bugün görüyordum.
Onca zamandır gelip giderim az çok bilirdim burada çalışanları.
"Ben buranın meşhur karemel tutulması suflesinden istiyorum, bu arada işe yeni başlamışsınız sanırım hayırlı olsun buraya hemen hemen her gün uğrarım"
"Saolun.
Evet yeni başladım garsonluğa
bir anda afalladım sizede öyle cevap verdim kusura bakmayın"
dedi."Yok reis olabilir insanlık hali.
Gerçi bende manyaklık herzamankinden diyorum sanki gün boyu buraya tek ben geliyorum binlerce insan geliyor ama her zaman gelirim diye bir anda boş bulundum.""Anladım hemen siparişinizi getireyim"
Kapattığım kitabı yeniden açtım okumaya başladım bir yaprak okudum arka tarafına geçmek üzere sayfayı çevirdim ama mor bir anda üzerime atladı ve ileride iki masa arkamdaki masaya gidip yerleşti.
Ah yaramaz şey seni"Kızım napıyorsun gel buraya" diye seslenerek masaya ilerledim.
Masada yaşlı bir bayan oturuyordu.
Muhtemelen bir peynir tutkunuydu tıpkı kedim gibi.Önünde peynirli gözleme ve büfede ki bütün peynir çeşitlerinden kaselerde ufak ufak vardı.
Ve mor da buna dayanamayıp atladı tabi.
"Hanımefendi çok afedersiniz kedim bir peynir tutkunudur kokuyu duyunca atladı sizin masaya gerçekten çok özür dilerim"
İlk başta ters ters bakıyordu kafat sonra gülmeye başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Her An Her Şey"
Teen FictionHani derler hayat bazen ummadığın yerde güler yüzüne bazende hiç ummadığın bir zamanda tıpkı bir hançer gibi iner sırtına ama sen yinede herşeye rağmen güçlü olmalısın bunun için çabalamalısın. "biz altı yabancı aslında bizi bir araya getiren şey bi...