Bir renk leke bir insanın kabusu olabilirmiydi?
Olabilirdi.Bir kalbin yokluğu nefesinizi kesebilirmiydi?
Keserdi.Hala yerde gördüğüm kanlar gözümün önündeydi ve canım yanıyordu öfkem ise her geçen saniye harlanıyordu.
Düşünmüştüm nerede olabilir bulma ihtimalimin olduğu yerlere bakmıştım ama bırak Yaprağı bulmayı ona dair en ufak birşeye rastlamamıştım bile...
Bu durumda yapabileceğim, aklıma gelen tek şey Tuğçeyi aramak oldu çünkü bu işte Tolganın parmağı olduğunu düşünüyordum.
Onu aradığımda sesimdeki telaşı sezdi ve ihtimalleri göz önüne alarak onu bulabileceğim yerleri sırayla saydı adreslerini verdi.
Gittiğim iki mekanda bulamadım ve diğerine gittim.
Lüks bir yer gibi duruyordu hızlı adımlarla içeri girdim.
Kapıda duran güvenlikler neye uğradığını şaşırdı ama umursamadım giriş tarafında duran görevliye sert bir dil ile Tolga piçinin nerede olduğunu sordum birazda yumruğumdan nasiplenince aldığım cevapla asansöre ilerledim.
Yüksekte olan kata çıkınca numarasını söylediği odaya yöneldim kapıyı açmaya çalıştım ama başarısız oldum.
İçeriden ne bir ses geliyordu ne de belirti.
Kanlar damalarımda dolanıyor gittikçe patlayacak hale geliyordu.
"Şerefsiz!" diye bağırmaya başladım.
Başka türlü ona ulaşmam mümkün olmazdı.
"Çık ortaya"
Bir müddet sonra önünde durduğum odanın ilerisindeki kapı açıldı ve pislik herifi gördüm.
"Vay kim gelmiş"
"Kes şamatayı"
Yanıma doğru yaklaştı ve durdu.
"Derdin ne gene?"
"Şerefsiz köpek Yaprak nerde ,bak eğer ona birşey yapmaya kalktıysan seni doğduğuna pişman ederim"
Otuz iki diş sırıtmaya başladı.
Tam bir züppeydi bu herif , içimde ona karşı olan nefretten dolayı hıncımı alacaktım ama doğru zamanı bekliyordum.
"Yanına gitmek istermisin" demesiyle yüzüme bir yumruk geçirdi ,beni az önce önünde durduğum kapıya doğru sürükleyip kapıyı açtı odaya girdirdi.
Yüzümdeki sızıdan hareket edemedim kafamı kaldırdığım an buranın dışından tamamen alakasız bir yer olduğunu anladım burası resmen küf kokuyordu oda eski görünüyor ve içeride garip aletler aynı zamanda eskimiş koltuk ,buna benzer birsürü eşya vardı.
Kolumdan tutup iteklediğinde gördüğüm acı initli ve çırpınışla kalbim durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Her An Her Şey"
Novela JuvenilHani derler hayat bazen ummadığın yerde güler yüzüne bazende hiç ummadığın bir zamanda tıpkı bir hançer gibi iner sırtına ama sen yinede herşeye rağmen güçlü olmalısın bunun için çabalamalısın. "biz altı yabancı aslında bizi bir araya getiren şey bi...