Bazen dalıp gidersin uzaklara bakarsın geçmişine.
Ben geçmişime baktığımda şimdiki kadar mutlu ve huzurlu bir ben göremiyordum.
Herkesin hayatı farklı kimi yanı renkli kimi yanı siyah beyaz bir devir.
Önemli olan ne yönden baktığınız.
Sabah erkenden uyanmıştık ve bugün maroton başlıyordu.
İlk gün olduğu için öğlen vaktinde fakültede olacaktık ama yine de uzun bir süreden sonra bu duruma alışmamız zaman alacaktı.
"E şimdi biz aynı sınıfta değiliz ya" dedi dudaklarını büzerek.
"Büzme şu dudakları be karı"
"Karı mı, ayrıca büzünce ne oluyomuş ki?"
"Evet benim karım,ayrıca büzünce çok datlu oluyor ve öpesim geliyor"
"Bayılcam şimdi" diyerek ellerini anlınan yasladı.
"Bana demi"
"Bak nasıl da biliyor ya" diyerek sırıttı.
"Hadi hadi" diyerek kalktım oturduğum yerden.
Mor kıvırtarak yanıma sokuldu.
"Minnağım napıyorsun bu ara seni aksattık he" dedim başını şefkatle okşarken.
Yaprak mutfağa doğru gitti ve ben Morla ilgilenirken az sonra elinde mama ile yanımıza oturdu.
Mor kıvırtarak mamaya gitti.
"İki saat var ne zaman çıkıyoruz?"
"Üzerini giyin çıkalım bahçede keyif yaparız az" dedim.
Birlikte el ele tutarak odama yöneldik.
Yaprak bende duran kıyafetlerinden çıkartıp üzerine giyinmeye başladı.
Bende siyah kısa kollu gömleğimi ve beyaz pantolumu giyerek hazırlandım.
Yaprak içeri girip odaya geri döndüğünde elinde düzleştirici vardı.
"Saçlarımı düzleştirmeme yardım edermisin?"
"Yeter ki sen iste bitanem"
Isıyı ayarladı ve birşeyler yaptım işte.
"Hey yavrum hey" dedim ıslık çalarak.
"Düz saçlarınızı güle güle kullanın yeşilli leydim"
"Saolun lordum"diye karşılık verdi.
"Gerçi sürekli öpeceğim için saçlarını güle güle kullanamayacaksın pek"
"Olsun" diyerek yanağımdan öptü.
Daha sonra ikimiz de çantamızı kolumuza taktık ve yola koyulduk.
Aşırı uzak değildi çok da yakın sayılmazdı ama biz yürümek istedik.
Ellerimiz birbirine kelepçe olmuş bir şekilde eskittik yolları.
Fakültenin girişinde işlemleri tamamladıktan sonra bahçeye girdik.
Etrafı kolaçan ettik ama Eylem yoktu hala ortalarda.
Birer kahve alıp banka oturduk.
Daha sonra bir ses duyuldu.
Motor sesi.
Ve ardından tanıdık iki yüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Her An Her Şey"
Ficção AdolescenteHani derler hayat bazen ummadığın yerde güler yüzüne bazende hiç ummadığın bir zamanda tıpkı bir hançer gibi iner sırtına ama sen yinede herşeye rağmen güçlü olmalısın bunun için çabalamalısın. "biz altı yabancı aslında bizi bir araya getiren şey bi...