3.bölüm "telafi daveti"

77 44 13
                                    

Baktım.
Çok uzaklara baktım.
Bir gemi vardı o baktığım uzak yerde minicik görünüyordu oysaki uzakta olduğu için öyleydi.

Tekrardan gelen bildirim sesi ile irkildim.

Yine umursamadım
Kim beni önemsiyorda ben onları sayıp sevicektim

Bu zamana kadar çevremdeki insanlara karşı hep böyleydim.
Seversem tam sever silersem tam silerdim.

Karşımdaki insanı sevmesemde saygı duyardım ben.

Mora doğru çevirdim kafamı tam o esnada telefonum çalmaya başladı
Sanırım gelen mesejlar indirimle alakalı değildi.

Ekranı açtım ve numaraya baktım ısrarla çalıyordu.

Açtım.

"Alo" dedim tok bir sesle.

"Alo"

Bu tanıdığım bir sesdi evet bu oydu.

"Müsaitsen telafi yemeğine çağırmak istiyorum seni" dedi

"Bir dakika sen benim numaramı nereden buldun?"

"Buldum bir şekilde"dedi.

"Peki. Nerede buluşuyoruz o zaman" diye sordum.

"Bana gel" dedi sanki volkanı patlamış bir dağ alevi gibi sımsıcak çıkıyordu sesi.

"Yani şey ben evde bir şeyler hazırladım yeriz sonra itersen dolaşmaya çıkabiliriz"

"Tamamdır.
Konum at geleyim"

"Benim almamı ister misin?"

"Yok artık daha neler gelirim ben yeşilli kızı ayağıma mı çağırayım bide öküz herifler gibi" dedim.

Kıkırdadığını duyar gibi oldum muhtemelen yaptığım benzetme komiğine gitmişti.

"Tamam görüşürüz o zaman" dedi.
"Görüşelim o zaman" deyip kapattım telefonu.
Yüzümde büyük bir sırıtma oluştu.

Gelen mesajların ondan olması ve mesajlarına bakmayınca aramış olması cidden düşünceli bir kız dı bence.

Gün batıyordu usulca.
Bir süre daha oturup denizin sonsuz güzelliğini izledikten sonra yola koyulduk.

Aslında böyle bir şey beklemiyordum
Tamam telafi edeceğini söylemişti ama unutup gider diye düşünüyordum ama beni yanılttı.
O farklı birsiydi bunu ilk gördüğüm anda hissetmiştim aslında.

Taksiden indim aslında evi benimkine çok uzak sayılmazmış ama yinede yürüyüp bekletmek istemedim onu.

Kenarda bir pastane gördüm şoföre burada inmem gerektiğini söyleyip tutan miktarı ödeyip kedimi aldım ve pastaneye doğru yürüdüm.

Eli boş gidecek halim yoktu ya
Buğra efendiye yakışır bir hareket değildi eli boş gitmek.

"Kolay gelsin soslu kurabiyelerin hepsinden azar azar alabilirmiyim?"
diyerek istediğim kurabiyelerden alacağımı belirttim kasada duran göbekli adama.

"Hay hay hemen vereyim"dedi adam.

Hepsinden azar azar koydu ve fiyatını belirterek onayladıktan sonra kutuyu sarmaya başladı.

Parasını ödeyip aldım elime karton mukavvadan olan çantayı.

Konumu tekrar açarak evin yerine baktım az ilerdeydi.
Yürüdüm.
Eve yaklaşınca sebepsizce zile basmak yada kapıya vurmak yerine mesaj atmak istedim

*Geldim kapıdayım :)*

Ne gülen yüz mü atmıştım ben?
Bunu düşünmeye vakit kalmadan kapı hemen açıldı.

"Her An Her Şey"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin