7.bölüm "vurulan hançer"

59 40 0
                                    

Hani derler hayat bazen ummadığın yerde güler yüzüne bazende hiç ummadığın zamanda tıpkı bir hançer gibi iner sırtına ama sen yinede herşeye rağmen güçlü olmalısın bunun için çabalamalısın.

Arabada iki polisin ortasında gittiğim yerde aklımda tek bir soru vardı.

Ansiklopediyi çantama kim koydu?
Bu iftirayı üzerime atan kimdi?

Benimle ne alıp veremediği var da böyle bir şey yaptı.

Ne ara bu duruma düştüm ben.

Kitaplara değer veriyordum son derece ve kütüphaneye de sık sık uğrardım fakat başıma böyle bir olay geleceği aklımdan geçmezdi.

Oysa bu olayın arasında dikkatimi çeken bir şey daha vardı
Ekin ve siyah saçlı kız beni tanımamalarına rağmen beni savundular.

Kim tanımadığı birini savunur ki
kimsenin umurunda olmaz ama onlar beni savundular demek ki böyle birisi olmadığımı tahmin ediyorlar.

Sanırım sevdiğim yönlerimden biriside bu insanlara güven aşılamam.

Karakola vardık.

Görevli polislerin kollarımda tuttuğu elleri ile içeri doğru ilerliyorduk.

İçeriye girdik ve direk ifade odasına aldılar beni.

Kısa bir sürenin ardından içeriye orta yaşlarda bir adam girdi.

"Hakkında kütüphanenin değerli bir ansiklopedisini çaldığın için şikayet var"

"Neden çalma gereği duydun?" diye sert bir tonla başladı sormaya.

"Bakın ben çalmadım ansiklopedi felan"

Kaşlarını kaldırarak "kanıtın var mı?"

"Olay üzerime kaldığından beri kanıt göstermek için bir şey yapamadım ama o ansiklopedi birisi tarafından konulmuş çantama"

"Palavrayı kes!" dedi bağırarak.

Bir anda irkildim.
Hayır korktuğum için değil yapmadığım bir şeyin üzerime atılmasından sabrımın taştığı için.

"Kayıtlar var bizde kimin ney yaptığı belli"

Kapıya doğru ilerledi ve kenarda duran düğmeye bastı.

İçeri görevli polisler girdi.

"Götürün nezarete" dedi.

Bir bu eksikti.

Evet hayat bana çok güzel güldü.

Nezaret olayı nasıl bir histi.
Dizilerde filmlerde gördüğüme göre garip bir şeydi.

Şimdi gör nasıl bir şey olduğunu garip mi yoksa başkamı hissettiriyor.

Yine kollarımdan tutularak merdivenlerden çıktık.

Parmaklıklar arasında olan koridora geldik.

Polislerden biri açtı büyük demir kapıyı.

İçeri ilerledim diğer polis ile küçük bir bölmeye gelince açtı kapıyı ve içeri geçmem için işaret yaptı.

Yapacak hiçbir şeyim olmadığı için geçtim içeri ve ardımdan kapanarak kilitlendi kapı.

Gerçekten çok garip bir şeydi bu.

Daha bir saat öncesinde biri gelse böyle böyle olaylar gelecek başına dese inanmam.

Hayat işte "Her An Her Şey" olabilir.

Kendimi bildim bileli hep söylerdim bunu.

Bugün çok mutluysak yarına kan revan olabiliyorduk.

Bugün kan revansak yarına da çok mutlu olabilirdik fakat hayat bana ilk dediğimi sundu.

"Her An Her Şey"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin