Bölüm 68: Mert

4.5K 362 56
                                    

Selamlar!

Yavaş yavaş toparlıyorum dediğim gibi. Bölüm bölüm zaman atlamayacağım. Çünkü artık konular tükendi. Fazlasını zorlamak saçma olur. 🤞🏻

Bu bölüm bir, gelecek bölüm 2, diğer bölüm de bir ay atlama yapacağım. Sonrasında mükemmel bir bölüm sizinle olacak.. Şimdiden iki bölüm sorması için heyecanlıyım. Tahmin var mı? 👀

Şimdi Fatih ve Alev'den devam edelim. Bu çifti biraz daha yazmam lazım.. 👉🏻👈🏻

Fatih'ten okuyacaksınız. 💋

Keyifli okumalarrrr, oy vermeyi ve isterseniz de yorum yapmayı unutmayın lütfennnn.. 💘

***

Bir Ay Sonra

Dizimde yatan kadının esmer tenine huzurla bakıyordum. Akşam güneşi tam olarak yüzüne vuruyordu ve doğal güzelliği ikiye katlanmıştı. Ben saat dört gibi emniyetten çıktıktan sonra buluşmuştuk. Önce beraber güzelce onun hazırladığı sandviçlerden yemiş, ardından ise saat altıya gelirken, daha yeni, seyyar amcadan satın aldığım çaydan içmiştik. 

Onunla çay içmek bile çok güzeldi.

Hayatıma çok değişik ve hızlı bir şekilde giriş yapmış olsada, o şuan benim için en önemli kişilerden biri hâline geliyordu. Şu onca geçen günde bana kimsesizliğimi unutturmuştu. Pat diye senden hoşlandım demiş olsa da o kadar gün birbirimize şans vermiştik. Ben hâlâ absürt şekilde terk edilmenin nefretini taşıyordum, belki o da aldatılmanın. Ama en azından birbirimize iyi geliyorduk.

Elimi, adı gibi alev alev olan siyah saçlarına daldırdım ve usul usul okşamaya başladım. Bana huzurlu bir gülümseme bahşetti. Burnuma yasemin kokular geliyordu. Kullandığı parfüm kesinlikle kendi teninin kokusuydu.

Yavaşça eğildim ve alnına küçük bir öpücük kondurdum. Ben öptükten sonra gülümseyerek gözlerini açtı. Elimi tuttu ve karnındaki eliyle birleştirdi. Kalbine doğru koymak istememesi doğaldı. Çünkü kalbi şuan kesinlikle maraton koşuyordu.

"Önce hangimiz ailemizden bahsetsin?" dedi. Alttan alttan gözlerime bakıyordu. Şimdiye kadar onca zamanı eğlenmeye ve birbirimizi tanımaya ayırmıştık. Artık aile kavramı işin içine giriyordu.

"Doğrul bakalım."

Yavaşça dizimden kalktı ve karşıma oturdu. Bağdaş kurdu ve yeniden ellerimizi birleştirdi. "Hadi sen başla!" dedi heyecanla. "Böyle mükemmel bir oğlanı yetiştiren aileyi tanımak istiyorum." Güldüm ve başımı iki yana salladım. "Hayır, önce sen." Bana bakarak dudak büzdü. "Hadi hadii." dedim ve pes edercesine başını salladı.

"Pekala o zaman.. Annemin adı Nadja. Bildiğin gibi Alman. 49 yaşında, pofidik bir kadın. Asla yaşına aldanma. Seni beni ezer geçer vallaha."

Güldük ve devam etti.

"Babam ise 54 yaşında. İsmi Turgay. Adanalı. O da dünyanın en güzel adamıdır! Sizi tanışmak için sabırsızlanıyorum biliyor musun? O da senin gibi tavla, okey gibi oyunlara bayılıyor çünkü.."

Gülümsedim ve başımı salladım. "Kardeşim var mı?"

"Tek çocuğum. Ne yazık ki bir kardeşim ya da abim/ablam yok."

BABA OLMAK +18 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin