Hepinize merhaba! Ben geldim!! 💓
Şimdiden iyi okumalar diliyorum efendimm.. 💕
Bölümü Bartu'nun ağzından okucmyacaksnız..***
"Suzan şu dosyaları al sen. Benim işim bitti. Sonra Fatih'e imza için götürürsünsana zahmet." dedim, elimdeki dosyaları Suzan'ın masasına bırakırken.
"Tamamdır Bartu komiserim." dedi saygıyla.
"Eyvallah." dedim ve odama girdim. Masama geçip koltukta geri yaslandım ve başımı yeri attım. O korkunç günün üzerinden bir hafta geçmişti. Bir hafta geçti ama nasıl geçti..
Talya beni sürekli geceleri arar oldu, gündüzlerin dışında da. Elis'in sürekli uykusundan sıçrayarak uyandığını, ağladığını ve bazen kendisini emmediğini söyledi. Minicik bebek daha yaşına bile girmeden, üstelik iki haftalık sayılır, nelerle savaşmaya başladı.
Aklıma o gün geldikçe kafayı üşütecek gibi oluyordum. Faruğun bu teşebbüsü yüzünden Talya ve annesi tekrardan şikayetçi oldu. İfadelerini ben aldım teker teker. Faruk gerçekten psikolojisi bozuk bir hastadan farksız değildi. İfadesini alırken onu kaç kere dövdüm bilmiyorum. Ellerimin üzerinden hâlâ izleri var. Sardım aka yine de izi kaldı.
Talya'nın ve annesinin imzalarını bir gün arayla aldım çünkü bebeğin kırkı çıkmadığı için dışarı çıkarmak istemediler. Ne derlerse saygı duydum. Çünkü o iki kadının başım üstünde yeri var.
Faruk konusuna gelecek olursak, babası ile ilk defa bu denli yakın temasa geçtik ve adam şuana kadar bir avukat ile gelmedi. Ne dedi inanır mısınız? "Bırakın o it herif ne hâli varsa görsün."
Bu cümleyi duyduğumda ne kadar Faruk'tan haz etmesemde bir burukluk hissettim. Babası tamı tamına iki kez, sayısız avukat ile onu kurtarmak için uğraştı ama gel gelelim bizim asi oğlan Faruk, her seferinde başına yeni bir bela açtı.
Ergenlik döneminde değil, belki kanı kaynıyor olabilir ama insan hatalarından hiç mi ders çıkartmaz? Üstelik en son kendi kanından olan, bebeğine, evladına bıçak çekip, zarar vermeye çalıştı. Bu sağlıklı bir kafa asla değil zaten.
Faruğun babasının yanında, annesi de geldi emniyete. Babasından farklıydı annesi. Ki Faruk hiç annesine çekmemiş. Annesi oldukça sakin, dürüst, iyi kalpli bir kadına benziyordu. Doğruyu söylemek gerekirse için için ağlamaktan kızarıyordu. Oğlunu görünce de dayanamayıp tekrar ağlıyordu. Onları bilgilendirirken ağzımdan çıkan her cümleden sonra zavallı kadını ağlarken görüyordum. Faruk bu kadını hak etmiyor maalesef..
O günden sonra iki gün boyunca Nergis anne hastanede yattı. Başını sertçe çarptığı için tedbir amaçlı hastanede tutuldu ama çok şükür ki bir şeyi çıkmadı. Zaten en son konuştuğum göre de baş ağrıları da yavaş yavaş geçmiş.
Kafamda olanlar yüzünden bin tane soru dönerken telefonum çaldı. Masaya doğru uzanıp telefonu açtım.
"alo?"
"Merhabalar. ***** kargo'dan arıyoruz. Sipariş ettiğiniz ürünler evinize teslim edildi. Kartla ödeme olduğu için kargo kutusuna bırakıldı. Bilgilendirme için aramak istedik.."
"Aa.. Çok sağ olun, teşekkür ederim. Ben hallederim gerisini."
"Rica ederiz ne demek"
"İyi günler"
"İyi günler"
Telefonu kapattıktan sonra gülümsedim ve odadan. çıktım. Fatih ile koridorda karşılaştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA OLMAK +18 (DÜZENLENİYOR)
RandomTalya Maran Korkmaz Bartu Ekin & Bartu Ekin genç yaşta mesleğinde başarılı bir başkomiserdir. Bir gece, arkadaşlarıyla gelenek hâline getirdikleri halısaha maçından dönerken, durduğu büfenin önünde kulak misafiri olduğu bir konuşmayla, kendini hiç b...