Merhabalar efendim.. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Bölümü Faruk Maran'ın ağzından okuyacaksınız. Satırlar arasında buluşalım..
Keyifli okumalar.. 💗***
Yattığım ranzanın verdiği rahatsızlık bir yana dursun, gecenin köründe horlayan tüm dingillerle aynı koğuştaydım.
Nerede buranın horlayan zibidileri, nerede benim bebeğim Talya'nın mırıl mırıl sesleri.
Kaldığım koğuşta sadece havalandırma vardı ve ben astımımı hiçbir şey tetiklemesin diye burada yatıyordum. Allah'tan kimse arıza çıkarmamıştı da yatabilmiştim. Yoksa bir vukuat daha istemiyordum. Havalandırma diyorum ama. Bir boka da yaradığı yok.
Burada yaklaşık elli günü devirdim galiba. Saymadığım için bilmiyorum. Elli mi dedim? Ne ellisi Allah aşkına. Daha fazladır.. Her güne 'babam beni buradan çıkaracak' diye uyandığım için, yerimde sayıyormuşum gibi geliyor bana. Burada hâlâ ilk saatlerimmiş gibi.
Cam yok, saat yok, telefon yok ve en kötüsü kimse birbirini tanımıyor. Başımızda var bi' pislik herifin teki hanzo. Kendini buranın ağası ilan etmiş, herkeste ona biat ediyor. Sizde ben ediyor muyum? Sıkar biraz.
Üstümde yatan adamın sürekli sağa sola dönmesinden, yattığınız ikili ranzanın beşikten farkı kalmamıştı. Elimle sertçe vurdum ranza demirine. Tüm gözler bana döndü. Benim muhatabım sadece üstümdeki lavuktu.
"Lan, bak! Alacağım şimdi ayağımın altına seni! Doğru düzgün yat lan şurada! "
Sabır çekerek ranzadan indi ve tuvalete doğru yürüdü. Ben de, tam o gitti rahat bir uyku çekerim diye düşünüyordum ki sırtıma bir el dokundu. Arkama dönmem onunla eş değerdi.
Karşımda az önce bahsettiğim hanzo herif vardı. "Sen hayırdır burada ahkam kesip bağırıyorsun? Yürek mi yedin?"
Oturduğum yerden doğrulup ona baktım. Ardından tek kelime etmeden diğer yanıma dönecektim ki beni fitilleyen hareketi yaptı. "Akıllı ol." deyip kafama vurdu.
Anında yerimden kalkıp boğazına yapıştım. Ortada duran masaya sırtını verip dizimi kasıklarına bastırdım. "Sen kimsin lan bana akıllı ol diyorsun? Kimsin oğlum sen? Ne sanıyorsun kendini?!"
Ellerimin altında sadece kıvranıyordu. Boğazını sıktığım için de kıpkırmızı olmuştu. Boğazını daha da sıktım. Herkese olan sinirimi şuan atıyordum.
"Bak yeminim olsun, o, milleti deşmekle tehdit ettiğiniz şişlerin hepsini, senin müsait bir yerine sokarım! Delirtmeyin lan beni!" deyip sinirle ellerimi çektim. Hemen ellerini boğazına götürdü ve derin derin nefesler almaya başladı. Dizlerinin üzerine çöktü ve ben arkamı dönüp gidecekken tahminen cebinden çıkarttığı çakıyı baldırıma saplayıp, geri çekti. "Ah!"
Ben baldırımı tutup rastgele bir yatağa otururken birileri çoktan demir kapıya vurup, "GARDİYAN!" diye bağırmaya başlamıştı.
"Ne yaptın lan sen!?" dedim kanayan baldırıma bakarken. O çoktan ayaklanmıştı. Yavaşça yanıma geldi ve herkesin içinde kafama bir tekme attı. Gerisini zaten karanlıktı ve ben hiçbir şey hatırlamıyorum.
Gözümü acıyla araladığımda mahkum ambulansındaydım ve başımdaki erkek hemşire serumu ayarlıyordu. Arabanın her tümsekte yaptığı ani harekette baldırım sızım sızım sızlıyordu.
Acıyla yüzümü buruşturup hemşireye baktım. "Ca-canım acıyor.."
"Hareket etmeyin beyefendi şimdi ağrı kesici yapıyorum. Yarım saate hastanede olacaksınız. Doktor sizi muayene edecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA OLMAK +18 (DÜZENLENİYOR)
AcakTalya Maran Korkmaz Bartu Ekin & Bartu Ekin genç yaşta mesleğinde başarılı bir başkomiserdir. Bir gece, arkadaşlarıyla gelenek hâline getirdikleri halısaha maçından dönerken, durduğu büfenin önünde kulak misafiri olduğu bir konuşmayla, kendini hiç b...