Bartu
"Ya baba yapamıyorum ben."
Elindeki kalemi bırakıp bana yavru köpek bakışları atan kızıma çevirdim gözlerimi. Sadece on beş dakika olmuştu matematik çalışmaya başlayalı ama o hemen bıkmıştı. Abisinin aksine sayılarla pek arası yoktu. O daha çok sözel dersleri seviyordu.
"Ama bunları öğrenmen lazım güzel kızım." dedim ve yanağını okşadım.
"Öğrenmesem?" dedi ve dizime yanaştı. Oradan hemen kucağıma oturdu ve göğsüme sarıldı. "Çok yoruldu gözlerim. Baakkkk." dedi ve iki eliyle gözlerini kocaman açıp bana baktı. Güzel bir kahkaha patlattım. O da gülmüştü kendi hâline.
"Anne duymasın?" dedim sessizce kulağına. Yüzüme baktı ve dudağını ısırdı. "Geçen, sanki biraz kızmıştı." diyerek tek kaşımı kaldırdım.
Geçen hafta Elis matematik çalışmak istemiyorum, ödevlerimi yapmayacağım diye tutturmaya başlamıştı.
Üstelik ağlıyor oluşu da işin tuzu biberiydi. O hafta da Yağız bizi çok yıprattığı için (daha çok Talya'yı) Talya biraz fazla tahammülsüzdü. Ve bu da Elis'e kızmasına yol açmıştı. Ben iki prensesi de yatıştırmıştım ama Talya yine de kızmıştı Elis'e.. Annedir, kızar.. Ama o da kıyamıyordu da neyse..
"Sen kaçırmıştın ama beni, yine kaçırırsın değil mi baba?" dedi hevesle. Gözleri parlıyordu.
"Hmm.." dedim ve geri yaslanıp kızımı iyice kucağıma çektim. Kollarım arasında ufacık duruyordu prensesim. İlk göz ağrım..
"Seni yememe izin verirsen neden olmasın!" dedim ve boynundan öpmeye başladım, aynı zamanda karnından gıdıklamaya.
Atmaya başladığı kahkahalar ruhuma bir ilaç misali iyi gelirken salonun kapısının açılmasıyla durup kapıya baktık. Talya elinde tepsi ile bizim yanımıza geldi.
Ah kurban olduğum hatunum.. Ne de güzeldi..
"Ne o kahkahalar öyle?" dedi gülümserken. Tepsiyi masanın kenarına koydu ve yanıma oturdu. Tepside kek, meyve suyu ve çay vardı. Ellerini öpmek istedim hemen.
"Babam." dedi Elis nefes nefese. "Babam gıdıklıyordu anneciğim.."
Talya bana baktı gülümserken. Sonra kızına döndü. Kağıtlara baktı. "Ödevler bitmiştir o zaman." dedi ve kağıtlara uzanmak istedi. Tam o anda Elis kağıtlara minik, tombul elini koydu.
"Anne!" dedi hemen. "Dur bitmedi.. Bekle."
Talya ikimize bunlar ne çeviriyor bakışları atarken elini kağıttan çekti. "İyi bakalım." dedi tek kaşını kaldırarak. "Birazdan yine geleceğim. O zaman inşallah bitmiş olur."
Elis dudağını ısırdı ve başını salladı. Talya uzanıp ikimizi de öpünce gülümseyerek salondan çıktı.
"Ohh.." dedi Elis elini kalbine götürürken. "Minik kalbim dayanamıyor bu aksiyonlaya ya.."
Güldüm ve kızımı kucağımdan indirdim. "Hadi bakalım son bir gayret.." dedim saçını öperken. "Sonrasında parka gideriz beraber." Başını hevesle salladı ve kalemi eline aldı. Okuduğu sorudan sonra ben de tüm dikkatimi kızıma ve dersine verdim.
&
"Babasının aslan oğlu!" dedim ve kollarımla yukarı tuttuğum oğlumu zıplattım. "Uçuyor benim aslan oğlum!" Benim oğlum yedi yaşında kocaman bir oğlan çocuğu olmuştu. Saçlarını benden, gözlerini dünyalar güzeli annesinden almıştı.
Attığı kahkahalar beni de güldürürken zıplamak için Elis sırasını bekliyordu. Yağız'dan sonra Elis'i koltukaltlarından alıp yukarı attım, tuttum, attım, tuttum. Artık kollarımda derman kalmamıştı. Elis hanım güzel besleniyordu vallaha.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA OLMAK +18 (DÜZENLENİYOR)
De TodoTalya Maran Korkmaz Bartu Ekin & Bartu Ekin genç yaşta mesleğinde başarılı bir başkomiserdir. Bir gece, arkadaşlarıyla gelenek hâline getirdikleri halısaha maçından dönerken, durduğu büfenin önünde kulak misafiri olduğu bir konuşmayla, kendini hiç b...