"Neredeymiş benim canım Elis'im.." dedi Bartu. Elis'in kamera karşısında yaptığı şebeklikleri izliyordu. Minik Elis elleri ile bacaklarını tutmaya çalışıyor ve kıkırdıyordu. Sürekli ağzıyla tükürük yapıp çenesini başta olmak üzere boynuna kadar her yerini ıslatıyordu. Talya'da eli mahkum sürekli yumuşak mendille kızının eserini siliyordu. Elis ağzıyla tekrar tükürük yaparken hapşırdı ve etrafa saf saf bakmaya başladı. Bartu kahkaha atarak başını geri attı. "Senin o ağzını yerim.."
Talya da güldü ve kamera açısına girip kızının ağzını ve burnunu sildi. "Elhamdülillah benim kızıma.."
"Çok yaşasın prenses.."
Talya gülümsedi ve Elis'i kucağına alıp kamerayı daha düzgün tuttu. "Biraz fazla yaramaz oldu bu aralar.. Ağzıyla baloncuk yapıyor sürekli."
Bartu başını iki yana salladı gülerken. "Yaramaz seni.."
"Biraz da huysuz gibi.." dedi Talya. Bartu oturduğu yerde dikleşti.
"40'ı çıktığı zaman güzelce yıkadık annemle Elis'i. Annem ileri de belki hasta olur dedi. Oluyormuş öyle. Korkuyorum hastalanacak diye.."
"Evham yapma canım. Hasta olursa ben olurum sizin yanınızda. Beraber üstesinden geliriz.."
Talya gülümsedi ve kafa salladı. Ardından Bartu'nun gözü üstten gelen çağrıya kaydı. Fatih arıyordu.
"Güzelim Fatih arıyor.. Burçak'ın yanına gitmişti. Ben bir konuşayım onunla. Hemen geri döneceğim size.."
"Tamam canım. Görüşürüz, selam söyle.."
"Söylerim, aleyküm selam. Görüşürüz.."
Bartu görüntülü görüşmeyi kapattı ve çağrıyı yanıtladı. Hızla kulağına götürdü.
"Ne yaptın devr-"
"Kim ile görüşüyorum?"
Bu kadın sesi de neydi? Burçak'ın sesine benzemiyordu, ki Burçak ona kiminle görüşüyorum demezdi.. Merakla kaşlarını çattı ve yerinde dikleşti.
"Bartu ben, siz kimsiniz?"
"Fatih bey bir trafik kazası geçirdi Bartu Bey. Ben paramediğim. Şuan ambulanstayız ve hastaneye gidiyoruz. Telefonunda acil aramalarda sizin numaranız vardı. Başka bir kişinin daha vardı ama aradık ve ulaşamadık. Siz gelebilir misiniz?"
"Ne diyorsun kardeşim sen?" dedi ve hemen kalktığı gibi odadan fırladı Bartu. "Fatih nasıl? Hangi hastane?"
Emniyetin içinde ona dönen bakışları umursamadan merdivenleri çifter çifter indi Bartu. Arkasından seslenen Suzan'ı bile duymadı.
"Şehir hastanesine gidiyoruz beyefendi. Lütfen sakin olun."
"Ben geliyorum hemen."
"Tamam beyefendi."
Bartu hemen arabaya atladı ve sürmeye başladı. Fatih kaza mı geçirmişti? Beyni bu cümleyi kabul etmiyordu. Durumu hakkında bilgi alamamak şuan da bile onu rahatsız etmişti. Eliyle direksiyonu daha sıkı kavradı. Torpidoda duran çakrayı aldı ve camdan elini uzatıp arabanın üzerine koydu. Hızla kornaya nasip yol istedi. Yoksa bu trafikte hastaneye yetişemezdi. Hayatında ilk defa böyle hissediyordu Bartu. Derinden bir kaybetme korkusu sarmıştı aciz bedenini. Yollarda cirit atarken hızla solladı arabaları.
Dilinde tek bir dua vardı; "Allah'ım ne olur kardeşime bir şey olmasın.."
&
Hastaneye geldiği gibi arabadan indi ve hızla içeri daldı. Onun peşinden acil tarafına giren ambulansa gitti bakışları. Ne yani? Ambulanstan önce mi gelmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA OLMAK +18 (DÜZENLENİYOR)
LosoweTalya Maran Korkmaz Bartu Ekin & Bartu Ekin genç yaşta mesleğinde başarılı bir başkomiserdir. Bir gece, arkadaşlarıyla gelenek hâline getirdikleri halısaha maçından dönerken, durduğu büfenin önünde kulak misafiri olduğu bir konuşmayla, kendini hiç b...