Tamamlandı
Siz: Medya*
Siz: Sen benim adresimi nereden biliyorsun aq?
Siz: Hayır abi madem biliyorsun beni mi sikeceksin?
Siz: Yemin ederim saygım var desteklerim ama o gruba dahil değilim.
Siz: Netflix alacak param yok diye 1 aydır kaçak sitele...
''Tayip ne ulan, babanın adını mı söylüyorsun?'' anlamıyordum fakat şu an oldukça tatlı gözüküyordu.
''Hazreti kutsal başkumandanımız başbuğ başkumandanımız yedi cihanın kurucusu imparator imam mareşal halife-i bin suvari samurai kung-fu üstadı bordo bereli sayın iç işleri bakanımız dış işleri bakanımız halifemizhalifemiz baş imam öğretmen ilk ve son insanların kralı kuzeyin tek sahibi güneyin kudreti fetöcülerin düşmanı kandırılanların dostu kral el muzaffer Recep Tayyip Erdoğan diyeceksin!'' tek solukla konuşmasıyla avuç içimi dudaklarına bastırdım.
''Sus.'' dudaklarını elimden kurtarıp gözlerini araladı.
''Sustursana!'' Gözlerim kendiliğinden kısılırken derin bir nefes aldım.
''O gün silahla sustururum demedin mi?'' kafamı iki yana salladım.
''Öyle bir şey olmadı.'' nereden kurtarırsam yararıma... Tamam, öyle olmadı.
''Hatta ben de ata dönüşmek için ayin yapmıştım, ansi vara vida...'' anlamaz bakışlarla ona bakarken gülümsedim.
O da gülecek gibi olduğunda kaşlarını çattı, çatlamış dudakları yüzünden canı yanmışa benziyordu.
Gözüm odada dolanırken gözlerim köşedeki açılmamış küçük suya kaydı.
Ona uzanıp elimi biraz ıslattım, suyu yerine bırakırken ıslak parmağımı hafifçe Ahududu'nun kurumuş dudaklarının üstünde gezdirdim.
Bu hareketimle dilini hafif çıkartıp dudaklarını ıslattığında parmağıma değen dili ile parmağımı hızlıca geri çektim.
Çok tatlıydı.
''Biliyorum, sen atmadın o silahı.'' anlamayarak ona baktım.
''Bana gösterdiler, sen atmamışsın. Alex atmış.'' sinirli sesiyle yutkundum. Nereden biliyordu bunu?
''Zaten bir tane arkadaşım olacaktı ona da Alex izin vermemiş!'' hızlıca yatağın yanına oturdum, bir elim kafasının arkasına giderken kafasını dikleştirdim.
''Bana ne duyduğunu anlatır mısın?'' müdahale edemezdim, zarar görürdü.
Yolun sonuna mı gelmiştim?
Kafasını elime bastırdı.
''Sen atmadın, Alex attı.'' duraksayarak kurmuştu cümlesini.
''Başka bir şey duymadın mı?'' gözlerini kısıkça araladı.
''Çok şey duydum! Çok...'' çok derken o harfini uzatmıştı.
''Bana hepsinden bahseder misin,'' gözünün önüne gelen kısa saç perçemini geriye attım. ''Hım?'' burnunu çekti.
''Seni görünce aklıma ne geliyor biliyor musun?'' ona doğru eğildim. İlk defa duyacaklarımdan korkuyordum, ne kadarını duymuştu?
''Ne geldiğini söylemene izin vereceğim ama sen de sonrasında bana neler duyduğunu anlatacaksın, anlaştık mı?'' küçük kızımla anlaşma yapıyorduk sanki.
''Anlaştık.'' kafasını geriye attığında biraz daha sabit tuttum.
''Ne geliyormuş aklına?'' burnunu tekrar çekti, umarım hasta olmazdı.
