6.Bölüm*Benim Geleceğim Sensin Martina!*

651 43 6
                                    

          *DÜZENLENMİŞTİR* (Düzenlenme Tarihi: 27.07.15    18:18)

         Gerek şaka yaparak gerek de susup gözlerimizle konuşarak bitirdik yemeği. Şu an ne mi yapıyorduk? Babamı görmek için asansörün bulunduğumuz kata gelmesini bekliyorduk. İçimde bir heyecan vardı ama bu heyecanın nedeni babamla ilgili miydi? Yani sanırım öyleydi. Yeni bir başlangıç yapacağımızı anneme söylemiştim ve bunu şimdi babama da söyleyecektim ve onun stresi vardı şu an. Asansörün kapısının açılmasıyla kenara geçtim. Asansörden herkes çıktıktan sonra Jorge ile asansörün içine girip üçüncü katın düğmesine bastım. Asansör hareket etmeye başlayınca asansörün içinde bir oraya bir buraya hareket etmeye başladım. Kolumun çekilmesiyle durmak zorunda kaldım.

        Jorge'ye baktığımda onaylamaz bakışlar atmakla uğraşıyordu. En masum ve çocuksu sesimi kullanıp "Bakma öyle Jorge, heyecanlandım. Babamla görüşeceğim." dediğimde gülümseyerek beni kendine çekmiş sımsıkı sarılıştı. İhtiyacım olan tek şey olduğu için hemen Jorge'ye sarıldım. Kaç dakika öyle durduk bilmiyorum ama asansörün kapısının açılmasıyla asansörden fırlayıp koşmaya başladım. Babama doğru... Jorge ise arkadan gülerek geliyordu. Hayır gülünecek ne var yani. Alt tarafı danışmaya gelene kadar iki kere düşme tehlikesi bir de üç kişiye çarpıp düşürmüş olabilirim ama hala gülünecek bir şey göremiyorum!

      Danışmada ki bayanın yanına gidip yoğun bakıma girmek için gerekli olan eşyaları nereden alacağımı sordum. Beni takip edin diyerek yürümeye başladı bende arkasından takip etmeye başladım. Yoğun bakıma girmeden giymem için gerekli olan eşyaları verdikten sonra odada beni tek başıma bıraktı. Ben de giyinip hemen babamın yanına girdim. Yoğum bakımın kapısı ben önüne geçince kendiliğinden açıldı. Yavaş ve temkinli adımlarla babamın yanına yaklaşıp elini ellerimin arasına hapsettim.

Ellerinin buz gibi olması normal miydi?

Ya vücudu o niye eskisi gibi değilde ölü birinin vücudu gibiydi?

Neden benimle konuşmuyordu? Yoksa bana küsmüş müydü?

Onu affettiğimi ona bir şans verdiğimi söylesem her şey düzelir miydi? Beni eskiden olduğu gibi sever miydi? Kızım diyerek sarılır, konuşur, öper koklar mıydı? Biraz geçte olsa beni lunaparka götürür müydü? Sesimi kontrol edip içimde tuttuğum her şeyi bir bir söylemeye başladım.

"Merhaba baba, ben geldim. Belki bana cevap veremeyeceksin ama beni duyduğunu biliyorum. Yani herkes öyle söylüyor. Bilincin açıkmış sadece hareket edecek gücü bulamıyormuşsun kendinde. Sana söyleyeceklerimi duy baba çünkü yüzüne söylemeye cesaret edeceğimi hiç düşünmüyorum. Ben bu güne kadar hiç seni sevdiğimi söylemedim ama seni seviyorum baba. Oh be ne kadar rahatladım şimdi. Bir de hani o istediğin şans vardı ya işte o şansı sana veriyorum baba. Bir an önce buradan çık ve evine benim ve annemin yanına dön Yokluğun hissediliyor baba. Daha fazla bekletme beni, annemi. Seni özledik baba. Daha seninle lunaparka gideceğiz, baba kız günü yapacağız, ben sana sevgilimi anlatacağım sende beni ondan kıskanıp sevgilide neymiş daha yaşın küçük diye azarlayacaksın, daha tatlı tatlı kavgalarımız olacak." derken gözlerimden yaşlar akıyordu. Elimin tersi ile gözümdeki yaşı silip gülümsemeye çalıştım. 

"Mutlu olacağız baba, mutlu. Ama önce şu lanet olası yerden evimize gidelim." dedim ve yanağından öpüp "Dışarıda seni bekliyoruz, bizi daha çok bekletme." dedim ve yoğun bakımdan çıktım. Benim ardımdan annem girdi içeri. Onun konuşması daha uzun sürmüştü normal olarak. Sorun etmedim. Annem yoğun bakımda babamla hasret giderirken bende Jorge'nin omzuna başımı yaslamış hastanenin boş duvarını seyrediyordum.

Onu KaybetmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin