"Martina bu girdiğimiz on beşinci moda evi. Ve sen hala bir tanesini karar verip elbisenin dikim aşamasına gelmedim. Daha kaç moda evi gezeceğiz?" Hayıflanarak sitem eden Jorge'ye gözlerimi devirerek karşılık verdim. Hayır ne var yani biraz sonra on altıncı moda evini gireceksek? Hayır belki ben elbise dikimlerini beğenmiyorum? Belki bana göre güzel dikmiyorlar? Olamaz mı yani? Sanki ilk girdiğimiz moda evi ile anlaşıp çıkacağımı sanıyordu Jorge Bey!
Yeni bir moda evi görünce sevinçle çığlık atıp Jorge'nin elinden tutarak oraya doğru çekiştirdim. Küçük dükkanın kapısını açıp içeri girerken ben 'Tanrım ne olur güzel elbise dikiyor olsunlar.' diye dua ederken Jorge Bey ise 'Tanrım lütfen bu son olsun.' diye dua ediyordu. Sinirle Jorge'ye baktıktan sonra dükkanın kapısını tamamen açıp içeri girdim. Etrafa bakarken resmen küçük dilimi yutmuştum. Ne kadar güzel elbiseler dikmişlerdi. Tanrım bu insanlar gerçekten işlerini biliyorlardı. Elbiseleri incelerken en ince detayına kadar ince elenip sık dokunduğunun farkına vardım. Üstelik he elbisenin farklı bedeninden ve farklı renklerinden mevcuttu. Gülümseyerek Jorge'ye döndüğümde onunda en az benim kadar hayran bakışlarla etrafı incelediğini görünce gülümsedim. Yanına giderek elini tuttuğumda bize yaklaşan yaşını almış kadına bakıp gülümsedim. Yaklaşık elli yaşlarındaydı. Fakat o yüzünden düşürmediği gülümsemesi onu daha da genç gösteriyordu. Yanakları tombul ve saçları küt kesimliydi. Yüzüne o kadar güzel uymuştu ki o saç şekli utanmasam gidip yanaklarından sıkacaktım tanımadığım kadının. Yanımıza gelen kadın ile göz teması kurarak gülümsedim.
"Merhaba ben Martina bu da sevgilim Jorge. Biz mezuniyet için elbise diktirecektik. Fakat zaman çok kısıtlı sadece bir haftamız var. Acaba bize yardımcı olabilir misiniz?" Tatlı kadın gülümseyerek başını olur anlamında salladığında çığlık atarak tonton teyzeye sarıldım. Kahkaha atan Jorge'ye kızgın bir şekilde bakarak mahcup olmuş bir şekilde teyzenin yüzüne bakarak konuşmaya başladım.
"Şey bu tam tamına on yedinci moda evimiz de o yüzden biraz fazla sevindim. Kusura bakmayın." Kadın gülümseyerek önemli olmadığını söylediğinde elimdeki çizimi uzattım.
"İşte dikilecek olan kıyafet. Bir haftada yapabileceğinizden emin misiniz? Çünkü elbiselere baktığımda ince detayına kadar dikkat ediyorsunuz." Yaşlı kadın her zaman ki gibi gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Merak etme tatlım. Şimdi ilk iş olarak vücudunun ölçülerini ölçmemiz gerekiyor." diyerek cebinden terzilere özel kumaştan yapılan metreyi çıkartarak belimi, boyumu ve göğüs kısmımı ölçtü. Gülümseyerek ölçüleri elbisemi çizdiğim kağıda not alırken bir taraftan da bana programı anlatıyordu.
"Elbisen kısı kısımdan oluştuğu için önce büstiyeri ardından etek kısmını dikeceğiz. Kıyafete uygun kumaşı bugün sipariş edeceğim, yarına gelmiş olur. Fakat sormam gereken bir kısım var. Parasal yönden bir sıkıntın var mı?" Parasal anlamda sıkıntım gerçekten yoktu. Dört yıl boyunca bana verilen ama benim almadığım harçlıklarım sayesinde yeterince param olmuştu. Nasıl mı? Annemler para veriyordu vermesine ama ben almıyor kumbarama atıyordum. Böylelikle de baya param birikmişti. Bu sebepten dolayı olumsuz anlamda başımı salladığımda Jorge'de anı anda yok demişti. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda omuz silkmekle yetinmişti. Ardından yarın uygun bir zamanda uğramam için anlaşarak dükkandan çıkmıştık.
Jorge ile evimin önüne geldiğimde sımsıkı sarılarak kulağına teşekkür ederim diye fısıldadım. Ardından koşar adımlarla apartmana girdim. Eve girdiğimde olan biteni anneme anlattım. Annem elinde pasta tabaklarıyla geldiğinde en sevdiğim pasta olduğundan tabiri caizse öküz gibi yemeye başladım. Fakat sonradan pastayı alanın Jorge olduğunu öğrenince gülümseyerek telefonumu elime alarak mesaj attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onu Kaybetme
Romansa"O üzer. O gider O hep uzak, o hep acı. Yine de o. İlle de o. Hep o." Bir ses böler tüm düşüncelerini. Bir ses. Ne cılız ne de susacak gibi. Umutsuzluğun sessizliğine eşlik ederken o hep konuşur. "Vazgeçme! " Olmaz, dersin. " Olur! " İst...