30.Bölüm "Of Jorge of."

316 24 15
                                    

-2 Yıl Sonra-

    Zaman... Ne de çabuk geçiyordu zaman. Halbuki daha ilk okula giderken 'En uzun sözcük lastik. Sündür sündürebirildiğin kadar.' diye iğrenç şakalar yaptığımız anlar dün gibiydi. Oysa şimdi öyle miydi? Zaman kavramı işte tam da burada devreye girmiş ev yıllar geçmişti. Şimdi, koskoca yirmi iki yaşında genç kız idim.  Yıllar geçip gitmiş, tek bir şey dışında her şey değişmişti. Değişmeyen tek şey vardı.

Jorge...

     Birbirimize olan aşkımız her geçen gün daha da alevleniyordu. Her geçen saniye kalplerimizin ritmi bozuluyor daha da hızlı çarpmaya başlıyordu. Şu an bile tek bir şey düşünüyordum.

Jorge...

     Hayatta onun olmadığını ya da yollarımızın hiç kesişmediğini bile düşünmek kalbime acı veriyordu. Onun olmadığı hayat düşünemiyordum. Hani şair bir kitabında demiş ya 'Yine de o! İlle de o!' diye. Ben ise her zaman;

'Yine de Jorge! İlle de Jorge!' demiştim. 

Onun aşkıydı beni eski Martina yapan.

Onun aşkıydı beni bu adaletsiz hayatta tek başıma dimdik durmamı sağlayan.

Onun aşkıydı beni kötülüklerden koruyan.

    Aşk ne güzel şeydi yahu! 

"Gene ne düşünüyorsun Sevgilim?" Sevdiğim adamın o tapılası sesini duyduğumda yüzümdeki gülümsemenin daha da artması mümkün müydü? 

"Beni, bizi, sensizliği, senin aşkının bana getirdiklerini." Kızgın bir ifadeyle beni kendine çekip sarıldı. Neye kızmıştı ki şimdi? 

"Bir daha bensizliği ya da bensiz bir hayatı düşünürsen bacaklarını kırarım Martina!" Tabi ya! Şimdi anladım derdini. Keyif içinde daha da sıkıldım sevdiğime. 

"Ee, düğün için iki yıl daha bekleyeceğiz şimdi değil mi?" Sesimi çıkarmadan sadece başımı salladım. O ise her zaman ki gibi homurdanma ile yetindi. 

"Düğünü bu sene yapsak olmaz mı? Cidden artık dayanamıyorum geceleri sensiz uyumaya Martina." Ama o böyle söyleyince dayanılmaz derecede tatlı geliyordu gözüme. Dayanamıyordum onun bu hallerine. Ama yumuşarsam olmazı ki. Olur muydu yoksa? Bence olmazdı. Olurdu ya neden olmasın?

"Of, aklımı karıştırıyorsun Jorge." Jorge sakin adımlarla karşıma geçerek elleri ile kollarımın iki yanından tuttu ve benimle göz temasında bulundu.

"Seni seviyorum. Seni bir erkeğin bir kadını tüm kalbiyle sevebileceği kadar seviyorum." Ah Tanrım! Şimdi eriyip Jorge'nin önüne düşecektim. 

"Seni seviyorum. Gözlerine her baktığımda sonunda ne olacağını düşünmeden 'evet' diyecek kadar hem de." Kalbimin ritmi sözlerime yol göstermişti. 

Aşktı bana bu sözleri söyleten, tutkuydu Jorge'ye her baktığımda'evet' demek istediğimi gün yüzüne çıkaran. 

"O zaman sen hep benim gözlerime bak. Gözlerime bak ki hayır deme. Hazır gözlerime bakarken acaba erkenden evlensek mi Martina?" Kahkaha atarak başımı sağa sola salladım.

"Hayır, dört sene dolmadan önce üzgünüm ki evlenmeyeceğiz." Suratı düşen Jorge'yi gördüğümde aslında yarım kalan cümleme devam ettim. 

"Ama istersen hazırlıklara şimdide başlayabiliriz." Dediklerimden hiçbir şey anlamamış olacak ki monoton bir şekilde bakmaya devam etti. Halbuki ona anlatmak istediğim şey çok basitti. Tamam dört yık dolamadan önce evlenmem diye tutturmuş olabilirdim ama bu ufak tefek şeyler için hazırlık yapmayacağız demek değildi. Mesela eve ve evi döşemeyi şimdiden halledebilirdik. Ya da kıyafetlerimizi çizebilir zamanı geldiğinde de diktirmeye verebilirdik. Ve bunun gibi ufak detayları hallederek biraz da olsa fazladan zaman geçirebilirdik. Anlatmak istediğim şeyi anlamadığını bir kez daha gözleriyle belli eden Jorge ile gözlerimi devirerek sarıldım ve onu rastgele bir banka otutturarak konuşmaya başladım.

"Yani benim zeki(!) sevgilim. Anlatmak istediğim şey şu; Önümüzdeki iki yıl boyunca ufukta evlilik olmadığı için bizde evleneceğimiz zaman olacak olan işleri hafifletelim. Yani en basitinden bizi çok uğraştıracak olan ev ve içindeki eşyalar olacak. Mesela ona şimdiden başlayabiliriz. Bu arada biz nerede oturacağız. Hiç konuşmadık."

"Aslında benim bir düşüncem var ama kabul eder misin bilemem. Hani senin resimlerinle dolu olan bir oda vardı ya o ev olabilir. Tabii istersen. İstemezsen sorun değil. Başka bir ev de alabiliriz." Doğru ya Jorge zengindi. Gerçi para konusunun aramızda hiç sohbeti geçmemişti. Hem o eve ilk gittiğim gün aşık olmuştum ben. Bence o evin bizim evimiz olmasında hiçbir sakınca yoktu.

"Bence harika olur. O zaman orası bundan sonra bizim evimiz." Gülümseyerek söylediğim sözler karşısında Jorge'de gülümseyerek 'Bizim evimiz' diye tekrar etti.

Bizim evimiz... Ne zaman büyümüştüm de evlenme kararı almıştım onu bile hatırlamıyordum. Zaman o kadar çabuk geçiyordu ki neyin nasıl olduğunu bile hatırlamıyordum. Sanırım Aşk Sarhoşu idim. 

"Eee, haydi o zaman." diyerek beni kaldıran Jorge'ye nereye dercesine baktım.

"Ah, nereye olacak evimize karıcığım. Şimdiden başlamalıyız ama değil mi?" O bana karıcığım mı demişti?

Bir dakika ya ben hazırlıklara başlayalım derken bu kadar erkenden bahsetmemiştim. Of Jorge of.

****

Merhaba kısa bir bölüm oldu farkındayım ama bir günde iki bölüm paylaşacağım artık, inşallah dfghj

Yeni bölümde görüşmek üzere *-*

-Tuti(Tuğba)

Onu KaybetmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin