9.Bölüm*Pemboş*

494 39 7
                                    

*DÜZENLENMİŞTİR* (Düzenlenme Tarihi: 27.07.15    18:43)

            Babamın hastaneden çıkmasının üzerinden tam tamına bir hafta geçmişti. Her şey hızlı bir şekilde ilerliyordu.. Şu sıralar baya bir yoğundum. Sınava son üç hafta kalmıştı ve ben sabahlara kadar kütüphanede Jorge ile test çözüyordum, eksik konularımızı birbirimize anlatıyorduk. Yani sıkı bir ders programı ile bu üç haftayı doldurmayı planlıyorduk. Ve garip olan şu ki Jorge gerçekten işini ciddiye alarak test çözüyor, konu anlatıyor, ben konu anlatırken dikkatlice dinleyip not alıyordu. Normalde Jorge belli bir zamandan sonra işi şakaya vurur ve sıkıldığını belli ederdi fakat şimdi öyle değil. Herhalde üniversite telaşı onu da sarmıştı. Bu yüzden bu kadar ciddiye alıyordu.

          Düşüncelerime ara vermem gerektiğini düşünerek he rahatlamak amacıyla hem de daha güzel kokmak için duş almaya karar verdim. Duşa girmeden önce giyeceğim eşyaları hazırlayıp yatağımın üzerine koydum ve hemen odamdaki banyoya girerek üzerimdekileri bir çırpıda çıkartıp kendimi sıcak suya attım. Kısa(!) süren bir banyo sonrasında suyu kapatıp bornozumu giyip odama geçtim ve kurulanıp önce iç çamaşırlarımı ardından ayıcıklı pijamalarımı giydim. Saçlarımı da kurutma makinesiyle kurutmaya üşendiğimden direk havluyla ıslaklığını alıp nemli olmasını önemsemeden klasik bir ev topuzu yaptım. Ardından mutfağa uçarak kendime bir kahve hazırlamaya başladım. Test çözerken, konu çalışırken kahve içmeye bayılırdım çünkü zihnimi açtığına inanıyorum. Dolaptan sütü çıkartıp cezveye bir bardaklık kadar süt boşaltıp ocağa koydum ve ocağın altını yakarak kaynamasını beklemeye başladım. Bu esnada mutfak dolabından bir fincan çıkartıp içine kahve tozu ve azıcık şeker attım. Sütün kaynamaya başladığını görünce ocağın altını kapattım ve dikkatli bir şekilde cezveyi ocaktan alıp gene ekstra bir dikkat ile bardağa boşalttım. Hey, dikkatli olmak önemlidir. Her zaman...

      Dumanı tüten kahve fincanımı kulpundan tutup mutfaktan çıkarak odama ilerlemeye başladım. Bugün Jorge ile kütüphanede değildik çünkü Jorge'nin aile yemeği vardı ve Jorge üst üste üç haftadır ektiği için bu hafta yemeğe mecburen katılmak zorunda kalmıştı. Annem ile babam da yemeğe dışarıya çıkınca evde tek kalmıştım. Aslında beni de çağırmışlardı fakat ben annem ve babamın eski günleri unutarak yeni bir sayfa açmalarını istediğim için, tekliflerini kibar bir dille reddedip onları baş başa yemeğe göndermiştim.

          Odamın kapısını açıp yavaş ama bir o kadar da seri adımlarla elimdeki kahve fincanıyla birlikte çalışma masamın önüne geldim. Fincanı yanlışlıkla çarpıp düşürmeyeceğim bir yere koydum ve üç hafta sonra girecek olduğum hayatımı belirleyecek olan sınava çalışmaya başladım.

        Çalışmaya devam ederken kapı açıldı ve içeri annem ve babam girdi. "Hey, siz ne zaman geldiniz?" diye sorduğumda babam gülümseyerek yanıma geldi.

 "On dakika falan oluyor. Derse o kadar dalmışşın ki geldiğimizi fark etmedin tatlım." deyip başımın üzerine bir öpücük kondurdu. En az onlar gibi sıcacık gülümseyerek "Saat kaç?" diye sordum. Annem kolundaki saati göstererek "22.30" dediğinde üç saat boyunca aralıksız çalıştığımı anlayarak "Sanırım size bir yarım saat ayırabilirim, hem belki gecenizin nasıl geçtiğini anlatmak istersiniz." diyerek gülümsedim. Annem ve babam başını sallayıp odadan çıkıp üstlerini değiştirmeye giderken bende mutfağa gidip bu sefer üçümüze birden kahve yapmaya başladım. Dengeleri korumak güzeldi. Yani hem ders çalışıp hem de ailenle vakit geçirmekte bahsediyorum. Ne sürekli aileyle zaman geçirilmesi ne de sürekli ders çalışılması doğru değildi. Ortası en güzeliydi.

          Büyük uğraşlar sonucu yapmış olduğum kahveleri tepsiye koyarak salona doğru ilerledim. Anneme ve babama kahve fincanlarını uzatıp bende kendi fincanımı alıp koltuğa oturdum. Bu bizim yıllar sonra ilk gerçek bir aile olarak konuşmamız olacaktı. Bunun sevinciyle koltukta bağdaş kurup kahve fincanını iki avuç içime sıkıştırdım, anne ve babama içten bir gülümseme gönderdim. Onlardan da aynı gülümsemeyi aldığımdan konuşmaya başladım.

Onu KaybetmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin