28.Bölüm "O zaman benimle evlenir misin?"

371 26 5
                                    

-1,5 Ay Sonra-

"Annelerin en güzeli, en sevimlisi, en tatlısı, en en en en en en harikası, en-"

"Ah yeter. Ne istiyorsun Martina?" Tatlı bir şekilde gülümseyerek anneme baktım. Tercih gününün üzerinden bir buçuk ay geçmiş, tercihlerin açıklanmasına ise üç gün vardı. Eve döndüğümde anneme müjdeli haberi verdiğimde önce sevinçten ağlamaya başlamış. Ardından ise 'Sen benim ömrümü yedin.' diye tam on ikiden -başıma- isabet ettirerek terlik atmıştı. Olayları hatırladığımda kahkaha attım.

Flashback başlangıcı... [ Jorge ile birlikte apartmanımın önüne geldiğimizde sımsıkı sarılmış ve bir daha saçma sapan triplere girip birbirimizi bu kadar özlemeyeceğimize dair söz vermiştik. Tamam sadece iki gün ayrı kalmış olabilirdik ama ben o iki günde depresyona girmiştim. Bu sürenin bir hafta olduğunu düşünürsek eğer kesin en ağır depresyona girer zaten kısa olan saçlarımı kestirirdim.

"Seni seviyorum sevdiğim." Gülümseyerek ve aşkla bakarak cevap verdim sevdiğime. Ardından da koşar adımlarla apartmana girip merdivenleri tırmanmaya başladım.

Zili çalarken bir taraftan da annemlere ne diyeceğimi düşünüyordum. Ne diyecektim? 'Anne ben yurt dışına gitmeyeceğim. Tercihlerimi değiştirdim mi?' Aslında gayet de mantıklıydı. Kapıyı açan babama sarıldım ve çıkardığım ayakkabılarımı çıkartıp salona doğru yürüdüm.

Çantamı rastgele bir yere fırlatıp en rahat koltuğa kendimi attım. Kahve içen anneme ve annemin yanında
oturan babama bakıp derin bir nefes aldım ve hıp hızlı konuşmaya başladım.

"Anne? Baba? Ben karar verdim ve tercihlerimi değiştirdim. Yurt dışına gitmeyeceğim. Bu yüzden tercihlerimi son güne bıraktım çünkü bu konuyu düşünüyordum." Annem öksürmeye başlayınca babam hafifçe sırtını okşadı. Bende koşar adımlarla mutfağa su almaya gittim. Tezgahta duran sürahiden bardağa su doldurup koşar adımlarla salona geldiğimde anneme bardağı uzattım. Suyu içtikten sonra bardağı salondaki sehpanın üzerine koydu. Dikkatli bir şekilde anneme bakarken annem ise bir saniye içinde ayağındaki terliği çıkarıp bana fırlattı. Tam on ikiden vurduğunda sinir ve acı karışımıyla anneme bağırdım.

"Anne! Ne yapıyorsun!?" Annem sanki beni duymamış gibi yaparak derin bir nefes verdi. Babam da ona uyarak derin bir nefes verdiğinde ne olduğunu anlamamıştım. Şaşkınca onlara bakarken annem konuşmaya başladı.

"Madem tercihleri değiştirmek gibi bir şey düşünüyorsun neden bize söylemiyorsun geri zekalı kızım! Burada kaç gündür öldük öldük dirildik. Başka ülkeye gidecek diye!" Annemin terliği neden attığını anladığımda ayağa kalkarak ikisine de sımsıkı sarıldım. Canım ailem benim ya. ] Flasback sonu...

"Kızım ne sırıtıyorsun öyle manyak gibi. Bir şey mi oldu? Ne soyleceksin?" Annemin konuşmasıyla anılardan depar atarak uzaklaştım ve annemden izin almak için yağ çekmeye başladım.

"Annelerin en güzeli, yıllar geçsede hala taş olmayı başarabilen kadın. Akşam Jorge ile dışarı çıkabilir miyim?" Annem başını olumsuz anlamda sağladığında yapacağım şeyden hiç hoşlanmasam da konuşmaya başladım.

"İyi o zaman bende babamdan habersiz kredi kartından bir günde bin liralık alışveriş yaptığını ve yine  babamdan habersiz ödediğini babama söylerim." Tek kaşımı kaldırıp konuştuğumda annem ise gülümseyerek "Söylemezsin." dedi.

"Babaaa-"

"Tamam sus. Tanrım! Martina sen böyle değildin. Ne oldu sana?" Annemin söyledikleriyle pişmanlık duymaya başladım. O yüzden direkt duygularımı söyledim.

Onu KaybetmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin