*DÜZENLENMİŞTİR* (Düzenlenme Tarihi: 27.07.15 18:58)
"Haydi sevgilim. Artık seni eve götürmeliyim. Hava kararmak üzere." Sadece başımı sallayabilmiştim. Halbuki onun yanından bir dakika bile ayrılmak istemiyordum. O benim her şeyimdi. Hani derler ya aşk insanı değiştirir diye işte gerçekten de öyle oluyormuş. Aşk insanı değiştiriyormuş. Her saat, her dakika, her saniye hatta her salise kısacası hayatının her anında onu düşünüyorsun. İstemeden de olsa senin kalbinde büyük bir parçan oluveriyor birden. Daha ne olduğunu anlamadan, birden bire hayatına giriyor ve orada kalıyor. İstesen de çıkaramıyorsun. Çünkü bu kalbin. Ve maalesef kalbin söz dinlemiyor. Hem de hiçbir zaman. Acı çekeceğini bilse de sevmeye, hala onu istemeye devam ediyor...
Jorge elinde tablo ile çıktığında gülümseyerek elinden aldım 'tablomuzu'. Bu tablonun benim için önemi gerçekten çok fazlaydı. Bu Jorge beraber yaptığımız ilk ortak şeydi. Tamam genelini Jorge yapsa da genede bende yardım etmiştim. Hem ben onun ilham perisiydim bu bile bence yeterince güzeldi.
Düşüncelerime dalmışken elimi tutan Jorge ile gülümsedim. Elimi tutan elini bende sımsıkı tuttum ve başımı koluna yasladım. Sol elimde tablomuzu taşıma zevkini, sağ elim ise Jorge'nin avuçlarında olma mutluluğunu yaşıyordu. Atan kalbime ise hiçbir şey demiyordum. O her zaman böyle atıyordu. Jorge yanımda olduğu her zaman...
Sessiz bir şekilde yürürken Jorge birden konuşmaya başladı.
"Annem ve babam seninle tanışmak istiyor Martina'm." Jorge'nin söyledikleri karşısında şaşkınca yerimde durmuş, şaşkın gözlerle Jorge'ye bakıyordum. Ne yani annesi ve babası benimle tanışmak mı istiyordu? İş o kadar ciddiye binmiş miydi ya?
"Ne yani annen ve baban benimle tanışmak mı istiyor? Gerçekten mi?" Şaşkınlıktan çıktığım ilk an sorduğum soruydu bunlar.
"Gerçekte Martina, seninle tanışmak istiyorlar." dediğinde yürümekten vazgeçip durdum.
"Korkuyorum Jorge."
Korkuyordum...
Ailesinin beni sevmemesinden korkuyordum...
Aramızın açılacağı düşüncesi beynimi kemiriyordu ve bundan korkuyordum...
Ben Jorge'yi seviyordum fakat aramızın açılması düşüncesi beni gerçekten korkutuyordu. Ona kapalı bir kutu olduğum halde zorla kendimi açmışken şimdi bir şeylerin ters gitmesinden koruyordum....
"Martina, korkma annem ve babam seni sevmemezlik yapmayacak. Seni nasıl sevmezler ki. Şu güzellik nasıl sevilmez?" Deyip yanağımdan öptüğünde az önce bedenimde esir süren korku bir anda yok olmuş ve yerini utanma duygusuna bırakmıştı.
"Hem bana bakayım. Sen annem ve babam ile tanışmak istemiyor musun?"
"Saçmalama tabii ki istiyorum. Hatta bizimkiler de seninle tanışmak istiyor. Fakat bunun için sınavdan sonrasını beklemeliyiz. Biliyorsun önümüzde hayatımızın yüzde seksen beşini belirleyecek bir sınav var ve zaten onun için heyecanlıyken bir de ailelerin tanışma heyecanını zavallı bünyem kaldıramaz." Söylediklerimde ciddiydim. Zaten heyecanlıydım bir de bu heyecanıma ailelerin tanışması eklenince iyice heyecanlanır. Tanrı korusun sınavdan önce benim için kötü sonuçlar verebilirdi. Jorge gülerek bana sarıldığında tablonun da izin verdiği şekilde iki kolumu da Jorge'ye doladım.
"Tamam sevgilim, sınavdan sonra önce ben senin ailen ile sonra sen benim ailem ile en son da ailelerimiz tanışacak tamam mı? Ama aksatmak yok. Sınavdan sonra ki gün tamam mı?" diye sorduğunda tamam anlamında başını aşağı yukarı salladım.
Her şeyi benim yerime de düşünüyor. Ve hem benim hem de kendi için en uygun kararı alıyordu Jorge ikimizin yerine de. İşte Jorge'nin en sevdiğim huylarından biriydi bu.
Yolun geriye kalan kısmında ise sessiz bir şekilde kalplerimizin birbirine kenetli olduğu gibi ellerimizde birbirine kenetliydi. Mutluydum... Mutluyduk...
Evimin önüne geldiğimizde üzgün bir şekilde Jorge'ye bakmaya başladım.
"Bakma ama öyle Martina'm. Sen böyle bakarsan ben hiç gidemem ki." Keşke gitmeseydi. Gitmesini hiç istemiyordum. Her zaman benim yanımda olsaydı keşke. Ama keşke demekle olmuyordu maalesef.
"Keşke gitmesen, hep yanımda kalsan Jorge." Sadece sımsıkı sarıldı bana. Sarılması bile yetmişti gerçi. Farkında olmadan hayatımın büyük bir parçasındaydı Jorge.
"Onun da zamanı gelecek Martina'm. Onunda zamanı gelecek merak etme sen. Her şeyin bir zamanı var. Zamanı gelecek 'Artık sıkıldım senden Jorge.' diyeceksin ama ben gitmeyeceğim. Sahi benden sıkılırsan bunu bana söyler misin kız?" Jorge'nin sorusuyla az önce ağlayacak iken şimdi ise kahkaha atıyordum. Tanrım! Bu çocuk bende psikoloji denen şeyden bir gram bile bırakmamıştı. Aklımı başımdan almıştı. Bari şu sınavdan sonra yapsaydın bu akıl alma işimi Jorge ya.
"Hayır tabii ki." dediğimde rahatladığına dair sesler çıkardığında yarım kalan cümleme devam ettim. "Direk yüzüne söylemek yerine mesaj çekerim. Hayır yani madem senden sıkıldım neden yüzüne bakmaya devam edeyim ki? Değil mi ama? Tanrım, ne kadar da mantıklı düşünüyorum." Deyip kahkaha attığımda Jorge ise şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. O her şeyi gerçek sanmamıştı değil mi? Ah! Salak kafam! Halbuki ben sadece şaka yapmıştım. Hani birazcık gülmek için.
"Jorge? Sen gerçek sanmadın değil mi o az önce söylediklerimi?" Jorge'den hiçbir ses gelmediğinde yüzünü elim ile kaldırıp gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım.
"Senden nasıl bıkabilirim geri zekalı. Sen ben seninle konuşmadığım, sana yüz vermediğim, seni takmadığım halde benden bıkıp uzaklaştın mı?" dediğimde konuşmam ilgini çekiş olacak ki bana dikkatli bir şekilde bakmaya başladı.
"Cevap ver Jorge. O zamanlarda benden bıktın mı?" Başını hayır anlamında salladığında gülümseyerek devam ettim.
"Sen o zamanlarda benden bıkmadıysan eğer ben ömrüm boyunca senden bıkmam Jorge. Aşk insanı öyle bir hale getiriyor ki. İstesen de bırakamıyorsun sevdiğini. Bende sana öyle bir aşkla bağlandım. İstesem de gidemem. Şimdi sus ve bana sıkı sıkı sarıl."
-----------
Merhaba, bir bölüm sonu daha. Tamam bölüm kısa ve geç geldi. Çoooook sorry bunun için. Ama mutlu bitti bu yetmez mi? Bu arada Perşembe'ye görüşmek üzere dfhkş,
-Tuğba

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onu Kaybetme
عاطفية"O üzer. O gider O hep uzak, o hep acı. Yine de o. İlle de o. Hep o." Bir ses böler tüm düşüncelerini. Bir ses. Ne cılız ne de susacak gibi. Umutsuzluğun sessizliğine eşlik ederken o hep konuşur. "Vazgeçme! " Olmaz, dersin. " Olur! " İst...