Ben bunları düşünürken Bay kim'in yeni sorusuyla gözlerim hızla irileşti, soluklarım hızlanmaya başladı. Kalbim ise...hızlı atıyordu? fazla hızlı...
"Voulez-vous venir chez moi?"
"Ne? Yani hayı- şey Bay kim, ne demek istedi- yani demek istediğim, şey üzgünüm ama hayır. Yani gelemem, zaten neden geleyim ki?" Doğru kelimleyi bulabilmek için çok fazla saçmaladıktan sonra çenemi kapayıp, Bay kim'in vereceği cevabı beklemeye başladım. Hem neden onun evine gideyim ki? Ne alaka yani? Çok saçma! Bay kim'i tanımasam ahlaksız bir teklif derdim.
"Seni istiyorum jeon." Kalın sesi normalden daha boğuk çıkmıştı bu sefer. Ayrıca fazla...arzu dolu. Ama en önemlisi ise, bu lanet olası yerde ne oluyor!
"Bay kim-" diye söze başladığım sırada, Bay kim lafımı kesti.
"Bay kim deme artık jeon, Taehyung desen yeter."
Bu bir rüya mı? Yani neden bir anda, Bay kim bana böyle şeyler desin ki?
Şu an yaşadığım olayın gerçekliğini sorgularken, kolumda ufak bir sızı oldu. Sadece kaşıntıdır diye fazla üstünde düşünmedim. Ama aynı sızıyı bu sefer daha acılı bir şekilde hissedince, kolumun acıyan kısmına baktım. Anormal bir şey göremeyince şaşırdım.
"Jungkook." Adımı duyduğumda, kimin seslendiğine bakmak için kafamı tekrar önüme çevirdim ve sınıfta göz gezdirdim.
"Jungkook!" Yine birisi adımı söyledi ve aynı anda kolumda tekrar aynı acıyı hissettim.
"Jungkook uyansana be!" Kulağımın dibinden gelen tiz sesle, yerimden sıçladım ve kafamı hızla kaldırdım. İlk afallamış bir hâlde sağıma ve soluma baktım, en sonunda ise yanımdaki sıra arkadaşıma değdirdim gözlerimi. Ne yani, hepsi rüya mıydı? Hayallerim...
"Bay kim ödev verdi ve gitti, yani ders bitti ama sen hâlâ uyuyorsun. Ne uyanmaz bir herifsin sen be! Senin yüzünden teneffüse çıkamadım yha!"
Kafama büyük bir darbe yemişim gibi sarsıldım. Ne yani, hepsi beynimin bir oyunu muydu? Siktir ya.
"Jimin, Bay kim sözlü yapıyordu en son, ne oldu?" Diye büyük bir merakla sordum.
"Ne? Ne sözlüsü jungkook? Bay kim sözlü yapmadı ki. Ders anlattı, ödev verdi ve gitti. Uyku sana yaramamış anlaşılan, git bir elini yüzünü yıka da kendine gel." Dedikten sonra yanımdan kalkıp gitti. Anlaşılan teneffüs daha bitmemişti. Jimin'in dediği gibi gidip de elimi yüzümü yıkasam iyi olacak.
Sıramdan kalkıp Savsak adımlarla yürümeye başladım. Sınıfın kapısından çıkıp sola döndüğüm an, Bay kim'i birisiyle konuşurken gördüm. Konuştuğu kişiye dikkatli baktığımda, konuştuğu kişinin alt sınıflardan jireun olduğunu fark ettim. Onların dersine girmediği için ne konuştuklarını merak etsemde, merakımı belli etmeden yanlarından yürüyüp geçmeyi tercih ettim.
Onların olduğu tarafa bakmadan ilerlerken, tam yanlarından geçeceğim sırada, Bay kim bana seslendi.
"Jungkook, bir dakika bakar mısın?" Sesi rüyamdaki halinin aksine daha nazik bir şekilde çıkmıştı. Ve geçen haftaki sinirli halinden eser yoktu.
"Tabii Bay kim. Bir şey mi oldu?" Derken yanlarına adımlamıştım. Jireun'un gözlerini üstümde hissediyor oluşumsa, beni sebepsizce germeye başlıyordu.
"Öğretmenler odasına gidip, benim dolabımdan evrak çantamı getirebilir misin? Jireun ile küçük bir işimiz var, bu yüzden benim yerime çantamı sen alır mısın." Dediğinde, ilk başta hayır diyecektim. Ama sesindeki o mahcubiyet ve ihtiyaç, beni harakete geçirdi.
"Tabii ki Bay kim." Dedim ve başka bir şey demesine müsaade etmeden, arkamı dönüp öğretmenler odasının yolunu tuttum. Bu esnada aklımda ne tuvalete gitmem vardı, ne de Bay kim ile geçen haftaki ufacık kavgamız. Hatta Jireun ile konuştuğu gerçeğini bile unutmuştum. Tek düşündüğüm benden yardım istemesiydi. Bana ihtiyacı olmuştu.
Ah sikeyim, ne saçmalıyorum ben! Oradan geçen herhangi bir öğrenciden de isteyebilirdi. Sadece o an ben oradan geçiyordum ve bana denk geldi. Böyle saçma sapan hayallere kapılıp sonradan pişman olmak istemediğim için şimdiden vazgeçsem iyi olacak. Kendim için en iyi olanı bu...
Seri adımlarla öğretmenler odasına girip, Bay kim'in dolabını buldum ve kapağını açtım. Açtım açmasına ama dolap kapağının iç kısmına asılı olan resim, donup kalmama sebep oldu. Jireun? Neden Jireun'un resmi, Bay kim'in dolabında asılı? Sevgilisi mi? Yok olamaz, o fazla küçük. Kardeşi? Hiç benzerlikleri yok. Sikeyim! O zaman Jireun, Bay kim için ne ifade ediyor?
Kendime gelip, sinirden ve kıskançlıktan titreyen ellerimi harakete geçirdim. Evrak çantasını aldığım gibi, dolabı büyük bir öfkeyle kapattım. Bana tuhaf tuhaf bakan öğretmenleri umursamadan, odadan çıktım.
Odadan çıktığımda, Bay kim'in olduğu yere bakmıştım ama orada değillerdi. Bahsettiği işlerini yapmaya gittiler demek ki...
Hemen 10 adım yanındaki öğretmenler odasına girip, çantasını alamayacak kadar önemli bir iş olsa gerek. O kızın resmini bile dolabına astığına göre, onunla olmak; Bay kim için daha önemli olmalı.
Öfkemin daha da arttığını hissettiğimde, hava almamın daha iyi olacağını düşündüm ve dışarı çıkmak için merdivenlerin olduğu yere yöneldim. Benim sınıfım 3. Kattaydı. Şu merdivenleri her gün inip çıksam, spor yapmış kadar olurum zaten. Ki oluyorum da. Spora gitmeyip okul merdivenlerini kullanıyorum. Bacak kaslarıma çok yararı oluyor.
Merdivenden inerken düşündüklerim bunlardı, ama 2. Kata indiğimde düşüncelerim bile susmuştu. Çünkü Bay kim Jireun'u öpüyordu...alnından. Onu öpüyordu...öpüyor...öpmek...Jireun'u...
____________________________
Annyeonghaseyo yorobun!Nasılsınız?
Ben çooook fazla yorgunum :(
4 gün önce fındığa başladık ve ben yorgunluktan gebermek üzereyim.Bugünde fındıktan geldiğim gibi bölümü paylaştım, yani şu an :)
Kısa olduysa sorry ama pişman değilim, yine olsa yine yaparım✊🏻
Neyse neyse ^-^
Umarım sevmişsinizdir yorobun.
Beğendiyseniz oy ve yorum atmayı unutmayın!
Dedik ve bölümü bitirdik.
Yeni bölümlerde görüşürüz canlarım~💜
Sağlıcakla kalın, hoşça kalın👋🏻
_________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
professeur de français || Taekook
RomanceMatematik profesörü olan Kim Taehyung, matematik yerine fransızca öğretmenliğini tercih etti. Fransızca öğretmeni olarak atandığı ilk okul, Jeon Jungkook'un okuduğu okuldu. *Tüm hakları saklıdır.