[VİNGT]

528 48 8
                                    

Dün yaşanan sıcak dakikalardan sonra bugün hayatımda değişen hiçbir şey olmamıştı. Monoton hayatım aynı hızdaki akışıyla devam ediyordu. Hiç değilse sabahın köründe evimden alacak bir sevgili yapmış olsaydım iyiydi, bu ne böyle ya? Bu nasıl manita yahu! İçinde resmen taş olan çantam belimi ağrıtırken, sinirli adımlarla yeri döve döve ilerliyordum. Her bir adımda ise Taehyung'a sövmekten de geri durmuyordum. Hain, resmen hain. İnsan gelir der ki: "Benim biricik sevgilim yorulmasın, ben sabah gidip alayım onu ve okuluna bırakayım. Sonuçta ikimizde aynı yere gidiyoruz."

Ama yok! Beyefendi bunu düşünemeyecek kadar odun.

Gözümü önümden ayırmadan sert soluklarım eşliğinde yürürken, arkamdan korna sesi geldi. Arabanın önünden gittiğimi düşündüğüm için hafif yana kayıp, istifimi hiç bozmadan yürümeye devam ettim ama kornaya tekrardan basılınca hışımla arkama döndüm. Araba arkamda değil, yanımdaymış. Bu yüzden ilk başta afallasamda, kendimi hızla topladım ve içini göremeyeceğimi bildiğim hâlde yine de sinirli gözlerimi film kaplı cama diktim.

Ama arabanın içindeki adam inmek şöyle dursun, camı bile açmayınca içimdeki sinirle adama patladım.

"Ne var kardeşim, ne!? Pis tacizci sapık dayılar gibi ne basıyorsun kornaya! Hayır yani bir durum varsa söyle de bilelim. Ne bu gizemli tavırlar anlamıyorum ki!" Diye söylene söylene arabaya yaklaştım ve cama tıklattım. Cam çok hafif bir şekilde aralanınca içten bir şekilde göz devirdim. Bu. Adam. Benimle. Kafa. Mı. Buluyor?

"Sen benimle t****k mı geçiyorsun ya!" Diye cırlayıp, arabasının tekerine ardarda tekme attım ve arabayı gerimde bırakarak yürümeye başladım. Bu sefer üzerimde ekstra bir sinir olduğu için dışardan gören birisi bana bulaşmaması gerektiğini anlar ama az önceki sapık adamın anlamış olduğunu pek sanmıyorum. Zira anlamış olsaydı, ben yürümeye başladığım andan itibaren arabayla beni takip etmeye ve sonra dibime geldiğinde ise tekrardan kornaya basmaya kalkışmazdı.

(Ramazan sansürü ^^)

Adımlarım sert bir şekilde durdu. Gözlerimi sinirle yumdum ve içimden 10'a kadar saymaya başladım. Çünkü sakinleşmezsem ben Taehyung'a olan sinirimi de bu sapık adamdan çıkaracağım.

1...2...3...4...5...

"Jeon." Tanıdık bir ses?

6...7...

"İyi misin? Jungkook?"

8...

"Sevgilim?"

9...

"Bir şaka yapalım dedik, onda da çocuğa cinnet geçittirdik." Araba kapısının açılıp kapanma sesi ve bana yaklaşan adım sesleri.

10.

Gözlerimi hızla açıp arkama döndüm ve gördüğüm kişiyle anlık irkildim. Benim sapık dayı bir anda sevgilim kişisine dönüşmüştü ya.

"Taehyung?" Adını emin olmak ister gibi söylediğimde, Taehyung'un yüzünde içten bir gülümseme oluşmuştu.

"Seni sinirlendirdim, değil mi?" Sesi fazla masum çıkmıştı ama ben yemem.

"Yok canım, beni hiç ama hiç sinirlendirmedin(!)" Diye huysuzca homurdandığımda kıkırdadığını işitmiştim ama ona sinirli olduğum için gözlerimi kaçırıp, o güzel gülümsemesine bakmadan yürümeye başladım. Bakmamak için bile zor dururken, biraz daha orada durursam üstüne atlayacağımdan çok eminim.

"Jungkook seni okula bırakacaktım, nereye gidiyorsun? Sevgilim gelsene. Kook, ben kime diyorum acaba?"

Arkamdan söylene söylene gelirken ona bakmamıştım. Çünkü yapacağı jest bile elinde patlamıştı, çünkü lanet olası okula en fazla 4 dakikalık bir mesafedeydik. Ona odun dediğimde de bana inanmıyordu. Odundu işte, yontulmamış bir odun!

professeur de français || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin