Telefonu hızla kulağımdan çektim ve WhatsApp'a girip Bay kim'e konumumu attım. Ama o geldiğinde ona kapıyı açmak için kalkamayacağımı bildiğim için, yedek anahtarımın bulunduğu yeri de yazmıştım.
Mesajlarıma sadece kısa bir 'Tamam' yazıp çevrim dışı olunca, stresten alt dudağımı kemirmeye başladım. Gerçekten geliyor muydu yani?
***
Alnıma değen soğuk şeyle, irkilerek gözlerimi hızla açtım. Görüş alanım netleştiğinde, Bay kim'in bal sarısını andıran gözleri ile karşı karşıya kaldım. Yüzü tam dibimdeydi, sıcak solukları dudaklarıma çarpıyordu. Ne zaman gelmişti ya da neden bu kadar yakınıma girmişti? Daha doğrusu ben hangi ara uyumuştum!
"Oh, şey, Bay kim, siz ne zaman geldiniz?" Diye çatallı çıkan sesimle mırıldandım. Bay kim bir süre gözlerime bakıp bir şey demeden doğruldu ve aramıza biraz mesafe koydu.
"Az önce geldim. Geldiğimde çok ateşin vardı, düşürmek için bez ıslattım ben de."
Kafamı anladım dercesine sallayıp yatakta doğrulmak için harakete geçtim, ama kımıldadığım an başıma giren ağrıyla kısık bir sesle inledim ve bedenimi tekrardan serbest bıraktım. Bir süre haraket etmesem iyi olacak gibi...
"Tamam bay kim, yardımınız için teşekkürler ama artık gider misiniz?" Diye hırıltılı bir sesle soluduğumda, yataktan kalkıp kapıya yöneldi. Ben gideceğini düşünürken, o beni yanıltıp odamın ışığını kapattı ve geri gelip battaniyeyi kaldırdı, açılan boşluğa bedenini bırakıp yanıma yattı. Ne yapmaya çalıştığını anlamadığım için, çatık kaşlarımla yaptıklarını izliyordum.
"Bay kim, ne yapıyorsunuz?"
"Yanına yatıyorum jeon, görmüyor musun? Bugün burada kalıyorum. Sen iyileşmeden hiçbir yere gitmiyorum."
Dünki adamla bugünkü adam arasında dağlar kadar fark var. Telefonda beni azarlayacakmış gibi konuşan kişi, dün beni görmezden gelen kişi ve daha sayamadığım kadar fazla kırıcı davranışlarda bulunan kişi ile bu yatağıma yatan kişi nasıl aynı olabilir. Bipolar falan mı acaba?
"Bay kim, sizin bipolar olma ihtimaliniz kaç?" Diye ciddi bir merakla sorduğum soruya sadece gülüp geçti. Ama ben ciddi bir şey sormuştum!
Burada uyuma konusunda oldukça ciddi gözüküyor. Takım elbisesi ile yattığına göre...
Bu görsele daha fazla dayanamayıp içten bir kahkaha attığımda, Bay kim hızla kafasını kaldırıp bana baktı, ya da gülüşüme baktı.
"Gülüşün...ah, yani, neden gülüyorsun jeon?" Boğuk bir sesle homurdanması, tatlılığını gizleyemez, gizlememeli, ama gizliyor!
"Yatağa takım elbiseyle girdiğinizin farkında mısınız Bay kim?" Diye şakıdığımda, üzerindekilerin yeni farkına varmışçasına battaniyeyi kaldırdı ve giydiği takıma baktı.
"Ah, doğru. Akıl mı kaldı ben de." Kısık bir sesle mırıldanmıştı ama dediklerini duymuştum.
Yataktan kalkıp benim dolabıma yönelince, gözlerim irice açıldı. Dolabımdan kendine kıyafet almayacak, değil mi? Mahremiyet diye bir şey var yahu!
"Bay kim, dolabımı açma hakkına nereden erişiyorsunuz acaba?!" Diye hayıflansamda beni umursamadan dolabı açtı ve kendisine göre bir kaç parça eşya çıkarıp, dolabı tekrar kapattı.
Bu rahatlığı ben de göz devirme isteği oluştursada, öğretmenim olduğu gerçeği bir kez daha kafama dank etti. Bu durum gittikçe garipleşiyor...
Bay kim banyomdan üstü giyinik bir şekilde çıkınca, düşüncelerimi bu akşamlığına susturma kararı aldım. Çünkü, Tanrım, o şu an acayip sevimli gözüküyor! Benim tavşanlı pijamamın içinde, sexy görünüşü tamamen yok oldu. Şu an benim gözümde bir bebekten farkı yok.
"Tanrım! Çok sevimlisiniz, bay kim, şu halinize bakın!" Diye yakındım. Benim gülen suratımın aksine Bay kim'in kaşları çatık, yüzü asıktı. Nedenini tahmin etmek çok da zor değil.
"Ben bu pijamanın böyle olduğunu düşünmemiştim! Normal bir takım sanmıştım. Jeon, bu ne ya!" Sinirli bir şekilde konuştuğunda kendisini korkutucu mu sandı yani? Ben, onu şu an bu pijamaların içinde pek ciddiye alamıyorum da.
"Bence de Bay kim, hmhm, katılıyorum efendim." Diye mırıldandığımda, Bay kim garip sesler çıkarmaya başladı.
"Ya sen beni dinlemiyor musun?!"
"Hayır, yani evet, dinliyorum Bay kim." Desem de benim odağım tamamen, pijamaların içindeki bedendeydi. O korkutucu adam gitmiş, yerine minik bir yavru tavşan gelmişti resmen.
Bay kim homurdanarak yatağa girip bana arkası dönük bir şekilde yattığında da, hâlâ homurdanmaya devam ediyordu. Ben ise sessizce kahkaha atıyordum.
"İyi geceler Bay tavşan, aman, yani Bay kim." Deyip kıkırdadım. Bay kim bir karşılık vermemişti. Sinirli bir tavşan...
***
Sabah yüzüme vuran güneş ışığı yüzünden uyanmıştım. Birbirine yapışan kirpiklerimi yavaşça titreştirerek araladığımda, yanımdaki boşluğu görmem beni şaşırtmamıştı. Beni asıl şaşırtan aşağıdan gelen tıkırtı sesleri ve Bay kim'in dudaklarından dökülen hoş melodinin rahatlatıcı sesiydi. Mutfağımdaydı, bunu seslerden anlayabiliyordum. Ama kalkıp mutfağa gitmeye cesaret edemiyordum. Ya bu bir rüyaysa? Ya kalktığımda uyanmış olursam? Ya da mutfağımda olan kişi Bay kim yerine başka birsiyse?
Bu düşünceler beni yatağa çivilemişti. Kalkıp gitmek yerine, yattığım yerden Bay kim'in sesini dinliyordum. Henüz kalkıp yanına gitmeye cesaret edemiyorum. Bu bekleyişim yaklaşık yarım saattir devam ediyor. Bay kim'in gelip beni çağırmasını bekliyorum, bir umut rüya değildir diye sabırla bekliyorum, işte bu bekleyişim yarım saattir devam ediyor. Ama daha ne kadar beklerim hiç bilmiyorum.
Derken merdivenden adım sesleri gelmeye başladı. Buraya geliyor! Yani rüya değil mi?
Odamın kapısı açılıp görüş alanıma Bay kim girdiğinde, neredeyse mutluluktan ağlayacaktım. Rüya değildi! Dün akşam yaşanan hiçbir şey rüya değildi. Gerçekti. Tanrım, inanamıyorum.
"Jeon kahvaltı hazırladım. Üstünü değiştirde gel, yiyelim. Sonra ben giderim, zaten yeterince iyileştin." Dedikten sonra kapıyı kapatıp gitmişti.
Ya da dün akşamki benim hayal gücümdü. Dünkü Bay kim benim hayalimdeki kişiydi. Bu ise gerçek Bay kim.
Rüya da olsa, ne güzel güldü o akşam bana...
____________________________
Annyeonghaseyo yorobun!Nasılsınız?
Fazla uzun yazamadım çünkü ingilizcede ezberlemem gereken cümlelerim var ve onların telaffuzuna çalışmalıyım. Yani hiç müsait olamıyorum😪
Yine de yb'leri böyle aralara sıkıştırmaya çalışacağım🤗
Neyse...
Beğendiyseniz oy ve yorum atmayı unutmayın!
Dedik ve bölümün sonuna geldik.
Yeni bölümlerde görüşürüz canlarım~👐🏻
Sağlıcakla kalın, hoşça kalın💜
___Tae'nin giydiği pijama😍 (yeşil olan)
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
professeur de français || Taekook
RomanceMatematik profesörü olan Kim Taehyung, matematik yerine fransızca öğretmenliğini tercih etti. Fransızca öğretmeni olarak atandığı ilk okul, Jeon Jungkook'un okuduğu okuldu. *Tüm hakları saklıdır.