Odamın kapısı açılıp görüş alanıma Bay kim girdiğinde, neredeyse mutluluktan ağlayacaktım. Rüya değildi! Dün akşam yaşanan hiçbir şey rüya değildi. Gerçekti. Tanrım, inanamıyorum.
"Jeon kahvaltı hazırladım. Üstünü değiştirde gel, yiyelim. Sonra ben giderim, zaten yeterince iyileştin." Dedikten sonra kapıyı kapatıp gitmişti.
Ya da dün akşamki benim hayal gücümdü. Dünki Bay kim benim hayalimdeki kişiydi. Bu ise gerçek Bay kim.
Rüya da olsa, ne güzel güldü o akşam bana...
****
Ağır adımlarla okul koridorunda sınıfıma doğru yürürken, kafamı yerden kaldıramıyordum. Üzerimdeki halsizlik hâlâ daha varlığını koruyordu. Yüzüm normal halinden daha solgun, göz altlarım mosmordu.
Bay kim gittikten sonra gözüme gram uyku girmemişti ve ayrıyeten gece boyunca ateşim düşmemişti. Resmen geceden kalma gibiyim. İçki içmememe rağmen adımlarımı sarhoş gibi savsakça atıyor, düşüncelerimi ise bir türlü toparlayamıyorum.
Böyle berbat bir hâldeyken, şu siktiğimin devamsızlığı yüzünden okula geliyorum. Ah, bir de şansıma bugünkü ilk dersimiz kimya...
Sınıf kapısından girdiğim gibi, adımı bağırıp eş zamanlı olarak üstüme atlayan jiminie beni hem şaşırtmış, hem de korkutmuştu. Fakat onun bu ani hamlesi ayakta zar zor duran bedenimi düşürmeye yetmişti. Ben geriye doğru sendeleyip arka üstü yere düşerken, jimin'de aynı şekilde üstüme düşmüştü. Ve dirseği karın boşluğuma battı, dizi ise kasıklarıma fena bir şekilde çarptı. Aynı anda hissettiğim iki farklı acı, yüksek sesle inlememe ve okul koridorlarında sesimin yankılanmasına sebep oldu.
Az önce gürültülü olan koridor bir anda sessizleşmiş, tüm gözler bize çevrilmişti. Şu okuldan bir kerede rezil olmadan ayrılayım, bir yerlerimi keseceğim.
"Jimin, jimin kalk üstümden!" Sesim acıdan dolayı boğuk ve hırıltılı çıkmıştı.
Jimin ne yaptığını yeni fark etmiş gibi bir özür mırıldanıp hızla üstümden kalktı. Tabii ben acımdan dolayı haraket edemediğim için, yerde aynı pozisyonda kaldım. Kendimi daha da rezil etmemek için acıdan kıvranamıyordum veya ağlayamıyordum ama bunları şu an yapmayı çok fazla istiyorum!
"Çocuklar ne oluyor burada?!" Koridorda yankılanan gür ses, tınısına aşık olduğum kalın ses kulaklarıma doluştuğunda, utançtan yüzüm kızarmaya başlamıştı. Nerede rezillik, orada bay kim...
"Bir şey olduğu yok hocam. Sadece bu arkadaşlar yatak odasını karıştırmışlar da, burada işi pişiriyorlar." Yine her zamanki patavatsızlığı ile Jesung.
"Yine ne saçmalıyorsun acaba? Hayır yani senin ne halt olduğunu bilmesem tamam diyeceğim, ama sen sütten çıkmış ak kaşık değilsin ki jesung, onu ne yapacağız?" Jimin'in ona karşı durması yüzümü gülümsetmişti. Acıya rağmen gülümsemem de biraz tuhafa kaçmıştı sanki...
"Jesung öğle tenefüsünde odama gel. Siz de arkadaşınızı yerden kaldırıp revire götürsenize, ne bekliyorsunuz?" Bay kim'in gür sesi koridor boyunca yankılanmıştı. Bu herkesi harakete geçiren bir uyarıydı.
Jimin beni kolumdan tutup yavaşça ayağa kaldırırken, koridorda bulunan herkes sınıflarına dağılmaya başlamıştı. Herkes haraket ederken, bay kim ise kımıldamadan bana bakıyordu. Ona 'ne oldu' dercesine baktığımda, bir kaç saniye daha yüzüme, bir şey demeden baktıktan sonra hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitti. Aish, Şu hallerine sinir oluyorum!
Artık bu bipolar tavırları beni üzmeye bile başlamıştı. Bir gün melek kesilip diğer gün şeytana dönüşmesinin asıl sebebi ne olabilir ya! Ben, bay kim'i anlamakta zorluk çekiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
professeur de français || Taekook
RomanceMatematik profesörü olan Kim Taehyung, matematik yerine fransızca öğretmenliğini tercih etti. Fransızca öğretmeni olarak atandığı ilk okul, Jeon Jungkook'un okuduğu okuldu. *Tüm hakları saklıdır.