oy ve yorumları unutmayalım, satır aralarında bekliyorum<3
--
Dinçer Barlas.
Aşılması zor tabulara, değiştirilmesi imkânsız kurallara ve ömrümün sonuna kadar sürüp gideceğini düşündüğüm sert huylara sahip olduğumu sanırdım. Doğruyu söylemek gerekirse hayatta pek yanıldığımı gördüğüm olmamıştı. Fakat kaderin sert poyrazdan esip bana Hande'yi bahşettiği gün; aslında yüzüme karşı gülüp tüm dengelerimi bozacağını ve tekrar onunla birlikte yeni bir düzen kuracağımı anlatmaya çalıştığı gündü.
Hande Ertem hayatımı kesin bir şekilde ikiye ayıran o çizgiydi. Ondan öncesi ve sonrası. Hayır. Ondan öncesi ve onunla birlikte hayatımın geriye kalanı.
Saat, sabahın erken saatleriydi. Bir iki gün öncesinde Hande'ye bahsettiğim Antalya'daki yazlığımıza varmak üzereydik, çok bir yolumuz kalmamıştı. Doğruyu söylemek gerekirse uzun yolculuklarda mola vermeyi, arabayı olur olmadık her tesiste durdurmayı sevmezdim ve bu zamana kadar çok acil durum olmadıkça da yapmamıştım fakat biraz önce bahsettiğim gibi, değiştirilmesi imkânsız huylarımdan birisine Hande elinde sert bir balyozla girmiş, tek hamlesiyle yıkarak yerine kendi tuğlalarını örmeye başlamıştı.
Bu, mola verdiğimiz dördüncü yerdi.
İlk duraksamamız, Hande'nin ihtiyaç gidermesi gerektiğini söylediği için bir dinlenme tesisinde mola vermemizle başlamıştı. İkincisi acıktığını, kahvaltı yapmak istediğini söylediği için, üçüncüsü sert bir kahve içmek istediği için, dördüncüsü de tatlı krizine girdiğini söyleyip bir benzin istasyonuna arabayı çekmemle gerçekleşmişti.
Kendi başıma beş saatte tamamladığım yolculuğun sekizinci saatindeydik ve ortada gitmemiz gereken hâlâ bitmemiş bir yol vardı.
Ben; arabanın yakınında, benzinliğin marketini görebilecek bir konumda gelen telefonla konuşurken aynı zamanda gözlerimle Hande'yi takip ediyordum. Birkaç dakikadır çikolata rafının arasında kaybolmuş haldeydi, ne alacağına karar veremiyor olmalıydı. Normalde onunla birlikte ben de girip içecek bir şeyler almayı düşünüyordum fakat buradan önce, durduğumuz her yerin masrafını ben karşıladığım için Hande bu defa gitmeden önce beni sertçe tembihlemiş, ne istediğimi öğrendikten sonra kendisinin alabileceğini söyleyip peşinden gidersem sorun çıkartacağını eklemişti.
Savurduğu tehditlerden ziyade, arabadan inmeden önce attığı son bakış mecburen onu dinleyip, yanında gitmemem için gayet yeterli olmuştu. Hanımefendi ufak tefek görünüyor olabilirdi ama o ufak tefekliğiyle beni modere etmeyi baya iyi başarıyordu.
"Tamam koçum," dedim sağ elimin baş ve işaret parmağıyla gözlerimi ovuşturduktan sonra burun kemerimi sıkarken. Sekiz saattir direksiyon sallamak, üzerime bir sersemlik çökmesine neden olmuştu. "Şu birkaç gün önemli bir şeyler olmadığı müddetçe çağrı bırakmak yerine, mesajla ulaş."
O arada bir şeyler oldu. Gözlerim direkt olarak Hande'yi radarına almak yerine, denk mi geldi bilmiyorum ama ondan sıyrılarak marketin içerisinde gelişigüzel bir şekilde dolaştı. Bu tamamen rastgele yaptığım bir şeydi. Bakışlarımın bir noktaya kilitlenmesi, kasadaki elemanın pürdikkat Hande'yi izlediğini görmemle gerçekleşmişti. Üzerime binen gerginliğin bu kadar ani şekilde olması, hayatım boyunca hiç denk gelmediğim bir şeydi.
Kulağımdaki telefondan Volkan'ın bir şeyler söylediğini duyabiliyordum ama kafamı oraya yorup, ne dediğini ayırt edemeyecek kadar önümdeki manzaraya endekslenmem konuştuğundan bir sik anlamamama neden oluyordu. "Kapat Volkan," dedim zar zor sakin çıkarabildiğim şekilde. Hande elinde tuttuğu paketleri düşürdü, kasadaki eleman bunu gülerek izledi. Dilimi dişlerimin üzerinde sertçe dolaştırdıktan sonra telefonu kulağımdan çekip konuşmayı bitirmeden önce, "Kapat, ben döneceğim sana." Dedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dövmeci +18 | Texting
Romancehande : göğüslerimin arasına yaptırmak istediğim bir model var hande : uçlara doğru uzanan hande: yapabilecek kadar becerikli misin dövmeci : At bir bakalım. *Hande'den yeni bir fotoğraf.* *Fotoğraf açıldı.* dövmeci : Siktir. dövmeci : Modeli atacak...