Two Men In Love

248 21 11
                                    

"Güney, oğlum.. Ne demek gitmeyeceğim?"

"Baba, öyle demedin mi? İstersem kalabileceğimi söyledin."

"Aslında o blöftü. Yanımızda gelirsin sanmıştık oğlum."

"Blöf mü.."

"Senin de gelmen gerekiyor. Seni yalnız bırakamayız."

"Baba, istemiyorum. Okulumu seviyorum. Hem iki hafta sonra sınavım var biliyorsun. Ben bu şehri seviyorum."

"E-evet oğlum haklısın, ama yanımızda olmadan nasıl olacak?"

"Ben kalsam.. Olmaz mı?"

"Bizsiz idare edebilir misin? Ya para ne olacak.."

"Tamam, o zaman part-time iş bulurum. Üniversite için ayrı evde kalırım. Siz çok istiyorsanız gidin baba."

"Olur mu lan öyle şey, eşşoğlu eşek! Biz ne güne duruyoruz."

"N-nasıl.. "

"Seni aç mı bırakacağız!"

"Ben, sadece. Sizi maddi anlamda zorlamak istemedim.."

"Ne zorlaması oğlum. Sen bizim çocuğumuzsun. Tamam, annenle konuşalım. Madem üniversite için kalmak istiyorsun.. O halde kal."

Çocuk koşarak babasına sarıldı.

"Teşekkür ederim baba!! Sen kralsın kralll, annemi de öppp. Ben akşam dışarı çıkayım.. Siz yalnız kalın hehe. "

"Sırnaşma len. Gitti bütün karizma, eşşoğleşşekkk. Neyse ki annen yok."

...

Gece parkta oturan Hüseyin ve Mert, soğukta titriyordu.

Mert Hüseyin 'e doğru baktı.

"Gel yanıma."

"H-hıh?"

"Titriyorsun."

"H-haaa.. Yok ya. Normal halim.."

"Hadi lan ordan. Sanki bilmiyoz."

"Ya sabit durunca böyle oldu ondan yani.."

"Hmm..."

Mert, eline telefonunu aldı. Birkaç yere dokundu ve aniden ayağa kalktı.

"N-napıyorsun?"

Hüseyin'in titrek sesiyle gülümseyen Mert, çocuğa elini uzattı.

"Madem sabit durunca üşüyorsun. O zaman dans edelim."

"N-ne??"

Yere çöktü ve ciddi bir tavır takındı.

"Benimle dans eder misiniz beyefendi?"

Hüseyin, önce şaşırdı sonra ise heyecanlandı. Etrafa baktı ve mert'in elini tutarak kahkaha attı.

"Deli misin sen?"

"Yeni mi anladın?"

Telefonundan müzik bölümüne girdi ve onların şarkısını açtı.

"Two man in love"

Yağmur damlaları yavaşça süzülürken gülümseyen mert, hüseyin'i belinden kavradı.

Şuan hayatının en güzel noktasında hissediyordu. Çünkü onunlaydı.

Gerçek anlamda...

Yaşadığı hisleri, yavaş yavaş sindiren Hüseyin ise mutluydu. Kendini ona açmıştı. Veya açma aşamasındaydı. Bütün bunlar çok çabuk olmuştu ama o zaten hayatının her döneminde yanındaydı.

Gerçek ruh eşi bu değil miydi?

Ondan başka kim olabilirdi ki?

Çocuğun gözlerinin içine bakan Mert, slow dansın akışına kapılarak yüzüne dokundu.

Eliyle yanaklarını tutarken kafasını kaldırdı.

"Bir şey söylemeyi unutmadın mı..."

Mert'in sorusuyla heyecanlanan Hüseyin, neyi kastettiğini anlamıştı.

"Hatırlatır mısın?"

Mert, duyduğu memnuniyeti dile getirerek çocuğu dudağından öptü. Sakin ve huzurlu bir öpücüktü bu.

" Şimdi hatırladın mı?"

Kendine gelemeyen Hüseyin, gözleri kapalı halde duruyordu.

"E-evet.."

Çocuğun haline gülümseyen Mert, alnını onunkine yasladı ve bekledi.

Hüseyin aniden gözünü açtığında, karşısındaki büyük kara gözlerle çarpıştı.

Bakışlarını kaçırmadan, konuşmaya çalışıyordu.

"Seni seviyorum, Mert..."

Şimdi ise.. Titreyen sesini kamufle etmeye yetecek tek şey Mert'in kalp atışıydı.

Bölüm sonu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm sonu

Yeni Kız | gxg ¦(tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin