Bölüm 20

75 7 0
                                    


Sen yer ben gök misali,

Baksan arası incecik bir çizgi aslında kocaman bir uçurum,

Ne o uçurum kapanır ne de o çizgi kopar,

Yerle gök ebediyen kavuşamaz.

Belki kıyamet kopar da anca o zaman,

Peki ne zaman olacak bizim kıyametimiz?

~

İlk doğumuna girmiş olmanın sevincini kursağında bırakan, koridordan gelen kavga sesleriydi. Hasta yakınları beyaz önlüklü birinin üzerine yürüyordu ama güvenlikler zor bela çekiştiriyordu onları.

"Beyefendi bu dediğiniz mümkün değil, neden anlamıyorsunuz?"

"Sus lan! Sen benim vergimle maaş alıyorsun ben ne istersem yapacaksın!"

Yine bir sağlıkçı şiddeti ama bu sefer daha yakından tanık oluyordu. Birileri polisi aradı mı diye merak ediyordu ama eşek değilse biri aramıştır diye düşündü.

Hastanenin baş hekimi geldiğinde hasta yakını savurduğu yumruklarına son verdi. 

"Neler oluyor burada?"

"Doktor, bu benim çocuk yapıp yapmayacağıma karışıyor!"

Başhekim, çok değerli bir doktor olan Yüksel Bey'in kanayan burnuna endişeyle baktı. 

"Önce üslubunuzu düzeltin beyefendi, sakinleşmezseniz sizi dinleyemem."

"Sen bana üslupsuz mu diyorsun sen kimsin lan! Bi taraflarınız kalkmış sizin de indirmesini biliriz merak etme!"

"Bu şekilde davranırsanız sorununuzu çözemem."

Adam laf anlamamaya devam ederken polis gelmişti ve onu ve iki yakınını götürmüştü. Burcu hemen Yüksel Bey'in götürüldüğü pansuman odasına gitti.

Beril de oradaydı, darp raporu için tutanak hazırlıyordu.

"Karısının rahim kanseri var, alınması gerekiyordu biliyorsunuz. İlk başta rahmin bile ne olduğunu bilmediği için bir şey demedi ama bir daha çocuğu olmayacağını duyunca üzerime yürüdü, yumruk salladı."

"Geçmiş olsun hocam."

"Sağ ol Burcu."

Babası yaşında adam, onu geç hastanenin hatta Türkiye'nin en iyi Genel Cerrahlarından biriydi, yurt dışında bile adı bilinen saygın isimlerdendi. Ama gel sen laf anlamaz cahil barzonun teki adama yumruk at.

"Ben raporu polise mail atayım."

Beril Burcu'ya hiç bakmadan geçmişti. Bu durum canını sıkıyordu elbette ama şu an daha büyük mevzu vardı.

"Ben kendi ülkemde bile saygı görmüyorum, elin gavuru dedikleri beni el üstünde tutuyor. Ben kimin için uykusuz kaldım yıllarca, karımı çocuğumu unuttum? Böyleleri için mi?"

Ertesi gün kendisini darp eden kişi ve yakınlarının salındığı haberi gelince, Yüksel Bey istifasını vermişti. O gidince ameliyat programları sarkmak zorundaydı. Burcu da o akşam Yüksel Bey'le çok önemli bir ameliyata girecekti.

"Hastaya ben ameliyatının sarkacağını nasıl söylerim? Kadın yıllardır bu ameliyatı olmak için çabalıyor."

Elinde her zamanki gibi kahve, hastasıyla nasıl konuşacağını planlayıp duruyordu.

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin