Bölüm 3

132 12 0
                                    

Ne derdi yengesi hep?
'Erkeğin aklı tek bi işe çalışır, ona da yanlış çalışır.'
Şu an ki durumla biraz alakasızdı bu söz ama söyleyesi gelmişti yine de. Kandırılmış mıydı yoksa daha başka türlü şeyler mi vardı tam kestiremiyordu. Ama bildiği tek bir şey vardı o da bir kadınla bir erkeğin aynı evde kalmaması gerektiğiydi, en azından nikahsız. Aklından onlarca senaryo geçmişti, aralarından en mantıklı olana tutunmak istedi.

"Hoşgeldiniz..."

Kızın soru dolu gözleri kendisine değil nedense Ali'ye dikilmişti. Acaba ev arkadaşım derken onu kandırmıştı da, bu kızla birlikte miydi? 

Ali oldukça ciddi ve kendinden emin duruyordu.

"Burcu, tanıştırayım. Ayşe."

Kız sadece bir kaç saniyeliğine Ayşe'ye dönüp gülümsedi, elini uzattı.

"Canım memnun oldum, ben de Burcu."

Sonra yüzündeki gülümsemeyi yok ederek daha kötü bir şekilde arkadaşına bakmaya devam etti.

"Sonra konuşacağız Ali bey, uyku saatim geldi."

Kendisine dönüp tekrar gülen kızın içeri girmesini, kedi gibi koltuğa kıvrılıp aniden uykuya geçişini şaşkınlıkla izledi.

"Ayşe."
Ali'nin kendisine seslenmesiyle gözlerini koltukta uyumaya devam eden 'ev arkadaşı'ndan alıp, adama çevirmişti.
"Odaya çıkalım, konuşacak çok şeyimiz var."
Adamın valizleri alıp merdivenlerden sanki elinde ağırlık yokmuşçasına çıkmasını izledi. 'Amma da güçlü be, bir öküz devirir mi acaba?'
Beklediğinden daha büyük ve ferah bir odaya girmişlerdi. Mobilyalar oyma ahşaptan yapılmış, epeyce pahalı duruyordu. Az eşya vardı, ama bir erkeğe göre düzenliydi oda.
"Burası benim odam, yani artık senin de odan."
Ayşe beynine çakan şimşeklerle olayı sanki yeni öğrenmiş gibi tepki vermiş, donakalmıştı. Ya adam kendisinden bir şeyler isterse? Daha adını bile yeni öğrendiği, neden evlendiğini bile bilmediği bir adamla mı olacaktı? Mümkünatı yoktu.
" Biraz konuşalım, olur mu? Sonra dinleniriz. Gel otur şöyle."
Adamı takip edip pencerenin önündeki tekli koltuğa oturdu. Adam sehpa üzerindeki paketinden bir sigara çıkardı, Ayşe alışıktı bu kokuya. 
"Benim adım Ali, Hamza Ali. Köydeki Akif ağanın oğluyum, hani seni istemeye gelen de seni ona vereceklerini sandığın."
Kız adamın bunu bilmesine o kadar şaşırmıştı ki, acaba iç sesimi mi duyuyor diye düşünmedi değildi.
"Neden? Neden benimle evlendin?" dedi sesini zar zor bularak.
"Amcan olacak adamdan seni kurtarmak için. Allah korusun, canını... canını kurtarmak için."
Adamın sonlara doğru kısıklaşan sesi o Ayşe'nin içini titretmişti. Bu kadar düşünceli, merhametli miydi bu adam?
"Benim yanımda güvendesin, biraz alış etrafı tanı. Sonra sana söz veriyorum ki istediğin, hayal ettiğin hayatı yaşaman için elimden geleni yapacağım."
"Sen... iyi bir insansın galiba."

Galiba kelimesi adamı gülümsetirken Ayşe dilini ısırıyordu. Öyle aklından her geçeni söylemeseydi daha iyi olacaktı sanki ha?

"Burcu benim ev arkadaşım, 10 seneden fazladır bu evde yaşıyoruz. Ailemizin kızıdır o da. Zararsız, iyi bir kızdır aklına kötü bir şey gelmesin. Seni rahatlatacak bir şey daha söylemek isterdim onun hakkında ama bu bana düşmez sanırım."
Ayşe ne diyeceğini bilmiyordu ki. Amcasının zulmünden kurtulmuştu kurtulmasına ama yine de tedbiri elden bırakmayacaktı. Bu hiç tanımadığı adama neden güvensindi ki? Belli ki evde işlere yardım eder diye evlenmişti adam kendisiyle. Yoksa niye evlensin ki? Hem amcası olacak o adamın elinden ya ölüsü çıkacaktı, ya da ilk başta sandığı gibi yaşlı birine para ile satılacaktı. 
"Yorgunsundur ama temizlik imandan gelir, şurası banyo. Burcu bir şeyler koymuştur ama yine de ihtiyacın olduğunda seslenirsin."
"Temizlerim hemen, başüstüne."
"Anlamadım?"

Adam bir an acaba dalga mı geçiyor diye düşündü ama kızın kalkıp da dolaptaki temizlik malzemelerine uzanması aklındaki şüpheyi durdurmuştu.
"Ayşe."
Kız korkuyla elindekileri düşürmüştü, bir beladan kurtuldum derken diğerine düşmüştü ama kaderdi ya bu. Ölene kadar kaçış yoktu.
"Buyur?"
Adamın gözlerinden neredeyse ateş çıkacaktı, korkuyla arkasındaki duvara iyice pıstı. Yapacaktı dediğini işte ne diye bağırmıştı ki? Gözlerinden yaş gelmesine engel olamadı. Bu adamın karşısında ağlamak en son isteyeceği şeydi ama tutamamıştı işte.
"Ayşe ben sana ne dedim?"
"Ba-banyoyu temizle demedin mi?"

Adam sinirle öyle bir gülmüştü ki, Ayşe yeri kazıp kalebodurları da üzerine dizmek, yok olmak istedi.
"Ayşe, amcanın evinde değilsin artık. Kimsenin kölesi değilsin, hele benim hiç değilsin! Ben kendini temizlemek istersin diye dedim."
Adam yumruk yaptığı elini gevşetti ve kalkmasına yardım etmek için kıza uzattı. Kız hızlıca gözyaşını sildiği elini adama uzatmak yerine kendine sardı ve ayağa kalktı.
"Sen bu evin hanımısın, ona göre davran."
Adam odadan çıkmadan son kez kıza şöyle bir baktı. Gözlerini yumup odadan çıktı ve aşağıya, arkadaşının yanına indi. Her zamanki gibi ölü gibi uyuyordu kız. Uyanması için uzun süre dürtmesi gerekmişti.
"Burcu valla kalk artık, yoksa kapının önüne koyacağım orada uyursun."
Kız homurdanarak gözlerini açtı, arkadaşına kötü kötü bakarak kendini kaldırdı.
"Ne var Ali? Uyuyorum görmüyor musun?"
"Sence uyumanın sırası mı? Büyük bi meselemiz var, grubun beyni sensin ama bitkisel hayata geçmişsin."
"Nöbetim vardı napayım."
dedi kız ağlamaklı.
Ali Burcu'ya hak veriyordu ama kusura bakmasındı kendi meselesi daha mühimdi.
"Ne yapacağız?"
Kız önce bir güzel esnedi, ardından terliklerini yere sürterek mutfağa doğru ilerledi.
"Kardeşim, sen bu kızla evlenmeye karar verirken ne düşünmüştün?"
"Amcası çok eziyet ediyordu bildiğin gibi değil. Köydekileri de bilirsin sessiz kalıyorlar, lafta adam hepsi. Kızcağızın yok olmasına göz mü yumsaydım?"

Burcu ağzına aldığı ekmek parçasıyla koltuğuna geri oturdu, bir gözü halen uyuyordu.
"E be güzel kardeşim niye evlendin madem? "
"Ayşe'yi oradan çıkarmanın tek yolu buydu inan. Hem bu olanlarda benim de payım var. "
"Peki bunu planlarken kızın fikrini aldın mı? Almadın. E be küflü ekmek yiyesice, şimdi ne olacak? Evlendin buraya getirdin, bu kadar basit mi bitti mi her şey?"

Ali kızın dediğini pek anlamamıştı, daha ne yapacaktı ki? Ayşe artık rahat bir yaşam sürecekti. Bu iş Ayşe ile bitmiyordu, daha kurtarılması gereken onlarca kadın vardı, imkanlarını zorlayacaktı sonuna kadar.
"Burada yaşayacak, biz ona yardımcı olacağız. Hayatın güzel yönlerini öğrenecek."
"Bence önce kendini anlat, bir seni tanısın da etrafı tanıtması kolay. Ben arkadaş olurum ona."

Ali bu yüzden Burcu'yu seviyordu işte. Ta uzun yıllardan beri arkadaştılar, cinsiyetlerinin farklı olması aralarındaki dostluğa asla engel değildi.
"Ali be... Ya kız beni evde istemezse? "
Ali böyle bir şeye ihtimal vermiyordu, ki öyle bir şey olacak olursa bu meseleyi o zaman düşünecekti. Aklı şu an buna uygun değildi. Kendi travmasını henüz atlatamamıştı bile.
" Ben işe gideyim. Sen göz kulak olursun değil mi? "
"Olurum, sen merak etme."

Ali'nin aklı rahattı. Peki ya Ayşe?
Kendini sıcak suyun altına atmıştı, gözyaşlarını en güzel akıtabildiği yerlerden biriydi burası çünkü akan suyla birlikte yok oluyorlardı. Ne yapacaktı? Bilmediği bir memlekette, bilmediği bir adamla, bilmediği bir kocayla...
Olur da adam kızar diye, çoğunlukla da alışkanlıktan hemencecik çıktı sudan, havluya sarındı. Amcasının evindeki kötü bir anısı peşini bırakmamış aklına düşmüştü...

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin