Bölüm 19

73 3 0
                                    

"Allah belamı versin, allah beni kahretsin!"

"Allah seni mi yoksa beni mi kahrediyor şu an emin değilim Burcu."

İki gözü iki çeşme eve girdiğinden beri ağlıyordu kız. Leyan kendi derdini unutmuş ne için ağladığını bile bilmediği arkadaşına destek olmaya çalışıyordu.

"Ne oldu da fırıldak fırıldak dışarı çıkmışken zırıldak zırıldak döndün?"

"Sen... sen hamileymişsin."

Leyan bunu duyunca bir şaşırdı önce ama sanki Burcu'nun ağladığı bu değildi...

"Tamam da buna ağlamıyorsun herhalde? Ağlaması gereken sen değilsin ki benim."

"Sen niye ağlayacaksın? Ne güzel anne olacaksın, soytarılık yapacağım yeğenim olacak."

"Burcu ailem bunu öğrenirse başıma ne geleceğini biliyorsun değil mi?"

Leyan öyle söyleyince kendi derdi solda sıfır kalmıştı. Aldırmak gibi bir seçeneği aklına getirmemişti bile.

"Yılmaz ile konuşsan?" dediğinde Leyan'ın zaten gidik olan rengi hepten atmıştı.

"Asla... O bunu bilmeyecek. Hem, yakında evlenecek."

Beril ile tatlıcıya gittiklerinde karşılaştıkları manzarayı anlattı. Zaten sosyal medya hesabına da nispet yapar gibi nişan fotoğraflarını atmıştı Yılmaz.

"Ne diyeceğimi biliyorum ama o kadar ağır ki yeğenimin bunu duymasını istemiyorum."

"Beril'e kızma olur mu? Ben tembihledim kimseye söylememesini. Benim yüzümden arkadaşlığın bozulmasın."

"Beril benim arkadaşım değil Leyan."

"Bunu sakladı diye aranızı bozmadın umarım?"

"Aramız hiç iyi değildi ki..."

Burcu acı acı güldü. Leyan farklı bir kültürde büyüdüğü için onu yadırgayabilirdi bu yüzden ona bu durumdan bahsetmeyi düşünmüyordu. Zaten yanında yeterince pot kırmıştı, en iyisi konuyu değişse iyi olacaktı.

"Bana baksana sen bi..."

Leyan ampul çevirir gibi kafasını tutup kendine çevirince az daha boynu kırılacaktı. Konuşmasına fırsat kalmadan Leyan sihirli kelimeleri söylemişti.

"Sen ona aşıksın."

~

Ne için beklediğini bile bilmiyordu adam. Boynunu sarmış olan koyu mor kravatı çekiştirip biraz nefes almak için alan açtı kendine. Havalar gittikçe daha da soğuyordu, sırf birilerinin gönlü olsun diye bu soğukta tek kat takım elbise ile saatlerdir ayakta dikiliyordu. 

"Tamam şimdi de damat beyi tek çekelim."

'ya sabır'

"Nişan fotoğrafı mı askerlik fotoğrafı mı? Ben niye tek çekiliyorum onu anlamadım?"

Annesinin ve nişanlısının kötü bakışları altında fotoğrafçının önüne sürüklendi. Neymiş? Annesinin tek ve biricik gelini imiş, ne isterse yapılacakmış bir dediği iki edilmeyecekmiş.Kızın gönlünü hoş tutacakmış. Çünkü kendilerine varis verecekmiş...

"Padişah soyuyuz ya amınakoyayım."

"Yılmaz!"

Nişanlısının çemkirmesiyle sövmesini içinden devam ettirdi. Eline verilen mor güllere iğrenç bir şeymiş gibi baktı, halbuki fotoğrafçı gelin hanımı düşün demişti güllere bakarken.

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin