Bölüm 15

80 5 0
                                    

Sabaha kadar uyumadan çalışmışlardı. Bu konudan öncelikle ailesine bahsetmek istediği için eve gitmeden uğramıştı onlara. Annesi Beril'i görünce şaşırmıştı.

"Hayırdır Beril? Böyle erken saatte gelmezdin sen?"

"Babam evde mi? Konuşmamız gereken önemli bir şey var."

"Evde evde."

Sabah kahvaltısını yeni yapmış olduklarını babasının okuduğu gazetesinden anladı Beril. Annesi merakla ağzından çıkacak olan kelimeleri beklerken babası önce gazetesini bitirmeyi tercih etmişti. 

"Size önemli bir şey söylemeye geldim."

Annesi hemen lafa atlamıştı.

"Ay yoksa, hamile misin Beril?"

Beril iğrenir gibi baktı annesine.

"Hayır tabi ki."

Dik durmalıydı, çünkü biliyordu ki birazdan kıyamet kopacaktı.

" Bunun için oldukça uzun bir süre bekledim, ama bilmenizi isterim ki kararım kesin ve ne derseniz deyin, bu yoldan dönmeyeceğim."

"Neymiş o kararın?" dedi babası tok bir sesle. Uzatmamak en iyisiydi.

"Kemal'den boşanıyorum."

"Ne!"

Annesi yerinden fırlamıştı ama babası oturduğu koltuğun kenarlarını sıkıca kavramıştı.

"Ne dedin ne dedin!?" demişti bağırarak.

"Boşanıyorum, dedim baba. Ne kadar mutsuz olduğumu görmüyor musunuz? Sizin için katlandım ama artık yeter!"

"Nasıl böyle bir şeyi yaparsın bize sormadan, nasıl!?"

"Artık her şeyime sizin karar vermenizden bıktım! Kendi istediğim hayatı yaşayacağım, kendi fikirlerimle!"
"Nankör seni! Biz senin için neler yaptık farkında mısın?"

"Peki bir kere bana sordunuz mu ne istediğimi, bir kere ya? Siz benim isteklerimi değil, kendi içinizde kalanları yaptınız! Artık yeter, duydunuz mu? Ben yokum."

"Ne diyeceğiz dünürlerimize şimdi hiç mi düşünmedin? Ortaklık ne olacak? Onca hastane?"

"Hastaneniz batsın. Siz daha kendi kızınızı kurtaramazken, hasta insanları nasıl kurtaracaksınız ki? Çürüyorum ben bu evliliğin içinde görmüyor musunuz?"

Aniden yanağına tokat babasının belki de bugüne kadar yaptıklarından en ağır olanıydı.
"Madem evliliği bozmaya karar verdin, bizim senin gibi kızımız yok! Git ne yapmak istiyorsan onu yap. Biz seni öldü sayacağız, sen de bizi öyle bil."
Sadece bu kafesten kurtulmak istemişti. Özgür olmak istemişti ama kimsesiz olmak değil. Hem, zaten yok gibiydiler ama böylesine kenara atılmak çok yaralamıştı onu.

"Anlamıştım. Benden çok parayı sevdiğinizi anlamıştım."

Bir şey demelerine izin vermeden çıkmıştı evden. Yanağı sızlıyordu ama önemli olan yüreğindeki sızıydı. Zaten ailesiyle arası iyi değildi, sevmemişlerdi onu. Şimdi de böyle kolayca terk etmişlerdi onu.

Buz gibi suyun altına girmek ve bir kaç gün uyumak istiyordu. Ne kadar hızlı geldiğini bilmiyordu ama eve, hatta yatak odasına girdiği anda keşke gelmeseydim diyordu içinden. Kevaşenin biri kendi yastığı, çarşafında çırılçıplak yatıyordu.

~

O sabah güne güzel başlamıştı Ayşe. Ali güzel bir ev bulmuştu, daha doğrusu iş yaptığı firmalardan birinden para yerine istemişti. Yine iki katlı, site içinde bir evdi. İnşaatı yeni bitmişti, kaba temizlik için birilerini bulmuştu ama Ayşe ince temizliği yapmakta diretiyordu.

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin