Bölüm 29

56 2 0
                                    


Her son yeni başlangıçların habercisidir...

~

İzin alamayacakları için ve Ayşe'nin de okulu olduğu için hiçbiri Leyan ve Sinan ile gidememişti Fas'a. Zaten bir ay sonrası için düğün kararı verilmişti, o gün için ayarlama yapacaklardı.

Evrak işleri ve evlilik hazırlıkları gibi bir çok şeyle uğraşan Sinan ve Leyan o kadar yoğundu ki, arkadaşları ile görüşememişlerdi neredeyse. Leyan, sadece ofisteyken Ali'den duydukları ile yetinmekten sıkılmıştı artık. Ne zaman eline telefonu alıp kızları arayacak olsa ya annesi ya da Sinan'ın annesi bir şey için arıyordu.

"Sinan, kaçırsana beni."

Öğle yemeği için sabırla kendisini bekleyen adama söylemişti bunu. 

"Oldu, amcanlar baban yetmezmiş gibi abilerin beni öldürsün değil mi?"

"Ama çok sıkıldım artık. Hiçbir şey bitmiyor ama her gün bir şeyle uğraşıyoruz. Daha ev bulamadık, bir de bunun eşyası var. Annen tutturdu burada da düğün yapacağız diye bir yandan onunla uğraşıyorum. Kaç gündür bir dedikodu duyamadım biliyor musun sen?"

Sinan göz ucuyla gülmemek için kendini sıkan Ali'ye baktı. Bakışlarından her şey anlaşılıyordu adamın.

Bittin oğlum sen Sinan.

"Merak etme Leyan buradaki düğün işini biz hallediyoruz. Çırağan Sarayı'nı ayarlamaya çalışıyor annemler." dediğinde Leyan öyle bir baktı ki imkan olsa gözleri yerinden çıkacaktı.

"Çırağan Sarayı'mı? Hayırdır İngiltere kralı ile mi evleniyorum?"

"Hayır, ben Fas prensesi ile evleniyorum."

Adam öyle güzel bakmıştı ki söylerken, bir an yüzü yumuşadı Leyan'ın.

"Çok masraflı olur, gerek yok ki. Zaten bizim oradaki düğün 4 gün sürecek. Bu kadar şatafata gerek var mı? Sade bir nikah yapıp geçebilirdik."

Ali bu iki deliyi dinleyeceğine çizdiği projeye odaklanmayı tercih ediyordu ama bir türlü müsaade etmiyorlardı ki. 

"Lütfen artık gidin buradan, proje çizmem gerekiyor sizin yüzünüzden çizemiyorum."

Gerçekten de gitmeleri daha iyi olacaktı. Leyan iş ve evlilik muhabbeti dışında bir şeylere ihtiyaç duyuyordu artık.

"Sinan, yemekten sonra ben kızlara gideceğim. Bugün beni azad edin nolur, yoksa kafayı yiyeceğim."

Kızın üzerindeki aşırı yükün farkındaydı adam o yüzden ona müsaade etti. Fas'a gittikten sonra Leyan'da gözle görülen bir değişiklik vardı kendine karşı. İyiye mi yoksa kötüye mi yoracağını bilemiyordu henüz. Bazen aklına kızın 'vazgeçtim' diyeceği geliyordu ve bu onu deli ediyordu. 

~

Ayşe kendi bölümünden güzel arkadaşlar edinmişti, ama hiçbiri kızların yerini tutamazdı elbette. Birlikte oturup konuşmayalı o kadar uzun zaman geçmişti ki. Leyan'ın telaşı kendine yeterdi zaten, Burcu mecburi hizmet nedeniyle 2 sene başka bir yer gidecekti bunun derdindeydi. 

Ali ehliyet alması gerektiğini söyleyerek sürücü kursuna yazdırmıştı. Boş kalan zamanlarında birlikte çalışıyorlardı. Her gün Ali gelip alıyordu ama bugün kendisini alan kişiyi görünce sevinçten çığlık atarak gitti yanına. 

"Leyan! Sen yaşıyorsun!"

Leyan kıza sıkıca sarıldıktan sonra kafasına vurmuştu yavaşça.

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin