Bölüm 25

58 3 0
                                    


Ailesi ile geçirdiği zor bir gecenin ardından sabaha kadar uyuyamamıştı Leyan. Ofisine girdiğinde Ali'nin yaptığı telefon konuşması oldukça dikkatini çekmişti.

"Anladım Sinan ama sorunlarından kaçarak kurtulamazsın."

"..."

"Git yüzleş o zaman, kaçarsan kaybetmiş olursun asıl."

"..."

"Yüzleştin mi? Sorunun yüzüne bir tokat gibi mi indi? Oğlum yemin ederim şiir kitapları gibisin, biraz daha açık konuş."

"..."

"Tamam Sinan tamam, ne halt yiyorsan ye."

Ah, kesinlikle konu kendisiyle ilgiliydi. Sinan'ın Ali'ye bir şey söyleyip söylemediğini bilmiyordu o yüzden sessizce yerine oturdu. Ama adamla yaptığı konuşmayı da deli gibi merak ediyordu.

"Sinan babamların yanına dönmüş."

"Ya, neden?"

"Özel bir sorunu varmış, işler istediği gibi gitmemiş. O da kaçıp gitti işte."

İşler Leyan'ın da istediği gibi gitmemişti ama adamın pes edip, gitmesine de üzülmemiş değildi. Gerçi, hak etmediği halde tokat atmıştı belki de kırmıştı adamın kalbini... Elinin altındayken nasıl da hızlı hızlı attığı geldi aklına.

"Ben biliyorum onun o özel sorununu. İnatçı keçi işte!"

Leyan'ın bir an rengi atmıştı. Ali yoksa her şeyi biliyor muydu? Şu an bir şey sorsa verebileceği bir cevap bile yoktu.

"Ailesi ile kavgalı, uzun zamandır görüşmüyor. Hem de çok saçma bir sebepten ve haksız. Ama çocuk gibi inatlaşıyor babasıyla."

Ali sorunun ailesinden kaynaklandığını sanıyordu. Acımasızdı evet ama Leyan rahatlamıştı. Kahretsin şimdi de ailesi ile olan sorununu merak etmişti.

Ne yapacaktı? Adamı kalbi kırık gönderip bu olayı halının altına mı süpürecekti yoksa başka bir çözüm mü bulacaktı?

~

Ali öğle yemeğinden sonra halen daha Sinan'ı düşünürken, asistanı Aslı'nın gelmesi ile dikkatini ona verdi.

"Ali bey bu zarf size gelmiş."

"Kimdenmiş?"

"Üstünde sadece sizin adınız yazıyor, biliyorum."

"Tamam teşekkürler Aslı."

Orta boy zarfı büyük bir merakla açtı. İçinden sadece bir fotoğraf çıkmıştı. Ali'nin tüm kanının çekilmesine sebep olacak bir fotoğraf.

Arkasını çevirdiğinde tahmin ettiği kişiden gelen bir not.

'Bizi unuttun mu Ali?'

~

Yaşananlara hala daha inanamayan Ayşe bütün gün sevgi kelebeği gibi dolanmıştı. Ali'nin gelişini iple çekiyordu, özlemişti onu. 

Bir kaç gündür aklında olan bir şey vardı ama Ali'ye söyleyip söylememe konusunda kararsızdı. Gerçi böyle bir şeyi elbette o da isterdi emindi.

Burcu'nun da evden gitmesiyle iyice yalnız kalmıştı ve sıkılıyordu. Telefonu çalınca kocasının aradığını düşünerek eline aldı ama arayan görümcesiydi. 

"Efendim Deniz abla?"

"Abla mı? Hayırsızlar, insan aramaz mı?"

Haklıydı. Buraya yerleşmeyi düşünmüştü ama yaşadığı ülkedeki hastane daha büyük bir teklif verince geri dönmüştü.

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin