24 Saat

95 8 14
                                    

"Çiçek ne oluyor? Kızım cevap versene! Kim orada?"

Telaş bütün bedenimi ele geçirmişti. Ne düşüneceğimi, nasıl davranacağımı bilmiyordum. Telefonun diğer ucundan ses gelmediği zaman telefonu kulağımdan çekerek ekranına baktım. Kapatılmıştı!

Aras " Çiçeğe ne oldu!" diyerek aniden salladığında kendime gelerek onlara döndüm.

"Çiçek tehlikede koşun! Açıklamaya zamanım yok." Diye Aras'ın elinden kurtulup kapıya doğru koştum. Arabaya doğru koşarken bir yandan da Çiçeği arıyordum. Hadi aç şu lanet telefonu Çiçek!

Arabanın açıldığını bildiren farları gördüğümde arka koltuğa geçerek onların gelmesini bekledim. Aynı zaman diliminde Aras ön koltuğa Bartu'ysa şoför koltuğuna geçmişti.

"Evi tarif et," diye emri verdiğinde birden evin adresini unutmuştum.

Aras "Bahar! Kendine gel," diye tekrar bağırdığında elimi kaldırıp susmalarını işaret ettim. "Bir dakika, zihnimi toplamam lazım.." diyerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Çiçeğin o korku dolu sesi ve telefonun aniden kapanması üzerine sanki beynim durmuştu. Zihnimde bilinen her şey silinmiş gibiydim.

Kendimi dindirdiğim zaman silinen düşüncelerim tekrar yerlerine almıştı. Bartu'ya evi tarif ettiğimde hiç beklemediğim bir hızla arabayı sürmeye başlamıştı. Yoldan gözlerimi çekerek telefona geri çevirdiğimde Aras'ın telaş dolu sesini kulaklarıma dolmuştu.

"Çiçeğe ne oldu Bahar?"

"B-bilmiyorum. Sadece o burada dedi ve konuşma aniden kesildi. Bende sizin gibi hiçbir şey bilmiyorum" dediğimde Aras öfkeyle torpidoya vurmaya başladı.

"O videoyu gönderen kişi, bizi tehdit etmişti. Ve şimdide aramızda ki en zayıf halkayı seçti."

"Çiçek zayıf değil!" dediğimde Bartu dikiz aynasından uyarısı bir sinyal verdiğinde şuan bunun tartışmasını yapmamam gerektiğini anlamıştım. Ama arkadaşımı hiç kimse güçsüz göremezdi.

Bartu "Aras tamam sende sakin ol." Dediğinde Aras sertçe ona baktı.

"Nasıl sakin olayım ha? Ya ona bir şey olduysa gittiğimizde bulamazsak," dediğinde sinirimi ve stresimi kontrol etmeye çalışarak telefondan tekrar Çiçeği aramaya başladım. Aras'ın ilk kez böyle görüyordum. Gerçi senelerdir tanıdığım birisi değildi ama kısa sürede karakterini çözmüştüm. Hafif öne kayarak elimi arkadan omzuna attım.

" Ona hiçbir şey olmayacak, güven bana Çiçek çok güçlü içine korku tohumlarını serpme," dediğimde Aras omzunun üzerinden yüzüme baktı. Mavi gözlerinin içinde en derinine kadar korkuyu görebiliyordum. O güçlü karakterinin içinde farklı birisi daha vardı. Buruk bir şekilde gülümseyerek omzumda ki elimin üzerine eline koyduğunda hafifçe gülümsedim. Tam bir şey söyleyecekti ki araba aniden durmuştu. Neredeyse ikisinin ortasından geçerek camdan dışarı çıkacaktım.

"Yuh!" diyerek ona baktığımda hafifçe gülümsedi.

"Üzgünüm, ama geldik." Dediğinde onun bu manyak ruh hastası hallerini es geçerek arabadan indim. Eve doğru koşarken Aras arkamızdayken saniyeler içinde önümüze geçip kapıyı çalmaya başlamıştı.

"Çiçek! Lan ona dokunursan öldürürüm seni!"

Aras ve Bartu kapıyı açmaya çalışırken bakışlarım odasında ki ışığa kaymıştı. Açıktı ya bizi oylamak adına ışığı öyle bırakmıştı yâda içeridelerdi. Bahçeye girip arka mutfak kapısına doğru koşmaya başladım. Kapının önüne geldiğimde elimi kulpa götürmüştüm ki kapı gıcırtılı bir ses çıkartarak açılmıştı. Buradan girmişti.

KARANLIĞIN TİYATROSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin