Elimde ki eskimiş anahtarı kaldırdığımda hepsi kaşlarını çatmış sorgulayan bakışlar ile anahtara bakıyordu.
Çiçek" Bu ne Bahar?" dediğinde bilmediğime dair yüzlerine baktım. "Hiçbir fikrim yok. Elimi cebime attığımda bu geldi." Dediğimde Bartu elimde ki anahtarı alıp üstünü incelemeye başladı.
Birden Aras kolumu sertçe tutup ona bakmamı sağladığında bakışlarında ölümü andıran karartı geçtiğinde sertçe yutkunmuştum.
"Nasıl bir oyun oynuyorsun bilmiyorum ama yeter! Kes artık şu saçmalığı!" diye bağırdığında kolumu kendime çekmeye çalıştım. Ama bu sefer diğerlerinden daha da sıkı tutuyordu. Canımı yaksa da belli etmemeye çalışarak "Oyun oynamıyorum! Cebimden çıktı bende sizin gibi bu anahtarın nereden geldiğini bilmiyorum!" diye dişlerimin arasında konuştuğumda Aras kaşları çatık ukala bir şekilde gülerek yüzüme bakmıştı.
"Sence ben bunu yer miyim? Bak gerçekten sıktın! Polisler, delillerin olmaması ya burada olan birçok insanı hem korkutuyorsun hem de hepimizi şüpheli gösteriyorsun. Bitir artık şu oyu-" daha fazla konuşmasına izin vermeden elimi kurtarıp beni tutan elini tutup ters çevirmiştim. İnlemesi ile kolunu sırtında birleştirerek duvara sıkıştırmıştım.
"Sana kaçıncı kere söyleyeceğim bilmiyorum ama ben oyun oy-na-mı-yo-rum! Onu o kazma kafana sok!" diye kulağına doğru bağırdığımda sadece elimde debelenip kurtulmaya çalışıyordu. Bana cevap vereceği sırada Bartu'nun sesi ile susmuştu.
"Yeter! Şu saçma kavgalarınıza son verin." Dediğinde bakışlarım ona kaymıştı. "Vahşi sende bırak Arası." Dediğinde sinirden gülerek Aras'ın kolunu bıraktım.
"Emredersiniz Bartu Bey, başka ne yapmamı istersiniz?"
"Azıcık susmanı ve vahşiliğini bir kenara bırakmanı istesem çok şey mi isterim?"
"Evet, çok şey istersin." Dediğimde gözlerini devirerek elinde ki anahtarı montunun cebine attı.
"Tahmin etmiştim. " dedikten sonra merdivenlere yönelerek "Hadi çıkıyoruz ve birbirinizi suçlamayı da bırakın." Dediğinde hepsi susarak onu takip etmeye başlamıştı. Aras'la birbirimize baktığımızda ikimizde birbirimizi öldürmek istercesine bakıyorduk. Hepsi Bartu'yu takip ederken durup onlara baktım.
"Ne yapıyorsunuz?" dediğimde durup bana baktılar.
Bartu "Dışarı çıkıp, kafede oturacağız. İtirazın mı var?" Dediğinde bıkmış bir şekilde başımı salladım.
"Evet var."
"Niye şaşırmadım acaba?" Diye mırıldandığında onu duymazlıktan gelip sözlerime devam ettim.
"Ne zaman seni lider seçtik de kararlar verir oldun? Hepimizi susturup, lidermiş havalarına girdin?" dediğimde derin bir nefes alarak kollarını göğsünde birleştirdi.
"Liderlik taslamıyorum vahşi bücür. Ama bir şekilde beşimiz bir araya geldik. Hangimiz hangimizi tanıyoruz? Tanımıyoruz Siz ikiniz dışında, o yüzden birbirimizden ayırılmıyoruz. Kavga etmeden bir arada olmamız lazım. " derken Aras ve bana bakmıştı. Sonra bakışlarını tekrar üstüme sabitleyip "Şimdi Bahar Arca aramıza lütfeder misin? İnan sen ne kadar burada durmak istemiyorsan aynı şekilde bende durmak istemiyorum. Ama mecbur beşimiz bir arada durmamız lazım. Ayrıca bu şekilde eve de gidemeyiz. " diyerek kıyafetlerimizi gösterdiğinde pes ederek yüzüne baktım. Eli ile merdivenleri gösterdiğinde yapmacık bir şekilde gülümseyerek merdivenlere doğru yöneldim. Ama yanından geçerken:
"Bana bir daha bücür dersen o bücür kelimesinin içinde ki harfleri alırım ve.... Artık gerisini sen tamamlarsın. " diyerek yanından geçip merdivenlerden aşağı kata inmeye başlamıştım. Omzumun üstünden ona baktığımda söylediklerimi düşünerek, kaşlarını çatmış bir şekilde aşağı iniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN TİYATROSU
Ficción Generalİnsanlar ve ya bizim gibi kitap aşıklarının tek bir hayali vardır. Kitapların içlerine girmek, onlarla bir olmak, yaşadıklarını yaşamak...Ama bazı hayaller hataya dönüşebilir. Hiç yaşayamayacağınız acılara tabi tutunabilirsiniz. Hiç yapamayacağını...