Silindir şeklinde ki yeni ipucumuzu incelerken Bartu evin içinde sinirden küplere binmişti. Bir sağa bir sola dolanıp duruyordu. Onun bu haline aldırmayarak elimde adını koyamadığım cisme kaymıştı.
Üzerinde harfler vardı. Harfleri kendime doğru döndürerek şifreyi yazabiliyordum. Ama şifre neydi? Elimizde karışık harflere göre mi yoksa yeni bir ipucu mu bulacaktık? Aklımda bir sürü soru dolanıyordu. Sayılı şifre olamazdı. Çünkü üzerinde sadece harfler vardı.
Bartu "Bu güller gittikçe canımı sıkmaya başladı. Sapık herifi bulduğumda onu çok güzel gül buketine saracağım." Diye hayalini dile getirdiğinde gözlerimi cisimden çekerek ona baktım. Güller umudu simgeliyordu. Olabileceğini düşünerek UMUT kelimesini kodladım ama hayır kutunun ya da cismin şifresi bu değildi.
"Güllerle ilgilenmek yerine şunun ne olduğunu çözebilirsin." Dediğimde gülü elinde döndürerek geri kutunun içine atmıştı. Silindir şeklindeki cismi eline alıp salladı. İçinden bir takım sesler geldiğini duymuştuk.
"Metal bir şey var..." diyerek cismin üzerindeki harflere baktı.
"Sence çözdüğümüz kağıtlarda ki harflerden birisi olabilir mi?" dediğimde gözlerini üzerime çevirerek "Denemden bilemeyiz vahşi," diyerek geri salona doğru yürüdüm ve topladığım bütün kağıtları önümüze serdim.
Yaklaşık yarım saattir elimizde olanları denedik. Gerek İngilizce, gerek bulduğumuz sözlerle ama hiç biri şifre ile uyumlu değildi.
Bartu "Çiçek yâda diğerlerine kutu gelmiş mi?" dediğinde gönderilen kutuyu incelemeyi bırakıp telefonumu elime aldım. Çiçeği arayarak camların olduğu yere doğru yürüdüm. Çaktırmadan perdeleri açacaktım ki gözlerim Bartu'ya kaydı. Bana hayır der gibi başını sallamıştı.
"Alo Bahar?"
Çiçeğin sesini duyduğumda gözlerimi Bartu'dan çektim. Ve Çiçeğin meraklı sesine karşılık verdim.
"Günaydın balım. Çaktırma ama kapına herhangi bir şey geldi mi?" dediğimde ilkte sessiz kalmıştı.
"Sabah uyandığımda balkona çıktım ve bir kâğıt buldum. Balkonuma fırlatmışlar." Dediğinde Bartu'nun yanına giderek oturmuştum. Telefonu masaya koyup hoparlöre aldım.
"Kâğıtta ne yazıyor Çiçek?" dediğimde Bartu hazırda bekledi.
"Sorun işte orada başlıyor Bahar, kâğıtta bir yazı yok. Çizim var." Dediğinde birbirimize bakmıştık.
Bartu "Çizim mi?" diyerek şaşkınlığını belirtmişti.
Çiçek "Evet doğru duydunuz. Sanki küçük birisi resim çizmiş gibi, Bahar telefonuna bak atıyorum resmi." Dediğinde üstten Çiçeğin mesajı gelmişti. Çiçekle konuşmamı üstte alarak resmi açtım.
"Gördün mü sanki küçük birisi çizmiş," dediğinde sanki karşımdaymış gibi başımı sallamıştım. Haklıydı küçük bir çocuğun elini çizmesi gibiydi. Parmaklarında iki kız üç erkeği andıran insan figürleri vardı. Ama avucunda bağıran, adını koymakta zorlandığım bir şey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN TİYATROSU
Ficción Generalİnsanlar ve ya bizim gibi kitap aşıklarının tek bir hayali vardır. Kitapların içlerine girmek, onlarla bir olmak, yaşadıklarını yaşamak...Ama bazı hayaller hataya dönüşebilir. Hiç yaşayamayacağınız acılara tabi tutunabilirsiniz. Hiç yapamayacağını...