Sıcak duşun ardından kendimi odama atmıştım. Başımda ve karnımda ki ağrı hala devam ediyordu ama bugün hayatımın normalleştiği bir gündü. Ve bu günü çok özlemiştim.
Hayatımın bir kitaba dönmesini istemekle en büyük aptallığı dilemiştim. Haftalardır yaşadığımız olaylar yüzünden artık hayata normal bakamıyordum. En önemlisi eksik hissediyordum. Artık her şey bitmişti. Seçilmişlerin görevi son buldu. Polis kapanan dosyaları tekrar gündeme getirdi ve o çaresiz kaybolan çocukları bulmaya başlamışlardı.
Bizi seçen adam amacına ulaşmıştı ama bizim ulaşamadığımız bir şey vardı. Bize bu görevleri veren kişi kimdi? Polis bile o kişiyi bulamamıştı. Belki de o çocuklardan birisiydi. Geçmişte o evden kaçtığım gibi onların elinden kaçan birisi bile olabilirdi. Sesini duyurmak adına kendisine benzeyen, yani bizleri seçmiştir.
Bunları düşünmemem gerek, çünkü bitti. Her şey haftalar sonra bu gün bitti. Peşimde olan o adamlar enselendi. Çocuklar teker, teker bulundu ve biz seçilmişler dağıldı. Her şey normale döndü. Bu olaylarda atlamadığım, sürekli gözüm kapandığında o an geliyordu.
Eren'in ölüm çığlıkları... O adam neden onu öldürmek istedi? Eren ile ne derdi vardı? Okulda saklandığım odada konuşmamız ve dikiş izimi bilmesi... Artık bunları düşünme Bahar. Eren öldü! Adamlar enselendi! Ve bu oyun son buldu! İç sesimin çığlıkları bedenimi esir alırken düşüncelerimi bir kenara bırakmıştım. Dediği gibi bitmişti, uzatmanın bir manası yoktu. Giden gelmiyordu...
Gözlerim masanın üzerinde ki saate kaydığında okul saatine yaklaştığını görmüştüm. Hızlıca üzerimi değiştirip saçlarım gelişi güzel bir şekilde tepeden bağladım. Aynada kendime baktığımda canlı gözlerle bakan kıza dik durmasını söyleyerek evden çıktım.
Garaja doğru yürüyüp motora bindiğimde karnımda yine bir acı oluşmuştu. Derin bir nefes alarak acıyı yok saydım ve motoru çalıştırarak okula doğru sürmeye başladım.
Geçmişin zincirleri artık seni tutmuyor Bahar Arca, yeni hayatına merhaba deme zamanı...
Okula geldiğimde motoru gelişi güzel bir şekilde durdurup indim. Kaskı kafamdan çıkarttığımda Çiçeğin gülerek yanıma geldiğini görmüştüm.
"Günaydın." Diyerek eski neşemi yüzüme yayılmasına izin verdim. Çiçek yanıma geldiğinde gülen yüzünü düşürdü.
"Sana da günaydın ama evde olman gerekmiyor mu senin?" dediğinde tek kaşımı kaldırdım.
"Neden?" dediğimde gözlerini kısarak karnımı işaret etmişti.
"Vurulduğunu hatırlatmamada bir sakınca yok sanırım." Dediğinde sesimi çıkartmayarak kaskı motorumun arka çantasına koyarak geri onda döndüm.
"Ben gayet iyiyim Çiçeğim. Hem doktor ani hareketler yapmamı söyledi. Evde kal demedi." Diyerek çantamı sırtıma attığımda Çiçek iç çekerek koluma girdi.
"Peki, bir şey demiyorum. Her şeye cevabın var." Diyerek beni yürütmeye başladığında arkamızdan bir ses gelmişti.
"Onun cevabı olmadığı bir gün mü var Çiçek?"
Arkamı döndüğümde onu siyahlar içinde bulmuştum. Gerçi tek o değil. Diğerleri de aynı şekilde ful siyahla kendilerini bütünleştirmişti. Ağır adımlarla yanımıza geldiğinde gülümseyerek üzerini işaret ettim.
"Sanırım birileri bana özeniyor." Dediğimde gülüşü daha da büyüdü.
"Şu bitmek bilemeyen özgüvenin ne zaman son bulacak Bahar Arca," dediğinde başımı hafifçe omzuma doğru eğdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN TİYATROSU
Fiksi Umumİnsanlar ve ya bizim gibi kitap aşıklarının tek bir hayali vardır. Kitapların içlerine girmek, onlarla bir olmak, yaşadıklarını yaşamak...Ama bazı hayaller hataya dönüşebilir. Hiç yaşayamayacağınız acılara tabi tutunabilirsiniz. Hiç yapamayacağını...