"Nihan ve Lara çiftlik evindeler." Dediğimde hepsi soru işaretli gözlerle yüzüme bakmaya başladı.
Tamer "Nereden anladın bunu arıza?" dediğinde videoyu geri başlattım.
"Video bir ev ama duvarlarına baksanıza böyle duvarlar sadece çiftlik evlerinde olur. Atılan ilk videoda bir ev vardı. Ve elinde tahta ile geçen bir çocuk şansa gelin ki Nihan ortada yok bağlı ve arkada ki plan aynı o videoda ki ev, hatta kendisi sonra çiftlik evi demek istiyor ama kesiliyor." Dediğim de Bartu çenesini kaşıyarak sözlerime ekleme yaptı.
"Ya da tuzak olabilir. Nihan videoda kızlardan yardım istedi. Belki de senin peşinde olan o kişiler Nihanı koz alarak seni tuzağa çekmeye çalışıyor."
"Bunu gitmeden öğrenemem."
"Öğrenemeyiz demek istedin sanırım, seni göz göre tehlikenin içine atamam."
"Senden izin istemedim Bartu, ayrıca toplu gidersek çok çabuk enselenebiliriz." Dediğimde Aras konuşmaya dahil olmuştu.
"Aklında nasıl bir plan var Bahar?"
"Akşam Eren beni alarak çiftlik evine götürecek ve 2 gün orada kalacağız." Dediğimde Bartu gözlerini kısarak gülmeye başladı.
"Ne dediğinin farkında mısın? Bunu asla izin vermiyorum."
"Farkındayım ve gidiyorum." Dediğimde Bartu yumruğunu sıkarak masaya vurduğunda yerimden sıçramıştım. Bartu'nun bu hareketiyle gözlerimin önüne farklı bir anı bürünmüştü. Sakın Bahar sakın kızım! O anılarda değildin. Hatırlama, düşünme ve gözlerini doldurma! Sakın sen güçlüsün. Milletin içinde gözlerini asla doldurmadın şimdi de doldurmuyorsun. Unut o zamanda değilsin.
"Gitmiyorsun o puştun önüne seni kuzu niyetine atmam." Dediğinde ağzımı açmıştım ki öfkeli sesi benim sesimi kesmişti. "Sakın tek kelime dahi etme gerekirse seni evine kilitlerim ve gitmene müsaade etmem." Dediğinde ona hesap sormak istemiştim ama tek bir kelime edersem sesimin titreyeceğini biliyordum. O yüzden gözlerimi kaçırarak boğazımda ki acı yumruğu yok etmeye çalışmıştım. Omzumda bir kol hissetmem ve Tamer'in sesini duymam saniyeler içinde olmuştu.
Tamer "Tamam Bartu sakin olsan mı? Karşında bir kız var." Dediğinde Bartu ters bir şekilde ona baktı.
"Evet, burnunun dikine giden ve başına nasıl belalar geleceğini düşünmeyen bir kız var" diyerek bakışlarını tekrar üzerime çevirdi. İşaret parmağını sallayarak " Duydun beni Bahar, eğer burnunun dikine gidersen seninle aynı dilden konuşurum." Dediğinde daha fazla kendimi tutamayarak salladığı parmağını dişlerimi geçirmiştim. İnleyerek benden uzaklaşmaya çalışırken birisi beni ondan uzaklaştırmıştı.
"Bir daha sakın ama sakın bana emir verip yönetmeye kalkışma. O masaya vurmuş olduğum yumruğu yedirtirim sana geri zekâlı!" Diyerek Aras'ın elinden kurtulup yanlarından ayrıldım. Çiçeğin peşimden geldiğini biliyordum ama şuan hiç biriyle konuşmak istemiyordum.
"Çiçek gelme, kalbini kırarım." Diye bağırdığımda adımlarının son buluğunu duymuştum. Sol gözümden bir yaş süzülmeye başladığında elimin tersiyle hızlıca sildim. Unut lan artık unut! O zamanlarda değildin geçti gitti. Onlar sadece çocukluğunun kirli raflarında kaldı. Kimsenin gelmediğini anladığımda adımlarımı okulun içine çevirmiştim. Okula girdiğim de gözüm duvarda ki saate kaymıştı. Dersin bitmesine daha vardı. Adımlarımı aşağı kata inen merdivenlere yönlendirmiştim. Bodrum katına indiğimde gözüm her zaman ki karanlık odaya doğru çevirmiştim.
Cebimde ki anahtarla odanın kapısını açıp içeriye girdim. Okulun sahibi olmak bir nevi işime yarıyordu. Yalnız kalıp beni bulmamaları adına saklandığım tek odaydı. Ve buranın anahtarları da sadece bendeydi. İçeriye girip kapıyı tekrar kilitlediğimde telefonum çalmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN TİYATROSU
Genel Kurguİnsanlar ve ya bizim gibi kitap aşıklarının tek bir hayali vardır. Kitapların içlerine girmek, onlarla bir olmak, yaşadıklarını yaşamak...Ama bazı hayaller hataya dönüşebilir. Hiç yaşayamayacağınız acılara tabi tutunabilirsiniz. Hiç yapamayacağını...