Satranç Taşları

91 5 9
                                    

Satranç taşları gibi hepimiz yerlerimizi almıştık. Oyunu kabul etmemiştik ama bu oyuna en başından beri dâhil olmuştuk. Ve okulun popüler olan kişilerini seçmek yerine en pasif, göze batmayan, sıradan insanlar yani bizler seçilmişti. Ama neden? İşte soru burada hatalı.

Okulun en göze batmayıp ama her şeyi bileni, suçlarını kapatan, gizli işler yapan, sessiz olan ve hırsızlığı çok iyi yapan bu beş kişiyi bilen gizemli kişi aklında ne tür vahşet bir oyun kurmuştu ki bizlere buna dâhil etmişti?

İşte asıl soru buydu.

Derin düşüncelerimi keskin ve tok bir ses bölerken bakışlarım ve yeni düşüncelerimi çocuklara yönetmiştim. Bodrum katından çıkmıştık arka bahçeye geçerek öğretmenlerden saklanmıştık.

Aras" Saçma sapan birinin lafına uyuyoruz bunla uğraşmaya değmez." Diye sinirle parladığı zaman Bartu ile birbirimize bakmıştık ve aynı anda gözlerimizi devirerek oflamaya başlamıştık. Yaklaşık yarım saattir Aras beynimizi ütülüyordu. Ne zaman şifreyi bulduk, yaklaştık diyorduk hop Aras'ın sabırsız sabrı bizi patlatıyordu.

Tamer "Aras biraz sessiz olup beynini kullanmaya ne dersin?" dediğinde Aras volta atmayı bırakıp ona kenetlenmişti.

"Sen bana beyinsiz mi demek istedin?" diyerek üstüne yürüyeceği sırada araya girmiştik. Bartu, Aras'ı tutarken Çiçek ve bense Tamer'i geriye çekmiştik. Bu işler gittikçe sabrımızla oynuyordu ve sinirlerimize hakim olmamızı zorluyordu. Zaten beş farklı karakter ve asla anlaşamayan insanları bir araya getirmişti bu manyak herif,

"Ya Allah aşkına biraz sakin olun!" diye bağırdığımda Tamer elimde debelenmeyi bırakmıştı ama Aras hala öfkesinden köpürüyordu.

Aras " Ne sakin olacağım ya! Ne olduğu belli olmayan saçma sapan şifreleri çözmeye çalışıyoruz ki çözemiyoruz. Bizi neyin beklediğini bile bilmeden o kişinin kucağına gidiyoruz. Nasıl sakin olabilirim ha?" diye bağırmaya devam ederken hepimizin sinir kat sayılarıyla oynuyordu.

"Ortada olmayan bir kız var Aras. Ve bu beşimizi ilgilendiriyor, diğer hiç kimseye böyle notlar gelmiyor. Hepimiz okulda sessiz göze batmayan insanlarız. Bu her kimse bizlere bir şeyler anlatmak istiyor."

"Sikerim böyle işi, belki de bu yüzden bizleri ifşa etmek istiyor." Dedikten sonra ellerini kaldırıp tırnak işareti yaparak "Hani göze batmıyoruz ya!" diye üstüne vurgu yaparak Bartu'nun elinden kurtulmuştu. Geri, geri giderek "Her neyse, ben yokum artık sizde bu saçmalıktan kurtulun!" diyerek ön bahçeye doğru yürümeye başlamıştı.

Peşinden gideceğim sırada aniden durdurularak geriye çekilmiştik. Seçilenlerden birisi de oydu ve ona ihtiyacımız olacaktı.

"Öfkesi geçtiğinde gelecektir." Diye onun sesini duyduğumda kolumda hissettiğim sıcaklığa baktım. Anında geri çekmişti.

"Hadi şu ipuçlarını çözelim." Diyerek geri masaya geçtiğinde bende karşısına geçmiştim. Ama Çiçek ve Tamer öylece ayakta duruyorlardı. Çiçek, Aras'ın gitmiş olduğu yöne bakarken Tamer yerdeki çimenlere vurup duruyordu.

Bartu "Çiçek! Tamer hadi gelin, daha bir sürü kağıt var." Dediğinde Çiçek yavaşça yanıma gelip otururken Tamer oflayarak kafasını yerden kaldırıp bizlere baktı.

"Belki de Aras haklı, hepimizi mahvedecek bir oyuna dâhiliz." Dediğinde Bartu gözlerini devirerek kâğıda dönmüştü.

"Hadi ama Tamer ikinci günden mi pes edeceksin? Kaybolan kıza ne olacak?"

"Biz polis değiliz Bahar, bu işi onlara bırakmak en doğrusu, sizi tanımak güzeldi çocuklar." Diyerek arkasını dönüp giderken Çiçek ona seslenmişti.

KARANLIĞIN TİYATROSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin