Çiçek " Ne yani o kadar 15.7.26 diye giden sayılar sadece 'intikam' kelimesini mi ortaya çıkartıyor?" dediğinde Tamer dudaklarını büktü.
"Bana ne kızıyorsun fasulye sanki ben hazırladım kâğıdı, adam bunu yazmış," dediğinde oflayarak tekrar etrafı inceledim.
Bartu "Bir şey mi oldu? Başın mı döndü?" diyerek yüzüme bakarken başımı iki yana salladım.
"Hayır, gayet iyiyim boşa telaşlanma. Sadece eksik parçaları bulmaya çalışıyorum." Dediğim sırada Lara araya girdi.
"Eksik parça varsa şuan eline ulaşmamıştır. Elindekilere baktığımızda siyah gül, kutu var." Dediğinde güllere dikkatlice bakındım.
Bartu "Bu adam neden siyah gül gönderiyor ki? Anlamı ne?" dediğinde dudaklarımı büzdüm. Ne anlamı olduğunu gram bilmiyordum.
Aras "Siyah gül karanlık rengine rağmen umut anlamına geliyor. Umudu simgeleyen siyah güller rengiyle adeta umutsuzluğa meydan okuyor." Diyerek gözlerini telefondan ayırdığında kaşlarımı hafifçe çatmıştım.
Umut... Umutsuzluğa meydan okumak... Aras'ın sözleri üzerine Lara'nın elinde tuttuğu gül buketini parçalamaya başladım. Her birini çıkartıp tek, tek dallarına bakıyordum.
Lara "Bahar ne yapıyorsun?" dediğinde gülleri incelemeye devam ettim.
"Bilmiyorum, eksik olan parçaları arıyorum." Diyerek bir gülü daha elime aldığımda kalın sapında izler olduğunu görmüştüm. Bir şey kazınmıştı.
Parmağımın ucunu gezindirirken S harfi olduğunu düşünerek masanın üzerinde ki kâğıda tahmin ettiğim dört kelimeyi yan yana getirdim.
"Soon" diyerek onlara baktığımda bir elimde ki güle bir bana baktılar.
Çiçek "Son olmasın." Dediğinde başımı iki yana salladım.
"Hayır, bak iki tane o harfi var." Dediğimde herkes gülleri inceledi. Ama sadece elimde tuttuğum gülün sapına kazınmıştı.
Aras "Evet manyak herif güllerin sapına da dadanmış, başka neye yazacaklar çok merak ediyorum." Diyerek isyanıyla birlikte kendini koltuğa bırakmıştı.
Tamer " Böyle herifleri bir yere kapatmaları lazım." Diyerek Aras'a destek verirken Lara "Belki de kapatılan bir yerden çıktı." Dedi. Aklım iyice çorba olmuştu.
Bartu "Allah aşkına susun. Zaten durumlar iyice Arapsaçına döndü. Sizde iyice karıştırmayın." Dediğinde onu onayladım. Bartu oturduğu yerden kalkarak bir sağa bir sola doğru yürümeye başlamıştı.
"Şimdi rastgele araştırıp çözemeyiz. İlk bu işin nereden başladığına odaklanmalıyız." Dediğinde Tamer eli ile beni gösterdi.
"Onu yüzme havuzunda bulduğumuz an her şey başladı." Dediğinde Bartu başını hafifçe salladı.
"Doğru ama Bahar'a bunu yapanı bulduk ve yakalattık. Çiftlik evinin olduğu ağna dönersek neler oldu?" dediğinde herkes yaşananları sırasıyla anlattı.
"Son olarak da ben vuruldum." Dediğimde Bartu gözlerinde saliselik bir hüzün geçse de bunu sadece ben gördüm.
"Evet, ne yazık ki öyle oldu. Peki, neler oldu? Ben Bahar vurulduğu için bütün ilgim ondaydı sizin gözünüze çarpan herhangi bir şey var mıydı? Çünkü şuan yaşadığımız şey o günden sonra tekrarlandı." Dediğinde Tamer elini çenesinden çekerek;
"Bunu bizi yönlendiren kişi olma olasılığı hala çok mu düşük?" dediğinde Bartu başını salladı.
"Çok düşük ama hala listemizde," dediğinde Çiçek araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN TİYATROSU
Ficción Generalİnsanlar ve ya bizim gibi kitap aşıklarının tek bir hayali vardır. Kitapların içlerine girmek, onlarla bir olmak, yaşadıklarını yaşamak...Ama bazı hayaller hataya dönüşebilir. Hiç yaşayamayacağınız acılara tabi tutunabilirsiniz. Hiç yapamayacağını...